19 Mayıs neden hep bayram değildi?

  • GİRİŞ19.05.2009 08:01
  • GÜNCELLEME19.05.2009 08:01

Dün, 18 Mayıs Pazartesiydi ve gün hüzünlü bir haberle başladı.

Olağanüstü bir yaşam direnci göstererek... 74 yıllık ömrünün 24 yılını kanserle savaşarak geçiren Türkan Saylan öldü.

Hüzünlü başlayan gün, akmaya devam etti...Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Alparslan Arslan’ın olay çıkardığı duruşmada Danıştay Davası ile Ergenekon Davası’nın birleştirilmesi...

Ve Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Cumhurbaşkanı Gül’ün ‘Kayıp Trilyon’ davasıyla ilgili olarak evrakta sahtecilik suçundan yargılanması gerektiğine karar vermesi...

Sabah gerileyerek başlayan ama akşama doğru toparlanır gibi olan borsa haberleri...

Ve kendimi bildim bileli Sri Lanka’da Tamil Gerillaları’yla ordu arasında devam eden 26 yıllık iç savaşın sona ermesi...

Hepsi güne sığdı.

* * *

Sabahın ilk saatlerinde, Türkan Saylan’ın cenazesinin Çarşamba günü kaldırılacağı söylendi.

Sonra defin işlemiyle 19 Mayıs’ın üst üste gelmesinin anlamlı olacağı düşünülerek karar değişti...

Cenaze töreni bugüne alındı.

* * *

Bugün sadece 19 Mayıs değil, Atatürk’ün Samsun’a çıkışının da doksanıncı yıldönümü...

Resmi tarih bize, Kurtuluş Şavaşı’nın Atatürk’ün Samsun’a çıkışıyla başladığını anlatır... Bu açıdan, 19 Mayıs’ı Cumhuriyet’e giden sürecin de en önemli günü saymak isabetli olur.

Doksanıncı yılı olması nedeniyle 19 Mayıs daha da özel bir anlam taşıyor ve daha kapsamlı bir şekilde kutlanıyor...

* * *

19 Mayıs 1919’un 90. yıldönümü...

Peki, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın kaçıncı yıldönümü?

Bu kadar önemli bir günün Cumhuriyet’in başlangıcından beri kutlanması gerekmez mi?

Ama kutlanmıyor...

90. yıla rağmen, 19 Mayıs’ın Bayram ilan edilmesi çok yeni.

Bunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım ve o zamandan beri döne döne yazarım.

Ama garip bir irade, Bayram’ın kaçıncı yıldönümü olduğunu, ortalıktan her defasında çeker alır...

Kimse de bu soruyu merak etmez ve sormaz.

Bunu görünce, nafile bir çaba gibi durmasına rağmen, ben de hikayeyi, ‘resmi tarihin’ üzerini inatla örttüğü saydamlık adına bir kez daha anlatırım.

* * *

‘Yıl 1936. Günlerden 19 Mayıs. Atatürk Dolmabahçe’de, yanında Şükrü Kaya, Ruşen Eşref, Kılıç Ali, Salih Bozok, Mehmet Seydan, Nuri Conker var, konuşuyorlar.

Birdenbire Atatürk soruyor: ‘Bugün günlerden ne?’

Diyorlar Salı, Çarşamba neyse.

Ayın kaçı: 19’u.

Aylardan ne: Mayıs.

‘Ne oldu bugün söyleyin bakalım’ diyor.

Düşünüyorlar, 19 Mayıs’ta ne oldu?’

* * *

‘O zamana kadar 19 Mayıs’ın lafı yok. Onun için soruyor Atatürk. Şimdi bunlar arıyorlar. ‘İzmir’in işgalinin 3’üncü günü’ diyorlar. ‘Ankara mitingi yapılmıştı’ diyorlar. Atatürk ‘değil’ diyor.

‘İsmet Paşa’nın Lozan’dan Gazi’ye çektiği telgraf’ diyorlar.

‘Hayır, o 1923’te, Mayıs’ta değil’ diyorlar. ‘Haliç Konferansı’ diyorlar.

‘İngilizlerle Irak meselesi üzerinde konuşmuştuk’ diyorlar.

‘Terakkiperver Fırka’nın kapatılması da bu aylarda olmuştu’ diyorlar.

Atatürk ‘bırakın yahu bunları’ diyor. ‘Öyle bir şeydir ki bu, ülkenin kurtuluşudur’.

Yine bulamıyorlar. En sonra Şükrü Kaya hatırlıyor, ‘bu sizin İstanbul’dan ayıldığınız gün mü’ deyince ‘yaklaştın’ diyor, ‘Samsun’a çıktığımız gün’. Sonra, ‘asıl yapacağınız bayram bu’ diyor.

Ertesi sene 19 Mayıs’ta Şükrü Kaya’nın tertibiyle 19 Mayıs Bayramı kutlanıyor.’

* * *

Atatürk, ‘19 Mayıs Bayramı’nı iki kez görebilmiş...

İlki 1937’de...

İkincisi de, 1938’de.

Acar motoruyla Boğaz’ın en ucuna kadar gidiyor... Kıyılarda herkes Acar’ı tanıdığı için alkışlıyor, çok memnun oluyor... Fakat Atatürk yoruluyor. ‘Dönelim’ diyor. Böylece ikinci ve son kez bu bayramı hasta olarak görüyor...

* * *

Yazar dururum diyorum ama...

19 Mayıs’ın yukarda tekrarladığım ve tarihçilerden öğrendiğimiz hikayesini bilen kaç kişi var acaba?

Örneğin siz, bu bayramı 1937’den beri kutladığımızın farkında mısınız?

* * *

Türkiye kendi geçmişiyle ilgili neden saydam olmayı yeğlemez?

Halbuki saydamlaştıkça güçleneceğiz.

Gençlere en azından bu ilkeyi öğretebilsek...

‘Saydam’ olabilmenin, yaşamın en güç ama aynı zamanda ‘en gerekli’ ilkesi olduğunu öğrenmiş bir gençlik, ülkenin gerçek teminatı sayılmaz mı?

Mehmet Altan - Star
mehmetaltan@stargazete.com

Yorumlar15

  • mücahit yıldırım 16 yıl önce Şikayet Et
    Endülüs'e Veda. Endülüs'e veda isimli tarihi romanın sonlarına doğru, aynı zamanda ordunun komutanı olan kahraman ülkede geçmiş dönemlerde kazanılan zaferlerle ilgili bayramlar şenlikler yapılmaya başlandığını görünce " Eğer bir ülkede geçmişte yapılanlarla övünme,bayram,sşenlikler başladıysa demekki ülke yavaş yavaş yıkılmaya başlıyor" diye düşünür Japonya,Kore,Almanya,Malezya,Tayland,Endonezya gibi bazıları daha dünkü ülkelerin 30-40 yılda yaptıklarını biz 90 yıldır yapamadık. Ancak bayramda tatilde şenlikte en öndeyiz
    Cevapla
  • murtaza pekuz 16 yıl önce Şikayet Et
    kutlu doğum haftası neden kaymıyor. neden ramazan bayramı, kurban bayramı, bilimum kandiller takvime göre belirli bir hesapla kayarlarken kutlu doğum haftasını hükümet özellikle getirip 23 nisanın tam karşısına konumlandırıyor? neden ? neden bu ülkedeki bu memleketi omurgalı ve onurlu yapan herşeye karşı açılan savaş?
    Cevapla
  • adiga 81 16 yıl önce Şikayet Et
    Tarih Şöyle Diyor.... 15 Mayıs 1919 Perşembe. Yer Yıldız Sarayı. Sultan Vahdettin Mustafa Kemal'e "Paşa şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin, bunların hepsi tarihe geçmiştir. Ama asıl şimdi yapacağın hizmet daha önemli olabilir. Paşa, devleti kurtarabilirsin." (Mustafa Belgeseli'nden) Resmi tarih gençliği mahvetti. Bu ülke Atatürk'e minnettardır. Ancak mücadelede birtek Atatürk yoktur. Sezar'ın hakkı sezara.
    Cevapla
  • GÜRBÜZ YILMAZ 16 yıl önce Şikayet Et
    okumasını bilmeyenlere. Kazım Karbekir paşa Ali Fuat Cebesoy Rauf Orbay Nurettin Paşa Cafer Tayyar Paşa Refet Bele neden Atatürk Samsuna çıkmadan önce görev yerlerine gönderildi.Erzurum Kongresinde neden Atatürkün Subay olarak konuşmasına izin verilmedi ve kürsüden indirildi .Milli mücadelede yer alan paşalar neden Sultan Vahdettin ile görüştü ve sultan ne dedi.Milli mücadelenin paraları nereden geldi gökten zembillemi indi.Fevzi Çakmak neden İstanbul Hükümetinde Milli Savunma Bakanı oldu) umarım biraz olsun düşünürsünüz .
    Cevapla
  • GÜRBÜZ YILMAZ 16 yıl önce Şikayet Et
    okumasını bilmeyenlere. Sultan milli mücadeleye karşıysa Meclisi Mebusanı neden açtırdı ve misaki milli yi kabul ettirdi .Atatürk Samsuna giderken neden yanına 30.000 altın verdi o zaman kuruşun alt birimi olan para tedavülde verilen paranın değerini anlamanız için söylüyorum.Milli mücadele döneminde Şehzade Ömer Faruk Efendi neden Ankara ya kadar gelip mücadelede yer almak isteyince neden geri gönderildi.Kızılay aracılığı ile İstanbul Hükümeti Sultan Şehzadeler Valide sultanlar neden para gönderdi .Milli mücadele için
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat