Mesela "Sosyal medya" diye bilinen olgunun insanları nasıl anti -sosyal yaratıklara dönüştürdüğünü fark etmiyor musunuz? Karşı karşıya oturan iki kişinin birbirleri ile konuşmak yerine, ellerindeki akıllı telefonlardan sürekli akılsız sosyal medya mesajlarını izlemeleri, genel bir görüntü değil mi? Ve artık sevgililerin birbirlerine değil şarj aygıtlarına ve duvarlardaki prizlere bağımlı hale geldiğini görmüyor musunuz?

"Çatı Adayı" fenomeni ile gündeme gelen ve siyasi konumu ne olursa olsun CHP'de yönetim kadrolarına bile kabul edilen isimler ile sürdürülen gariplik de,

"Yeni Siyaset"in varlığını kanıtlamıyor mu?

Kim olursan ol... 

Yakın geçmişte CHP'den milletvekili adayı olan bu isimlerden birine "CHP'nin 6 okunu say" denilince o "Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, devletçilik, inkılapçılık, laiklik" diyerek beş tane ilkeyi saymış ama 6'ncı ilkeyi hatırlayamamıştı. "Eksik saydın" denilince de "Halkçılık" yerine "Eşitlikçilik" demişti...

Şimdi de Kılıçdaroğlu "Yeni siyaset"in "Çakma Mevlana"sı rolünde... "Kim olursan ol, ama bize gel" diyor. Mesela sadece Erdoğan takıntısı ile bilinen eski Refah yeni Saadet Partili isimler de CHP yönetimine girdiklerine göre, bunlar CHP'nin 6'ncı okunu "Erbakancılık" olarak düşünebilirler. Böylece CHP'liler "Laik Cumhuriyet"i AK Parti'ye karşı mukaddesatçılık silahı ile koruyacaklar ve seçmen kitlesi de bu evcilik oyununa katılıp, olmazsa CHP'ye, o da olmazsa MHP'ye, o da olmazsa Saadet'e oy verecek. Demek ki artık bir partinin ilkelerini benimsemek önemli değil "Yeni siyaset"te...

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ