Krizleri de, üstesinden gelmeyi de bilenlerdeniz

  • GİRİŞ11.10.2014 11:43
  • GÜNCELLEME11.10.2014 11:45

Bu serüvenler bize kitlesel göçler ya da sığınmalar şeklinde yansımadı mı? 

Ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak denilen ayrıcalığın kıymetini bilmeyenler demek ki az değilmiş... Baksanıza Kobani'yi Türkiye'ye taşımayı deneyenlerin sebep oldukları yıkımın maddi bilançosuna... İkisi polis olmak üzere 31 kişi öldürülmüş. 221 vatandaş ve 139 polis yaralanmış. 1114 bina ve 1179 araç yakılmış...
Bir de manevi hasar var ki, bunu sayılarla listelemek mümkün değil...

Manevi hasar bilançosu 
Örneğin derin toplumda "Barış Süreci"ne karşı verilen destek, yara almadı mı? Kalıcı ve demokratik bir çözüme ulaşmak için kendileri ile diyaloga girilen kesimlerden bazılarının, aslında çözüm değil kavgadan yana oldukları ortaya çıkmadı mı? Demokrasimizin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilerimizden bazılarının, iç barışı sabote edenlere ve kentleri yangın yerine döndürenlere destek verdiklerini görmedik mi?

Bu arada çok önemli bir nokta da Abdullah Öcalan'ı ilgilendiriyor. Öcalan'ı ziyaret eden kişilerin, bu ziyaretleri ertesinde kamuoyuna aktardıkları mesajlar demek ki her zaman gerçeği yansıtmıyor... Örneğin son olayları ateşleyen gelişmelerin başlangıcını Yıldıray Oğur, dünkü Türkiye'de şöyle özetlemişti:

Mesajın sonuçları 
"- İmralı'ya gidip Abdullah Öcalan'la görüşen kardeşi Mehmet Öcalan'dan beklenen açıklama geldi. Ayaküstü, irticalen, Öcalan'ın kendisine söylediğini iddia ettiklerini anlattı, bir tür yol verme olarak yorumlanacak o kritik cümleyi kurdu: 'IŞİD'in olduğu yerde ve Kürtlerin yaşadığı bölgede nerede bir IŞİD varsa sonuna kadar direnilecek.' Sonra HDP akşam acilen toplandı ve işaret fişeğini çaktı:'7'den 70'e bütün halklarımızı sokağa, alan tutmaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz. Bundan böyle her yer Kobani'dir'...

Yazının tamamı için tıklayın...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat