"Yeni Türkiye" eski paradigmaya ters düşüyor

  • GİRİŞ16.10.2014 10:11
  • GÜNCELLEME16.10.2014 10:11

Ama resmi ideoloji tarafından beyinleriniz ilkokuldan başlayarak yıkanıyorsa ve yıkanmış beyinlerin oluşturduğu "Paradigma" kirlenmemiş beyinlere söz hakkı tanımıyorsa ya da onları "Tehdit" olarak görüyorsa, yıkanma kirlenmeyi de getirmez mi gündeme?

Sevgili Herkül Millas yıllar önce kesip sakladığım bir yazısında "Paradigma" meselesini şöyle ele almıştı:
"- Toplumlar ister inanç ve mitoslarını, ister 'bilim' sistemlerini olsun (anlaşarak ve birbirlerini teyit ederek) aralarında bir'tutarlılık' sağlayacak biçimde oluştururlar. Khun bu görüşlerin bütününe 'paradigma' demişti. Artık paradigmaya yöneltilecek her tür eleştiri sağır kulakların aşılmaz duvarıyla ya da sistemi savunmaya hazır inançlı taraftarların sözde 'mantıklı' ısrarıyla karşılaşacaktır...

Kendi evinde yabancı olmak 
- Bu durumda basmakalıp görüşlerin dışında yeni bir şeyi görebilmek ve savunmak, paradigmanın dışındakilerden sağlanıyor. Yani 'yabancıdan'... Ancak bu yabancı genellikle hoş karşılanmıyor toplumca. Tarih içinde farklılık tepkiler doğurmuştur. Sokrates ve G. Bruno'yu klasik örnek olarak hatırlatıyorum. Birine zehir içirdiler, ötekini canlı ateşe verdiler. Oysa masum şeyler söylüyorlardı, bugünün anlayışına göre... Zamanımızda bu öfkenin en yaygın ve üzücü biçimi 'yabancı düşmanlığıdır.'

Millas'ın "Kendi evinde yabancı olmak" sonucu ile özetlediği bu tabloyu bugünkü Türkiye'nin siyaset ve düşünce hayatına yansıttığınız zaman, yıkanmış beyinlere dayalı biçimde oluşturulan eski paradigmanın "Yeni Türkiye" olgusuna neden öfke duyduğunu anlayabilirsiniz.

Yazının tamamı için tıklayın...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat