Bu iki isim, gerek temsil ettikleri iki ülkenin dünya siyasetindeki ağırlıkları, gerekse siyasi kimliklerinin çok farklı olması açısından dikkatle izlenmekteler.

Obama 1961'de Honolulu'da (Hawaii) doğmuş... Putin ise ondan daha büyük, 1952'de Leningrad'da (St. Petersburg) doğmuş. İkisi de üniversitede hukuk eğitimi almışlar. Obama 2009'dan beri ABD Başkanı... Putin ilk döneminde, 2000-2008 arasında Rusya Federasyonu'nun Başkanıydı. 2008-2012 arasındaki Başbakanlığı ertesinde, yeniden Başkan seçildi. 

Biri avukat diğeri KGB'ci 

Obama gençlik döneminde Harward Hukuk Fakültesi'nde başlayan çalışmaları ertesinde özellikle Şikago Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki ve Medeni Haklar alanındaki avukatlık çalışmaları ile parladı. Daha sonra siyasete girdi ve ilk olarak İllinois eyaletindeki yerel yönetime Senatör seçildi.
Putin 1975'te Sovyetler'in Haber Alma Örgütü KGB'ye katıldı. Karşı Casusluk bölümünde yönetici oldu. Daha sonra Berlin Duvarı'nın yıkılmasına kadar (1991) Doğu Almanya'da görev yaptı. Sovyetler'in çöküşü ertesinde "Komünizmi bir çıkmaz sokak" olarak görerek, Yeltsin döneminde siyasete girdi. 

Farklı siyasetler 

Çok özet olarak verdiğimiz bu biyografik bilgilerden çıkartılacak sonuç şu olabilir... Obama Amerika'daki yerleşik düzene karşı bir çizgide kariyerini oluşturmuş. Putin ise Sovyet döneminde KGB'ye katılarak derin devletin bir görevlisi olmayı seçmiş. Bu iki siyasetçinin bugün izledikleri politika da, hayatlarının başlangıcındaki tercihlerini yansıtır nitelikte.
Obama miras aldığı geçmişi silmeye uğraşıyor... Öncelikle dış ülkelerdeki, Afganistan'daki, Irak'taki Amerikan askeri varlığını sona erdirmek çabasında. Küba ve İran gibi kavgalı olunan ülkelerle barışmayı seçiyor. Eşcinsel evliliklere hoşgörü benzeri muhafazakarların karşı olduğu konularda, reformist çizgi izliyor. En çarpıcı olan da, İsrail'in Netanyahu'su ile karşı saflarda yer alması... 

yazının devamı için tıklayınız