Toplumlar da yavru balinalara benzeyebilir mi?

  • GİRİŞ21.08.2008 06:25
  • GÜNCELLEME21.08.2008 06:25

Buna göre Sydney'in kuzey sahilinde annesini kaybettiği açıklanan bir aylık yavru balina, annesi zannettiği yata sürtünmeye çalışmış.

Avustralya Ulusal Parkı yetkilileri yavruyu uzaklaştırırken göç sezonunda bu tür olaylarla sıkça karşılaştıklarını söylemişler. Sürüyü kaybeden yavruların beslenmek için annelerine ihtiyaç duymaları, bu tür sıra dışı görüntülere neden oluyormuş.

Canlıların bu tür anne ya da baba arayışlarının, sadece balinalara özgü bir davranış olmadığı kesin. Annelerini kaybeden leopar yavrularının, anaç köpeklere anneleriymiş gibi yaklaştıklarını ve hatta emzirildiklerini, doğayı işleyen tematik kanallarda sık sık görüyoruz.

Bu tür arayışlar toplumsal düzeyde ise balinalarınkine benziyor.

Cansız varlıkları, binaları, eşyaları ana ve babalarının yerine koyup, onlara sürtündükleri zaman, öksüzlüklerinin ve yetimliklerinin sona erdiğine inanıyor toplumlar.

Bunu mesela Kuzey Kore'nin müteveffa diktatörü Kim İl Sung'a hala tapınılmasında görmüyor muyuz?

Ölüye tapınma

Kuzey Kore'yi ziyaret eden turistler bile Kim İl Sung'un heykelini selamlıyor, çelenk koyuyor ve ondan sonra turları başlatılıyor.

Bu durumu en iyi değerlendiren kişi ise, ölü diktatörün oğlu olan şimdiki diktatör Kim Dae-Jung...

Bu yavru diktatör hem babasına tapınmayı bir devlet politikası olarak sürdürürken, kendisine tapınmayı da bunun uzantısı olarak sunuyor.

Bu arada halkın yoksulluğu, ülkenin gelişmemişliği, pek konuşulamıyor.

Gelişmiş ve demokrasiyi özümsemiş toplumların, öksüz kalmış yavru balinalara benzemeleri çok zor.
Onların siyasetinde de, tüm toplumsal yaşamlarında da, yarış canlılar arasında oluyor. Yaşayan, icraat yapan, başarısızlıkların ve başarıların sahibi olan kadroların karşısına, yaşamayanlar rakip olarak çıkartılıp, "O yaşasaydı böyle yapmazdı" denilemiyor.

Türkiye'nin demokrasi yolundaki atılımları, toplumun balina yavrularına benzemesi ihtimalini de azaltmaktadır.

**-**

"İdareci-antrenör-tesis-sporcu" dörtgeni

Olimpiyat oyunlarında alınan madalya sayılarına bakılarak, bir devletin gelişmişliğini anlamak pek mümkün değildir.
Aynı şekilde bir ülkenin nüfusu arttıkça, madalya sayısı da artmaz.

Dün 66 kiloda altın madalya alan serbest güreşçimiz Ramazan Şahin'in zaferi ile madalya sayımız 4'e (Bir altın, 2 gümüş, bir bronz) çıkmıştı.
Genel sıralamaya baktım. Madalya kazanmış 76 ülke arasında 34'üncüydük.
Nüfusları bizden kat kat fazla olan Endonezya, Brezilya, Hindistan gibi ülkeler bizim gerimizdeydiler.
Buna karşı hem nüfus, hem de gelişmişlik düzeylerinde bizden çok geri olan Küba, Kenya, Etiyopya, Kuzey Kore, Jamaika bizim önümüzdeydiler.
Yıldız atletimiz Elvan'ın içinde bulunduğu ENKA kulübünün kurucusu ve ruhu olan Şarık Tara'ya "Başarının sırrı" nı sordum. Şunları söyledi:
- Sporda başarı için ," idareci", "antrenör", "sporcu" ve "tesis" gibi dört öğenin varlığı şarttır. Bunlardan tümü birlikte bulunmadığı zaman başarıya ulaşmak şansa bağlı oluyor. Bizim önümüzdeki olimpiyatta madalya sayısı fazla olan su sporlarına ve dünyada ihmal edilmeye başlanılan jimnastiğe de ağırlık vermemiz akılcı bir yönlenme olur.
Bodrum'daki tatilinden hemen her gün Elvan'la telefon konuşması yapan ve heyecanla yarınki 5000 metre finalini bekleyen Şarık Tara, "Bizim ENKA olarak tesisimiz mükemmel. Ama diğer alanlarda eksiklerimiz var ki, Elvan'dan başka yıldız gönderemedik" diye öz eleştiri de yaptı
MEHMET BARLAS - SABAH

Yorumlar2

  • Emir Safa 17 yıl önce Şikayet Et
    Doğa kuralı. Doğada bir gözlem yapın, ağaçlar birbirine yakın boylardadır, birlikte yaşayan hayvan sürülerinde yetişkinler birbirine yakın cüsselerdedir. Bir ağaç diğerlerinden kısa kalınca gölgede kalır ve ölür, hepsinden yüksek ağaç var ise onun genleri her tarafa yayılır. Göçmen kuşların önde gideni en fazla yorulan, tek tesellisi başkasının mabadını seyretmiyor olması, en çok yorulan o dur. Ölüm zamanı dondurur. Zamansız kaybedilenler tedavisi mümkün olmayan yaralar açar. Kor u bitmeyen kül gibi olur mazi.
    Cevapla
  • Oktay Koçak 17 yıl önce Şikayet Et
    Canlılar arası Yarış. Barlas çok güzel bir analiz yapmış geçmişte takılıp kalmanın ölüye tapınmanın bir anlamı yok bizde de Atatürk'e gönderme yapmış.Büyük önder yapacağını yaptı bize bu güzel ülkeyi sundu bundan sonra onun değerlerine yapacağımız katkıyı düşünmek lazım yani Ata'yı geçmek lazım geçmişe tapınmamak lazım demek istemiş.Ata'ya saygıyı elden bırakmadan geleceğe bakmak ve arada bir geçmişe bakıp tapınma duygusundan vazgeçmek lazım
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat