Sorun 'Bilgi sızması' değil de istihbaratta çok başlılık ve uyumsuzluk mu?
- GİRİŞ16.10.2008 06:10
- GÜNCELLEME16.10.2008 06:10
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un, basında yer alan TSK'ya dönük eleştirilere ve haberlere öfkelenmesi ne kadar doğalsa, basının bu eleştirileri ve haberleri yapması da o kadar doğaldır.
Bütün dünyada böyle durumlarda bu tablo çıkar ortaya.
Nitekim Genelkurmay Başkanı da şu söylemle bunu ifade etti dün:
-Bu tip saldırılar karşısında -ki bu saldırılar doğru bilgiye dayanmayan sınırlarını aşan eleştirilerdir- her ordunun vereceği cevap bellidir ve bu husus bütün ordular için de geçerlidir.
Şeffaflığın ve basın özgürlüğünün simge ülkesi olan ABD'de bile bu böyle oluyor.
Hatırlayın "Çok gizli" (Top Secret) damgalı "Pentagon Papers" adı verilen belgeler The New York Times'da (1971) yayınlandığı zaman olanları...
Bu gizli belgeleri sızdıran Ellsberg de, yayınlayan Sheean da, polisle adliye arasında sürünmüşlerdi. Bu belgeler kamuoyuna açıklananlarla, gerçekler arasındaki uyumsuzlukları ortaya koyuyordu.
Bize dönersek...
Orgeneral Başbuğ'un öfkesine sebep olan yayın, Taraf gazetesinin Aktütün baskını ile ilgi olarak önceki gün yayınladığı fotoğraflar ve bunlara ilişkin haberlerdir.
Bilgi sızdıranlar
Genelkurmay Başkanı'nın tepkisi de şu cümleler içinde ifade edilmiştir:
-Bayraktepe'de meydana gelen olay bölücü terör örgütü açısından adeta bir intihar saldırısıdır. Bunu açın okuyun öğrenin. Bayraktepe'de çalışan çarpışan askerlerimiz açısından daha önce de ifade edildiği gibi bu bir kahramanlık destanıdır.
-Olayın hemen akabinde, her zaman olduğu gibi olayın tüm boyutlarının incelenmesi görevi Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından 2. Ordu Komutanı'na verilmiştir. Kendine güveni olan bütün kurumlar gibi -ki TSK'nın kendine güveni tamdır-, bu incelemenin sonuçlanmasını müteakip elbette kamuoyu ile paylaşılması gereken hususlar bilgi olarak verilecektir.
-Ayrıca bu konulara ilişkin bilgileri sızdıranlar ve bu gizli bilgileri kullananlar hakkında da adli işlemler başlatılmıştır.
-Bütün bunlara rağmen bölücü terör örgütünün yaptığı eylemleri, altını çiziyorum "başarılı gibi gösterenler", tekrar ifade ediyorum başarılı gibi gösterenler akan ve akacak olan her damla kanın sorumluluğuna ortak olurlar.
Bu noktada "Kim haklı" arayışına girmek, kanımızca en son başvurulacak yöntem olmalı.
Basının görevi gerçekleri yansıtmak, Genelkurmay Başkanı'nın görevi de TSK'nın gücünü ve itibarını korumaktır.
Aktütün bilgileri
Taraf gazetesinde yayınlanan Aktütün'le ilgili fotoğraflara ve haberlere gelince...
Burada sorunun "Bu konulara ilişkin bilgileri sızdıranlar ve bu gizli bilgileri kullananlar" dan ibaret olduğunu kabullenmek pek mümkün değil.
Ortada ciddi bir "İstihbarat sorunu" olduğunu galiba kabullenmemiz gerekiyor.
Devletin çeşitli istihbarat birimleri arasında hangi düzeyde işbirliği ve eşgüdüm olduğu sorusu, bu noktada mutlaka gündeme getirilmelidir.
Çünkü Güneydoğu'daki terörle mücadelenin özünde istihbarat faaliyetleri vardır.
Anlaşıldığına göre söz konusu istihbarat, bir bölüm birimler tarafından diğerleri ile paylaşılmamaktadır. Örneğin Taraf'ta yayınlanan bilgilerin, bu bilgilere sahip birim tarafından baskın öncesinde mesela Başbakan'ın önüne getirilip getirilmediği bilinmiyor.
Yine ABD'yi hatırlayalım.
2001 Eylülünde El Kaide'nin ABD'yi hedef alan terörist saldırısının, bölük pörçük daha önce çeşitli istihbarat kurumları tarafından bilindiği ve bunlar arasında koordinasyon ve işbirliği olmadığı için, saldırının önlenemediği çok yazıldı.
Nitekim daha sonra bir yeni kurum bu istihbaratı eşgüdüme sokmak için kuruldu.
Özetle Genelkurmay İstihbaratı ile MİT, Emniyet İstihbaratı ile (varsa) JİTEM, birbirlerinin rakibi değildir.
Daha doğrusu bu böyle olmamalıdır...
Yani mesele "Sızıntı" değil "Eşgüdümsüzlük" tür.
MEHMET BARLAS - SABAH
Yorumlar15
-
Yusuf Çınar
17 yıl önce
Şikayet Et
Suç AB'nin ve Medyanın canım!. AB baş suçlu: Olağanüstü hali kaldırdı, terörle mücadelede askerimizin elindeki silahı aldı golf sopası verdi.
Medyanın suçu daha büyük, ne güzel TRT'nin ve Doğan Medya türünün olduğu dönemlerde olan ihmaller medyaya yansımıyordu. Ne bileyim öyle dönemlerde golf oynansa yansımazdı herhalde.
Son olarak can alıcı bir soru: Neden acaba şehitlerimiz hep annesi orduevine; kız kardeşi üniversiteye sokulmayacak kıyafetliler arasından çıkıyor? Merak işte...
Beğen
Cevapla
-
Fehmi DOĞAN
17 yıl önce
Şikayet Et
MEDYA BUNU HAK ETMEMİŞTİR.. Başarısıziığın faturası medyeye kesmekle bu iş bitmez.
En büyük başarı doğruları söylemektir.
Sorulara cavap vertilinceye kadar medya bu işin takipçiliğini yapmasıdır diyorum.
Beğen
Cevapla
-
sonay yagmur
17 yıl önce
Şikayet Et
bende megolamanım öyle ise. öylemiyim? beni anlattınız ,üstelik avrupa birligine bende karşıyım
Beğen
Cevapla
-
isa ertuğrul
17 yıl önce
Şikayet Et
Başbuğun bu çıkışı bana Evren paşayı hatırlattı.. 80 ihtilalinde bile evren paşa halka basına böyle parmeğını sallamamıştı herkes doğru yerde dursun..emrin olur paşam hatasını kabuletmek bir erdemdir orda can veren bizim çocuklarımız yorum yazan arkadaşlar çok doğru yerlere değinmişler tekrarlamak istemiyorum istifalarınızı beklemek PKK,ya prim vermek olur kahraman ordumuza güvenimiz tamdır bu alçak terör örgütünün hakkından gelecektir..
Beğen
Cevapla
-
osman tezcan
17 yıl önce
Şikayet Et
Katılmıyorum... Genelkurmay Başkanının öfkelenmesi ve gözterdiği tepkiyi doğal bulmuyorum.Orada can veren insanlar oluyor ve elbette ki bazı şeyler sorgulanacaktır.İhmal var gibi görünüyorsa araştıracak kendisi.Hesap verecek.Neymiş eleştirilere karşı vereceği cevabı ordunun acaba?Bütün ordular için geçerli olan bu cevabı merak ettim.Bütün orduların tek ortak yönü savaşmaktır,savaşarak cevap verir.Kendi halkına savaş mı ilan edecek bizim Genelkurmay başkanı?Ben verilecek olan bu cevabın açıklanmasını istiyorum..
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle