Rasmussen'e boyun eğdirirken Olli Rehn'i mi kaybettik?
- GİRİŞ06.04.2009 07:03
- GÜNCELLEME06.04.2009 07:03
Kıbrıs'a askeri müdahalenin yapıldığı dönemde, o zaman Dışişleri Bakanı olan rahmetli Turan Güneş'le TRT'nin tek kanallı televizyonunda söyleşi yapıyordum.
Doğal olarak Yunanistan'la ilişkilerimiz çok gergindi.
"Kıta Sahanlığı", "Karasuları", "FIR Hattı" gibi konularda, iki ülkenin söylemleri çarşı karşıyaydı.
Turan Güneş'e "Kıta Sahanlığı nedir" diye sordum.
Güldü.
- Kıta sahanlığı tramvay sahanlığına benzer, diyerek konuya girdi.
Hariciye kadrosu açısından açıkçası çok fazla basitleştirilmiş bir anlatımdı bu.
Ama iç siyasetin en katı konularını bile böylesine basite indirgeyerek ve gülümseyerek yorumlayan Turan Güneş için, dış politika da siyasetin bir uzantısıydı.
"İç siyasette parlamış bir isim Dışişleri Bakanı olduğu zaman seçmeninden kopar mı" diye sormuştum bir seferinde de.
O da "Ben kopmadım, Dışişleri Bakanlığı'nın koridorları seçmenlerimle dolu her zaman" diye cevap vermişti bana.
Neticede, teknesine Bulgarların el koyduğu Karadenizli bir balıkçı veya yurtdışında çalışırken pasaportunun uzatılması sırasında Türk konsolosluğunda kötü muamele gördüğünden yakınan bir Kocaelili de, derdini Dışişleri Bakanı'na aktarıyordu.
Diplomasinin önemi
Diplomatlarla vatandaşların tanışması, ya böyle bireysel konular dolayısıyla olur. Ya da kitlesel ölçüde dikkati çeken ve uluslararası gerginliğe neden olan sorunlar ülkenin dış ve iç siyasetini etkileme noktasına geldiği zaman, "Diplomasi" mesleğinin önemi ön plana çıkar.
Örneğin NATO Genel Sekreteri'nin kim olacağı konusunda ve Danimarkalı Rasmussen'in Türkiye engelini aşarak bu makama oturacağının kesinleşmesi üzerinde, bu "Kriz" patlayıncaya kadar halk kitleleri hiç bilgi sahibi değildi.
Başbakan Erdoğan Rasmussen'in adaylığını bir nevi veto edince bu konu birdenbire "Ulusal haysiyetimiz"i ilgilendiren milli dava ve bir kriz konusu niteliğine bürünüverdi.
Sonra da Obama'nın kefaleti ve Rasmussen'in Türkiye'yi rahatsız eden konularda (Karikatür Krizi ve Roj TV olayı gibi) geri adım atacağı sözünü vermesi üzerine de krizin bittiği varsayıldı.
Oysa AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn'nin, Ankara'nın Rasmussen'e itirazının TürkiyeAB ilişkilerini olumsuz etkileyeceğini ileri sürmesi, dış siyasetimiz açısından olayın en zedeleyici yönünü açığa çıkarmıştı. Çünkü Olli Rehn, Türkiye'nin Rasmussen'e itirazı üzerine "Bu durumda, AB üyesi ülkeler ve AB vatandaşları, ifade özgürlüğü gibi değerler konusunda Türkiye'nin uyum düzeyini sorgular" diye konuşmuştu.
Gül'ün tepkisi
Yazının devamını ve tamamını okumak için tıklayınız...
Yorumlar10
-
yasin ayın
16 yıl önce
Şikayet Et
monşerr!. avrupa ne zaman bizi istedi ki zaten, biz şu statukodan kurtulalım da. Avrupa zaten inişte 10 20 sene sonra yalvaracaklar, peşimizden koşacaklar. bizde yok yok. su, petrol,doğalgaz, bor, osminyum, altın, uranyum. tarım alanları. teknolojimiz ve sanayimizde yavaş yavaş. Allahın izniyle Türkiye aracılığı ile cıkan en gür sada İslam'ın gür sadası olacak
Beğen
Cevapla
-
alp
16 yıl önce
Şikayet Et
editör kardeşim. hala, kıbrıs elden gitti, memleketi satıyorlar, pkk yı besliyorlar gibi teranelerle kulak tırmalayanlara, benim adıma bi methiye dizsene, ben dizsem yayınlamayacaksin eminim.
Bizi ancak asker kurtarır doğru; yarattığı pkk yi yok edip asli görevine döndüğü zaman. yarattıkları teröristler siyasi(terör)parti(si) kurabiliyorsa bu memlekette, siyasete meraklı askereler de istifa edip parti kurabilir ama ben silivrideki kafa(sız)lara oy vermem peşinen söyleyeyim.
Beğen
Cevapla
-
erol kızılaslan
16 yıl önce
Şikayet Et
Seni de tanımaya başladık. sahte demokrat
sen de demirel gibi safını yavaş yavaş belli ediyorsunne de olsa ahir zamanda herkes bir taraftan olacak ortada kimse kalmayacak
Beğen
Cevapla
-
yunus öztürk
16 yıl önce
Şikayet Et
olmaz olamaaaaaaaaaaaaaaaaz. bakın buiktidarla olmaz bu kadar siyası gafı yapan bir iktidar nasıl olurda ülke lehine olumlu kararlar alabilir ermeni meselesi kıbrısta basiretsiz birpolitika ab üyeliği için ucu açık politikalar bizi sadece o kapının önüne bağlayıp bunun üzerinden pkk terör örgütünün elini güçlendirmektir şöyle bir etrafınıza baksanıza allah aşkına resmen türkiye üzerinde oyunlar oynanıyor mecliste çıkarılan yasalardan çıkarılmak istenen yasalardan bir bakın hepsi ab uyum krıterler
Beğen
Cevapla
-
tamer karabay
16 yıl önce
Şikayet Et
NE FARK EDER. Fransa kesin karşı tavır koymuşken, Almanya bize sıcak bakmazken Olli'yi kaybetmişiz önemli değil Daha bu köprünün altından daha çok su akar. Önemli olan biz Standartlarımızı Avrupaya uyduralım. Onlar ister bizi alsın. İster almasın. Çok önemli değil. ABD, AB üzerinde daha fazla etkili olmak için İngiltere nin yanında Türkiye nin de AB ye girmesini destekliyor. Aksi durumda ABD Türkiye ile daha fazla İşbirliği içinde olacaktır. Herşey menfaatlara dayanıyor.
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle