Herkese farklı yargı

  • GİRİŞ11.07.2009 07:57
  • GÜNCELLEME11.07.2009 07:57

Herkesin hukuku tek ama herkesin yargısı farklı mı olsun?

Askerlerin meslekleri ile ilişkili olmayan fiillerinin sivil mahkemelerde yargılanması, tabii ki askerleri mutlu etmez.
Çünkü en azından "Mesleki dayanışma"nın devre dışı kalması söz konusudur.
"Sivil dayanışma" diye bir olgu var mı ki "Asker dayanışması" olabilsin, diye düşünebilirsiniz...
Tabii ki topyekûn bir sivil dayanışma olamaz... Sivillik çok sesli, çok kanatlı, çok renklidir.
O kadar çok seslidir ki sivillik, bir askeri darbe ihtimali söz konusu olduğunda bir bölüm siviller darbeci askerlerle dayanışma içine bile girebilirler.
Neticede askerlerin hepsi "militer"dir, sivillerin ise bazıları "militarist"tir.
Asker demokrasiye bağlı da olabilir ama askerlikte demokrasi olamaz. Buna karşı bazı siviller demokrasiye karşı da olabilirler.
Sivillikte sınıflar, çıkar ve baskı grupları, ideolojik farklılıklar vardır.
Ama sivil mesleklere ve her çeşit sivil birlikteliklere özgü dayanışmalar da söz konusudur.

Doktorlar ve kasaplar için
Geçenlerde Herkül Millas mesleki dayanışmalara dayalı yargısal ayrıcalıklar üzerine Zaman'daki yorumunda çeşitlemeler yaparken şöyle demişti:
- Örneğin topluluğumuzun en saygın insanlarından olan doktorları ele alalım. Onlar da kendi alanlarında yapılan hataları kendileri yargılamak isterlerse ne olacak? Zaten bir ameliyatta hasta ölünce bunun nedenini doktorlardan oluşan bir mahkeme heyetinden daha iyi anlayanın olmayacağını kimse inkâr edemez.
- Dişçiler, eczacılar da aynı kategoriye girebilir. İlacı yutan adam öldü diyelim. Suç yanlış ilacı pakete sarmış olan eczacıda mı yoksa zaten eceli gelmiş olan insanda mı? Bunu doktorlar birliğinin iç hizmet yönetmeliğinin saptayacağı mahkeme heyeti kararlaştırabilir.
- Turşucunun, terzinin, sıvacının, kasabın görevi sırasında ya da iş mahallinde yaptığı hatalar neden lonca mahkemesinde görülmesin? Diyelim kasap satırı indirdi ve adamı yere yatırdı. Ama müşteri bu iş mahallinde doğru mu davranıyordu? Ya hatalı yerde durmuşsa, ya haddini aşıp elini tezgâha uzatmışsa! İşte buna ancak kasaplar mahkemesi karar verir diyebilirler, emsal göstererek.
Millas'ın bu çarpıcı örneklerini değerlendirdikten sonra sık sık vurgulanan bir gerçeği de bu noktada hatırlamamız gerekiyor.

Asker veya sivil olabilir
- Yargının bağımsız olması kadar ve hatta ondan daha önemlisi yargının tarafsız olmasıdır. Adalet terazisini elinde tutan kişinin gözleri gerçekten bağlı olmalıdır.
Yani mahkeme sivil veya askeri olabilir, bu bir meseledir.
Fakat mahkeme bir yere veya bir ideolojiye bağımlı ise ve kararlarını birilerine yaranmak için veriyorsa asıl mesele bu noktada oluşur.
1960'ın 27 Mayıs askeri darbesi ertesindeki Yassıada duruşmalarının hâkimi Salim Başol da, savcısı Ömer Altay Egesel de sivildiler.
Başol sanıkların ve avukatların savunmalarını yarıda kesiyor bir nevi ihsas-ı reyde bulunuyordu.
Bir keresinde davranışlarını eleştiren ve hukuka saygı gösterilmesini isteyen bir sanığa şu cevabı vermişti:
- Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor.
Neticede Başol'un kararlarını kabul veya reddedecek üst merci Milli Birlik Komitesi'ydi.
Yargıcın sivil olması sadece göstermelik bir olguydu.
O özdeyişi hep hatırlamalıyız:
- Bir ülkede mahkemelerin var olması adaletin de var olduğunun kanıtı değildir. Mahkemeler adaletin var olması için bir şans yaratırlar.
Bazıları için "Rejim"in temel direklerinden biri "Tevhid-i tedrisat" değil midir.
Bu konuyu Herkül Millas'ın son cümlesi ile noktalıyorum:
- Tevhid-i tedrisattan sonra tevhid-i hukuk da arıyorum!
Mehmet Barlas - Sabah
mbarlas@sabah.com.tr

Yorumlar6

  • ozon onur 16 yıl önce Şikayet Et
    ikiz yargı. Hukuk kuralları askerler için farklı sivilller için farklı uygulanamaz. Zenginler ve fakirler için ayrı ayrı uygulanamayacağı gibi. Bu gibi uygulamalar sınıf farkı var demektir. Ki askerler kendini 1. sınıf sivillleri de 2. sınıf görüyor demektir. askerlerin 1. sınıf olduğu tek yer hayvanlar alemidir. Karınca ve arıların dünyasında asker 1. sınıftır. İnsanlar eşit haklara sahip olur. Ve sonrasında bir kısmı diğer bir kısmının haklarını elinden alır. Asıl başkasını haklarını elinden alan 2. sınıftır.
    Cevapla
  • ahmet önal 16 yıl önce Şikayet Et
    Doktorlar ve Kasaplar İçin. Uff...Bu çok sakat bi düşünce.Zira bu düşünceye göre imamları da imamlardan oluşan bir zümre yargılayacak ki.Haşa!Laiklik elden gider sonra :)))
    Cevapla
  • LOZAN... 16 yıl önce Şikayet Et
    tarafsızlık.... yazarın dediği gibi: ''Yargının bağımsız olması kadar ve hatta ondan daha önemlisi yargının tarafsız olmasıdır. Adalet terazisini elinde tutan kişinin gözleri gerçekten bağlı olmalıdır. '' tarafsızlık ilkesinin olmadığı yerde isterseniz kağıt üzerinde bütün kurum ve kuruluşlara kendi metodlarıyla yargılma fırsatı bile verseniz nafile ....
    Cevapla
  • metin soylu 16 yıl önce Şikayet Et
    mahkeme. evet her kamu kuruluşu kendine has bir mahkeme kurması iç durumuna göre yargılanması lazım.daha adil olunur o zaman değilmi.?artık ömrü geçmiş beyinlerle yönetilmek hala geçmişin esintileri ile bizlerin yönetilmemiz bitmesi lazım gercek cağdaş hür demokrasi nin hakim kılınması gerek.yaşasın gercek adalet
    Cevapla
  • sitem sert 16 yıl önce Şikayet Et
    bizede. biz eğitimcilerde MEB mahkemesi istiyoruz.öğrenciye kırık not verdim.öğretmenlerden oluşan uzman bir mahkeme benim psikolojimi daha iyi bilmezmi? daha adil olmazmı?
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat