Köşe yazarı ile okurunu ancak ölüm ayırabilmeli
- GİRİŞ24.12.2010 14:46
- GÜNCELLEME24.12.2010 14:46
Okuma bağımlısı insanlardanım.
Bu bağımlılığı annemden ve babamdan aldım.
Aslında her yaz beraber olduğun dedem Yargıtay hâkimi Sait Barlas'tan da aldım bu bağımlılığı.
Sadi'nin "Gülistan"ını, "Bostan"ını, Antepli şairler olan Hasırcıoğlu'nun ve Aydi'nin "Divan" larını, "Mesnevi"yi ve dolayısıyla Mevlana'yı ilkokul çağlarımda, dedemin başucu kitapları arasında tanıdım...
Babam için de "Okumak" bir hayat tarzıydı.
Ankara'dan İstanbul'a karayoluyla gelirken 1964'te bir trafik kazasında hayatını kaybeden babamın üzerindeki eşyaları polisler bana vermişlerdi.
Ceketinin iki cebinde birer tane, otomobilde oturduğu koltukta da bir kitap daha varmış.
Bu kitaplardan birinin İsaac Deutscher'in "Kremlin Ohne Stalin" (Stalinsiz Kremlin) olduğunu hâlâ hatırlarım.
Bir yakınım, annemin ölümü ertesinde Sabah'ta yazdığım 21 Mart 1995 tarihli yazımı kesip saklamış.
Yazının devamını okumak için tıklayın
Yorumlar1