Afrin Harekâtında ABD’nin Rolü

  • GİRİŞ10.02.2018 09:21
  • GÜNCELLEME12.02.2018 07:26

Türkiye’nin ÖSO ile başlattığı Afrin Zeytin Dalı Harekâtı milli güvenliği ve stratejik hedefleri doğrultusunda hem askeri hem de siyasi bakımdan başarılı bir şekilde devam etmekte. Türkiye güney sınırında toprak bütünlüğünü ve güvenliğini tehlikeye atabilecek bir oluşuma müsaade etmeme noktasında son derece kararlı.

Stratejik ortağımız, müttefikimiz ABD(!) Suriye’de Arap Baharı ve iç savaşı başlattığı günden bu yana ürettiği DEAŞ ve kara gücü PKK/YPG ile milyonlarca Suriyeliyi yerinden, yurdundan etti. Yüzbinlerce insanın kanı aktı. Binlerce insan Akdeniz ve Ege’nin sularına gömüldü.

 

 

Erdoğan hem Esed nezdinde, hem de ABD, Rusya ve İran’la yapmış olduğu görüşmelerle Suriye’de kalıcı bir çözüm için çok uğraş verdiği herkesin malumudur. Ama ABD, altmış küsur yıllık NATO üyesi ve stratejik ortağı Türkiye’yi bırakarak terör örgütü olarak kabul ettiği PKK ile akıl dışı bir ittifak yaptı. Bu ittifak “çözüm sürecini/barış sürecini’’ akamete uğrattı ve Diyarbakır merkezli ”devrimci halk savaşı” hendek terörü başlatıldı. Bu ayrılıkçı PKK terör örgütünün başarısını ABD, Batı, Rusya ve hatta İran’ın çok arzu etmesine rağmen gerçekleşmedi. Bununla kalmayan ABD, FETÖ ile 15 Temmuz Darbe Kalkışmasında da başarı sağlayamadı. Bunun en açık kanıtı; CENTCOM Komutanı General Joseph Votel, “TSK içindeki pek çok müttefikimiz başarısız darbe girişimi sonrasında hapse atıldı. Endişelerim var.” Demecidir. Başta Ortadoğu olmak üzere bütün İslam coğrafyasında yeşeren terörist grupların hamisi ABD’dir. Maalesef aptallık parayla satılmıyor. İslam dünyası da bundan ders almıyor. PYD/YPG adı altında PKK’nın oluşturduğu teröre en büyük desteği yine ABD veriyor. Afrin Harekâtına karşı çıkan İran ve Esed de bu terör oluşumunu desteklemekte. Rusya, İran ve Esed’in PKK/PYD’ye destek vermelerinin sebebi Türkiye’yi dizginlemeleri içindir. Yoksa Suriye toprakları üzerinde bağımsız bir “PKK Devleti” oluşması adına değil. ABD ve Batı emperyalizminin bir diğer önemli destekçisi yıllarca “Kahrolsun ABD Emperyalizmi’’ diyen kapitalizmin arka bahçıvanı kolonyalist Marksistler. “Eğer Batı medeniyeti Hindistan’a İngilizlerin işgaliyle gelecekse bu meşrudur” diyen Marks’ın köleleri. Dün İngiltere, bugün ABD ne fark eder. Eğer Marks sağ olsaydı eminim Suriye ve Irak’ın işgaline onay verirdi. Son 100 yıldır; yalanı, hileyi, aldatmayı siyaset sanan, savaşın ve küresel sermayenin efendisi ABD, İslam coğrafyasında “bozgunculuğun” ve “zulmün” öncüsü oldu ve olmaya devam ediyor.

     ABD, PYD/PKK üzerinden ilk ciddi savaşını Afrin’de Türkiye ve ÖSO’ya karşı vermeye başladı. Ancak ABD yönetiminin beklentileri bir türlü hayata geçmedi. Türk Ordusu ile ÖSO Afrin’de stratejik hedefleri ele geçirmesi ve PKK/PYD’nin binin üzerinde zayiat vermesi ABD’yi telaşlandırdı.

     Tillerson’un Çavuşoğlu ile görüşmesinde dile getirdiği 30 kilometrelik “güvenlik şeridi’’ önerisi ve ABD Savunma Bakanı James Mattis’in “Türk müttefiklerimizle Münbiç konusunu görüşüyoruz. Ama bunların ne olduğunun şimdi açıklanması uygun değil’’ demesi Suriye’nin geleceği konusunda siyasi sürecin başlatılmış olması önemli bir gelişmedir.

     Anlaşılıyor ki sorun Afrin’den ziyade Münbiç. Türkiye, “PKK/PYD’nin Münbiç’i terk etmesi ve Suriye’nin illegal yapılardan temizlemesini istiyor. Başta ABD’nin  Türkiye’ye böyle bir taahhüdü de vardı. Ancak her zaman olduğu gibi son beş yıldır ABD, “yalanı ve aldatmayı” bir devlet politikası haline getirdi. Sanıyorum ABD, Türkiye’nin Afrin’de tökezlemesini bekliyordu.

 

Suriye’nin doğusunda ABD ile Rusya, merkezi hükümete (Esed’e) bağlı “Seküler Özerk Kürt Kantonu” kurulması konusunda anlayış birliğinde olduklarını düşünüyorum. Münbiç’in doğusu, kuzey terör koridoru, mülteciler ve Türkiye’nin güvenliği gibi önemli konular hakkında ABD, Rusya ve Türkiye arasındaki görüşmeler devam ediyor. ABD’nin görüşmelerin içeriği konusunda bilgi vermemesinin sebebi de budur.

     Bu görüşmeler sürerken PKK/PYD sözcüleri ABD’de görüşmeler yapmakta. Kısmen basına yansıdığı kadarıyla; “Biz DEAŞ’e ve Türkiye’ye karşı en büyük mücadeleyi verdikten sonra bizi yalnız mı bırakıyorsunuz?’’ işte yukarıdaki belirsizliğin cevabı burada yatıyor. PKK/YPG’nin amacı, Afrin ve daha sonra Münbiç’te ABD güçleriyle birlikte Türkiye’ye karşı bir zafer elde etmekti. PKK/PYD-YPG’nin bu talebi silah ve mühimmat yardımının ötesinde bir birliktelik. Peki ABD, PKK/PYD-YPG’nin amacına ve talebine yönelik bir tercih yapacak mı?

     ABD’nin yeni “Ulusal Güvenlik ve Savunma Stratejisi” de “kazan kazan” üzerine kurulmuştur. Önce ABD’nin çıkarı esastır. Yeri geldiğinde çıkarlarına uygun olarak müttefik değiştirebilir. Ayrıca Ortadoğu ve İslam Coğrafyası güç dengesi, Rusya’nın lehine yönelmişken, NATO üyesi olan Türkiye’yi tamamıyla terk etmeyi göze alabilir mi? Savaş halinde de olsak ben tahmin etmiyorum. Zira gelinen noktada ABD, “Bağımsız bir Kürt Devleti’’ hedefinden çark etti. Başta ifade ettiğim üzere; Esed’e bağlı seküler özerk bir Kürt otonomunu Türkiye dışında ABD, Rusya ve İran destekliyor. Ancak ABD, bırakın Suriye’yi Ortadoğu’da artık Türkiyesiz bir çözümün olmayacağını net bir şekilde Afrin’de gördü. Temenni ediyorum, Afrin Operasyonu yeni bir Sykes-picot dizaynının önünü tıkadı, oyunu bozdu denebilir.

    

Suriye’de sürdürülebilir bir barışın sağlanması için;

  • Arapların, Kürtlerin, Türkmenlerin ve diğer unsurların adil bir şekilde temsiline dayalı Esed’siz bir oluşumun ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması,
  • Türkiye, Ürdün ve diğer ülkelerdeki 6 milyonu aşkın mültecinin yurtlarına dönmeleri noktasında; mesken, eğitim, sağlık, altyapı, enerji ve emniyetin konularında gerekli desteğin verilmesi,
  • Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden terör koridorunun ortadan kaldırılması ve güvenlik koridorunun Akdeniz’den Irak sınırı da dâhil olmak üzere en az 50 kilometrelik derinliğinde olması,
  • ABD’nin DEAŞ ve İran gibi tehdit algılarını öne sürerek Suriye’ye yerleşme siyasetinden vazgeçmesi.

ABD, Batı ve Rusya Türkiye’nin penceresinden bakabilmelidirler. Artik Batı’nın sınır bekçisi seküler bir Türkiye yoktur. Şehitlerimize Allah (c.c.) tan rahmet, Mehmetçiklerimize başarılar diliyorum.

 

Vesselam.

Yorumlar13

  • Fuat Özkul 6 yıl önce Şikayet Et
    Kalemine, yüreğine sağlık Mehmet Abi.. Yalan İmparatorluğu Abd’nin maskesini düşürüp gerçek yüzünü görmemizi sağlayan bu makalen için teşekkürler!
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Bülent koçer 6 yıl önce Şikayet Et
    Yavuz sultan selim han şehzadeliği zamanın'da şah ismailin anadoluya şiiliği yaydığını kalp gözüyle görür ve önlemini padişah olduğu zaman alır.Aynen öylede cumhurbaşkanımız şu anda ki afrin hareketi çok önemli. Sebep kürt devleti adı altında yahudilerin emellerine hizmet edeceklerdi.Biz de bu hareketle onların emellerini tarumar edeceğiz inşAllah. Hocam'dan Allah razı olsun ellerinden öperim
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Lokman 6 yıl önce Şikayet Et
    Bilgilerinizle bizi aydınlattığınız için teşekkür ediyoruz. Elinize ve yüreğinize sağlık Müdürüm.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • TAHA 6 yıl önce Şikayet Et
    Değerli Mehmet Hocam, ABD’nin rolü bence başroldür: Bizi, değerli bilgilerinizle aydınlattığınız için teşekkür ediyorum.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Abdürrezzak sarın 6 yıl önce Şikayet Et
    Güzel temenniler..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat