Obama'nın ABD'nin yeni başkanı olması neredeyse bütün dünyada sevinçle karşılandı. Afrika'dan Çin'e, Ortadoğu'dan Türkiye'ye kadar çok geniş bir coğrafya, çok farklı inanç grupları Obama'nın seçilmesine sevindi.

Bu, özellikle son sekiz yılda yerle bir olmuş Amerikan imajının düzelmesi için çok önemli bir fırsat. Yeni ABD başkanının içeriye döneceği, kaba güç ile dünyaya nizamat vermek istemeyeceği, büyük bir kriz yaşayan ABD ekonomisi başta olmak üzere ülkenin iç işlerine daha çok ağırlık vereceği tahmin ediliyor.

Bush yönetiminin, Amerika'nın ekonomik ve siyasal gücünü kullanarak bütün dünyayı kendi istediği şekle dönüştürmeye çalışması çok sıkıntılara sebep olmuş, Amerikan düşmanlığı bütün dünyada hızla yayılmıştı. 11 Eylül'den sonra da dünyayı kendine düşman ilan ederek bütün herkesle savaşa girmesi onu inanılmaz antipatik bir ülke haline getirmişti. Obama'nın seçilmesi, ABD'nin Clinton dönemine yeniden döneceğinin sinyali olarak algılandı dünyada. Babasının Kenyalı olması, Irak Savaşı'na şiddetle karşı çıkması, seçim döneminde söyledikleri, yeni dönemin Bush yönetimi gibi olmayacağının işaretlerini veriyor.

Dünyada ülkelerin imaj ve itibarı, ekonomik ve siyasî gücüne de doğrudan etki eden önemli bir mesele. Irak Savaşı nedeniyle İslam dünyasında hızla itibar kaybeden İngiltere, bu imajını düzeltmek için pek çok yol deniyor. İngiliz Kraliçesi'nin, İngiltere'de yaşayan Müslümanlardan oluşturduğu bir heyet İslam ülkelerini dolaşıyor. Dolaşmalarının tek bir amacı var; İngiltere'nin Müslümanlara ne kadar iyi davrandığını, İslam'a inananların İngiltere'de ne kadar rahat yaşadıklarını dünyaya anlatmak. Özellikle de İslam dünyasına... İmajının hırpalandığını, yıprandığını gören İngiltere'nin söz konusu çabaları pek çok ülke için örnek teşkil ediyor.

Bush dönemi Amerika'sı gibi İslam dünyasında sürekli itibar kaybeden başka bir ülke daha var; Almanya. Türkiye'de bir kamuoyu yoklaması yapılsa, en çok itibar kaybeden ülkelerin başında Almanya'nın gelmesi büyük ihtimal. Kamuoyu, bu ülkenin özellikle son dönemlerde Türkiye'yi karıştırmak için yaptığı atraksiyonların fazlasıyla farkında.

Eskiden Almanya, bizim için en sempatik ülkeydi. Türkiye'nin futbolda dünya veya Avrupa kupalarına katılamadığı dönemlerde, bu ülkede yaşayan her çocuk gibi Almanya'yı tutardık. Bütün çocukluk kahramanlarımız Alman futbolculardı. Bütün Alman malları kaliteli ve sağlam olurdu vs. Ama bugün böyle mi? Bundan hiç emin değilim. Almanya, Türkiye ile tarihî dostlukları olan bir ülke ve ona göre mi hareket ediyor? Bundan da emin değilim.

Almanya'yı, Türkiye kamuoyunda rahatsızlığa yol açacak neredeyse bütün operasyonların arkasında görmek mümkün. Ve Amerika'nın boşaltmaya hazırlandığı antipatik ülke olmaya doğru hızlı adımlarla ilerliyor. Aleviliğe sanki ayrı bir dinmiş gibi davranması da, Deniz Feneri davası, Ergenekon ve PKK tartışmalarında isminin çok anılmasının üzerine tuz biber ekti.

Türkiye, hızla gelişen, güçlenen ve kişi başı millî geliri hızla artan bir ülke. Sadece ekonomik olarak değil siyasal olarak da her geçen gün bölgede ve dünyada daha belirgin bir ülke haline geliyor. Ben Alman yöneticilerinin yerinde olsam Türkiye politikalarını yeniden gözden geçirirdim. Merkel politikaları Almanya'yı Türkiye'de hızla Bush'un Amerika' sının yerine doğru götürüyor. Almanya'nın Türkiye'deki ülke imajı tersyüz olmak üzere.

Mehmet Kamış - Zaman

m.kamis@zaman.com.tr