Kılıç'ın konuşması ve toplumsal otoimmünite

  • GİRİŞ25.04.2009 07:00
  • GÜNCELLEME25.04.2009 07:00

Haşim Kılıç'ın dün başkanı olduğu Anayasa Mahkemesinin kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşma, tam bir demokrasi ve özgürlük manifestosuydu.

Yıllardan beri ilk defa bir Anayasa Mahkemesi Başkanı, çağdaş ülkelerin yüksek yargı mensupları gibi davrandı ve demokrasiden ve özgürlüklerden yana bir konuşma yaptı. "Devletin kurumları toplumun bir bölümünü kendine dost, bir bölümünü düşman ilan ederek ayrımcılığa sebep olamaz." dedi. Bu söz bence devletin dizaynını ve mantalitesini değiştirecek önemde bir cümle. Bugüne kadar 'rejimi tehdit ediyorlar' gerekçesiyle pek çok grup ve düşünce, düşman olarak algılanmış ve onunla mücadele etmek bir görev olarak bilinmişti.

Tıpta 'Otoimmünite' diye bir durum vardır. Tıp ile ilgilenen herkesin bildiği bu hastalık hali, vücut için hayati riskler taşımaktadır. Otoimmünite, vücudun savunma sisteminin kendi dokularına dönmesi ve onu düşman bilmesi durumudur. Bildiğiniz gibi vücudun dışarıdan gelen mikroplara karşı bir savunma sistemi vardır. Bu sistem yeryüzünde bulunan bütün mikroplarla savaşarak bünyeyi korur. Sağlıklı kalmayı sağlayan vücudun askerleri, otoimmünite durumunda kendi organını düşman olarak görür ve onunla savaşmaya başlar. Vücudun askerleri için artık o organ bir düşmandır ve diğer düşmanlar gibi mücadele edilmesi gerekir. Bu durumun çok ölümcül sonuçlara sebep olması kaçınılmazdır. En iyimser halde bile vücut büyük güç kaybeder. Türkiye'nin otoimmünite durumu gibi kendi vücudunun bir parçasını düşman görüp sürekli onunla mücadele etmesi, en azından ülkenin yorgunluktan başını kaldıramaz hale gelmesinden başka bir işe yaramaz.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın sözünden şunu anlıyorum: Diyor ki; Türkiye devleti otoimmünite olamaz. Kendini oluşturan bireyleri ya da toplulukları düşman ilan edemez. Ederse bu, hem ülke sağlığı açısından hem de çağdaş hukuk açısından büyük sakıncalar doğurur.

Konuya böyle bakıldığında, çok sıkça dile getirilen iç ve dış düşmanlar söyleminin yeniden yorumlanması ve buna göre de devletin yeniden kurgulanması gerekiyor. Türkiye'nin tehdit anlayışının yeniden ele alınıp uzunca tartışılmasında büyük yarar var.

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un geçen hafta yaptığı konuşmada Güneydoğu meselesi hakkında getirdiği açılımlar ve söylediği sözler bu açıdan çok önemliydi. Deyim yerindeyse, Güneydoğu'da hep şikayet edilen eli sopalı devlet anlayışını altüst etti. Daha önce de Van'da sarıklı sakallı bir dede ile konuşup sohbet etmiş, toplumla kucaklaşan bir komutan görüntüsü vermişti. Başbuğ'un bu tavrı devam ediyor.

Önceki gün Hakkari'de güvenlik güçlerine taş attığı gerekçesiyle, başı dipçikle yarılan çocuğu dün kolordu komutanının ziyaret etmesini de bu politikanın bir devamı olarak okumakta yarar var.

Devletin bugüne kadar ki yanlışlarına karşı farklı bir söylem geliştiren İlker Başbuğ tarihi bir görev yapıp devletin Güneydoğu'ya bakışının değişmesini sağlıyor. Ancak bütün bunları yaparken, çok tarihi bir yanlışı da yanına koyuyor. Türkiye Otoimmünite'den kurtulmak üzereyken vücudun başka bir organını öteki masasına oturtuyor. 'Bazı cemaatler' diyerek toplumun ekser çoğunluğunu ötekileştirip yeni bir düşman oluşturmanın ortaya çıkaracağı çok büyük sakıncaları görmüyor. Üstelik devletin bugüne kadar açtığı pek çok yarayı tedavi etmiş, ülkenin bir ve birlikte olmasına büyük katkılar sağlamış çoğunluğu karşı tarafa koyma yanlışını yapıyor.

Devletin bu toplumsal otoimmün durumundan bir an önce çıkması lazım. Çünkü vücut yorgunluk ve hastalıktan bitap düşmüş durumda.

Mehmet Kamış - Zaman
m.kamis@zaman.com.tr    

Yorumlar10

  • senaettin burak 16 yıl önce Şikayet Et
    . özetle sana bir realiteden bahsedip senle olan bilgilendirme mevzusuna son veriyorum geçmiş tarihte hz ali efendimize çok haksızlık yapılmış olup netice itibaryla her konuda haklıydı ve çok eza çekti fakat onu seven ve takip ettiğini sanan günümüzdeki taraftarları onun yolunda yürümedikleri yolunu takip etmedikleri için yarın mahşerde onun yüzüne bakamaz olacaklardır çünkü o ilim ve secaatte üstündü alnı secdeden kalkmazdı ya takipçilerine ne demeli hoşça kal
    Cevapla
  • senaettin burak 16 yıl önce Şikayet Et
    mağdur halk. mağdur halk şia kültüründen beslendiğin belli ve içten içe islam anti patiliğin belli oluyor tıp doktoru olmamın yanı sıra araştırmacı yazarlıkta yaptım yüzlerce eser okudum. hilafetin ilk döneminde haksız yere kan dökülmüştür ama itirazım bunu haçlı zihniyetiyle eş tutmandır.yani demek istediğin islamiyet kanmı döküyor müslüman hırıstyandan dahamı vahşi bunu açıkça söyle
    Cevapla
  • senaettin burak 16 yıl önce Şikayet Et
    korhan ağzınla fesada kendin düşmüşsün. korhan türkay yazıktır bunca fesada demişsin evet cemaatlar çıkarmış olduğunuz fesadı boşa çıkarıyorlar sanırım bunun için yazıktır bunca fesada demişsin allah seni işte böyle düşürür.hiç fesada yazık olur denirmi.işte yüce allah işte böyle dilinizi sürçer .içinizdeki gayeyi açığa çıkarır
    Cevapla
  • Korhan Türkay 16 yıl önce Şikayet Et
    150 Yıldır Bitmeyen Kin. Cemaatler hala Tanzimat'ın ve Cumhuriyet'in intikamını almaya çabalıyor. Cemaat baronlarının anlamadığı şu; hiçbir devlet mecbur kalmadıkça statükoyu bozmaz, eğer bir şeyler olmuşsa nesnel koşullar öyle gerektirmiştir.Tanzimat reformları oldu; çünkü sanayileşemeyen bir devlet çağın gerisinde kalmıştı. Atatürk devrimleri oldu; çünkü başka çaresi yoktu.Hala bunların kinini sürmek akıl işi midir şimdi?Bırakın bu milletin enerjisini emmeyi.Yazıktır bunca fesada.
    Cevapla
  • Korhan Türkay 16 yıl önce Şikayet Et
    Cemaatler ve Modern Devlet. Mağdur Halk'a tamamen katılıyorum. Modern bir devlette yasalar ve eğitim açısından birlik vardır. Cemaatlerin "devlet içinde devlet" haline gelmesine, hastaneleri-okulları ve tatil yerleriyle toplumdan ayrışarak milli birliği zedelemesine asla ve kat'a izin verilemez. Buna izin veren devlet intihar eder. Neden şu "F Tipi" malum cemaat hiçbir ulusal kampanyaya katılmaz, sadece kendi gündemini kovalar? Bu mudur "sivil toplum" örgütü olmak? Ev içinde ev olur mu? Cemaatler toplumsal kamplaşmaya götürür.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat