Aleviler üzerinde bu kaçıncı oyun?
- GİRİŞ17.06.2009 09:48
- GÜNCELLEME17.06.2009 09:48
Genelkurmay Harekât Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi'nde hazırlanan 'AKP ve Gülen'i bitirme planı'nda mercek tutulması gereken bir ayrıntı, Aleviler üzerinde oynanacak yeni bir oyunu açığa çıkarıyor. Nisan 2009 tarihinde hazırlanan planda, 'ışık evler'e Alevi düşmanlığını körükleyecek bilgi ve belgelerin bırakılması isteniyordu.
Baskın yapılacak evlere, çeşitli yazılar, kitaplar vs. konulacak ve Fethullah Gülen Hocaefendi'nin gerçekte Alevi düşmanı olduğu izlenimi oluşturulacaktı. Haberi okuyunca,'Bu, Aleviler üzerinde oynanan kaçıncı oyun?' diye düşünüyor insan. Yalan yanlış haberlerle Aleviler bir kere daha kandırılacak, kendileriyle dostane ilişkileri olan büyük bir camia ile karşı karşıya getirilecek.
Türkiye'yi karıştırmak isteyen derin güçler için Alevi-Sünni çatışması her zaman 'elde bir' olarak görüldü. Aynı topraklarda yaşayan iki yerli unsur, provokatif eylemlerle çatışma ortamı meydana getirilerek ülke karıştırılmış oluyordu. 12 Eylül öncesinde bunu başarıyla(!) uyguladılar. Tarihimizin karanlık dehlizlerine Maraş olayları, Çorum olayları ve Sivas olayları olarak geçen eylemlerde yüzlerce Alevi ve Sünni vatandaşımız canından oldu. Bu çatışma, ülkenin 12 Eylül sürecine hazırlanmasında en çok kullandıkları argümandı. Alevilere Sünniler aleyhinde, Sünnilere Aleviler aleyhinde propaganda yapıldı. Daha önce yazdığım bir hatıramı bir daha hatırlatayım. 16 Nisan 1978 tarihinde sağ partilerin oylarıyla Malatya belediye başkanı seçilen Hamit Fendoğlu, gelini ve iki torunuyla birlikte, bugün bile hâlâ failinin belli olmadığı bombalı bir saldırıyla öldürüldü. Ertesi gün, bütün şehre bu bombayı Alevilerin gönderdiği anlatıldı. Bu kirli bilgi dilden dile dolaştı. Hatta Alevilerin bununla da kalmayıp şehrin içme suyuna zehir attıkları, bu nedenle kesinlikle musluktan su içilmemesi isteniyordu. Daha önce hiç görmediğimiz insanlar, kapı kapı dolaşıp bu söylentiyi yayıyordu. Daha sonra öğrenecektik ki şehir suyuna zehir haberi yalandı. Hamit Fendoğlu'na gönderilen bombayı da kimin gönderdiği hiçbir zaman öğrenilemedi. Amaç, halkın Alevilere karşı galeyana gelmesini sağlamaktı. Böylece darbeye daha hızlı adımlarla ilerlenecekti.
Aleviler üzerinde oynanan oyunlar 12 Eylül'le bitmedi tabiî. Ne zaman ülkede bir karışıklığa ihtiyaç duyulsa benzer senaryolar tekrar edildi ve bütün tezgâhların en büyük mağduru da yine Aleviler oldu. 3 Temmuz 1993 tarihindeki Madımak provokasyonunda çok canlar yandı. 12 Mart 1995 akşamı İstanbul Gazi Mahallesi'nde Alevilere ait üç kahvehane tarandı; 1 kişi öldü, 5 kişi yaralandı. Bu olaydan sonra bölgede gösteriler başladı. Açılan ateşe polisin de aynı şekilde karşılık vermesi üzerine 17 kişi hayatını kaybetti. 15 Mart'ta olaylar Ümraniye'ye sıçradı. Buradaki gösterilerde ise 4 kişi öldü.
Aradan yıllar geçti, Gazi olayları Ergenekon iddianamesine girdi. Ergenekon ve MLKP örgütlerinin ilişkisi ikinci iddianamede Gazi olayları perspektifinde değerlendiriliyor: "MLKP terör örgütünün kongre belgelerinde yapılan incelemelerde, örgütün Türk-Kürt, Alevi-Sünni çatışması çıkartarak güçlenmeyi planladığı tespit ediliyor. Çalışmalarını Alevi vatandaşlar üzerinde yoğunlaştırarak, bu kitleyi harekete geçirmeye, tahrik etmeye çalışıyor.'' Gizli tanık Kehribar da, Gazi olaylarıyla ilgili şunları söylüyor: "Gazi Mahallesi'nde yapılmak istenen, Alevi-Sünni çatışması meydana getirmekti. Alevilere yönelik saldırı olduğu yönünde yapılan yayınlar bu provokatif eylemin derinleşmesini ve amacına ulaşmasını sağlamıştır."
Yine Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan eski Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin'in evinde yapılan aramada, Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç ve Alevi-Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız'a yönelik suikast planları ortaya çıkmıştı. Laiklik konusunda çok sivri çıkışları olan bu iki isim tıpkı Turan Dursun gibi, tıpkı Bahriye Üçok gibi ülkeyi bir şeylere hazırlama sürecinde öldürüleceklerdi. Hasılı; Aleviler, bu ülkedeki karanlık güçlerin en çok mağdur ettiği kesimlerin başında geliyor.
Mehmet Kamış - Zaman
m.kamis@zaman.com.tr
Yorumlar3