Artık çanlar hukuku çiğneyenler için çalıyor
- GİRİŞ20.02.2010 08:56
- GÜNCELLEME20.02.2010 08:56
DGM Başsavcısı Nusret Demiral ve DGM Savcısı Albay Ülkü Coşkun soruşturmayı yürütmekle görevli kılındı. Ancak dosya bir türlü tamamlanıp dava açılamadı. Savcının hiçbir eylem ve işlem yapmamasından dolayı hukuk tıkandı. Çünkü sistem ancak savcının girişimiyle yani "düğmeye basmasıyla" işliyordu.
Bu durum daha sonra TBMM Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu raporunda şöyle anlatılacaktı: "Bütün olasılıkların yeterince değerlendirilmediği, çok yönlü bir soruşturmanın yapılmadığı açıktır. Adeta olayın zaman zaman belli bir yöne kanalize edilmek istendiği ve delil toplamadan başlayarak her kademede belli savsaklama ve ihmallerin olduğu açıktır."
Uğur Mumcu öldürüldükten sonra 1993 yılında kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, Nusret Demiral ve Ülkü Coşkun hakkında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (yani HSYK) suç duyurusunda bulundu. Başvuruda, savcıların, "araştırma komisyonunun çalışmalarını engelleyip, hukuka aykırı olarak Emniyet Müdürlüğü'nün bilgi ve belge akışını kestiği"belirtildi.
Ancak bu suç duyurusu işleme bile konulmadı. Mumcu ailesinin şikayeti üzerine 1995 yılında soruşturma başlatan Adalet Bakanlığı, savcılara 'disiplin cezası' verilmesini kararlaştırdı. Ancak askeri savcı olan Ülkü Coşkun hakkındaki bu işlem, Milli Savunma Bakanlığı'nca görülen lüzum üzerine yerine getirilmedi.
Anlaşılan savcılar ve onların hamisi olarak da HSYK, olayın çok da aydınlatılması taraftarı değildi. Belli ki onlardan bu olayın faili meçhul kalması istenmişti. Medya; nasıl olsa dayanaksız ve mesnetsiz olarak suçu İslamcılara yıkmıştı.
YAZININ DEVAMINA BU LİNKTEN ULAŞABİLİRSİNİZ
Mehemet KAMIŞ / Zaman
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol