BDP'nin maskesi nasıl düştü?
- GİRİŞ05.05.2010 10:02
- GÜNCELLEME05.05.2010 10:02
Türkiye, 1960 ihtilalinden sonra kendisine giydirilmiş deli gömleğinden Turgut Özal ile kurtulmak üzereyken karşı bir hareketle gerisin geriye dönmüştü. Derin statükoya karşı Turgut Özal büyük bir mücadele vermiş, Türkiye demokratikleşme konusunda bir hayli mesafe kat etmişti.
Ancak statüko 1993 yılında onun Türkiye'ye kazandırdıklarıyla ilgili büyük bir karşı atak başlattı. Uğur Mumcu, Eşref Bitlis gibi isimlerin yanında kendisinin de hayatını kaybettiği bu karşı atak bu ülkeye tam 20 yıl kaybettirecekti.
Eşref Bitlis ve Turgut Özal öncülüğünde yürütülen çalışmalar sonucunda Kürt meselesi tam çözülmek üzereydi ki bugün bile hâlâ aydınlanmayan bir şekilde 33 er şehit edildi. Bir anda işler tam tersine dönmüştü. Bırakınız çözümü, Güneydoğu, tarihinde görmediği bir kan revan ortamına sürüklendi.
Karşı atağın en önemli figürü PKK'ydı ve her şeyin ters yüz edildiği olay da bir PKK provokasyonuydu. Derin statüko tam hayatını kaybedecekken PKK yardıma koşmuş, ona hayat öpücüğü vermişti. Daha sonraları da statüko ne zaman sıkıntıya düşse PKK, can acıtan provokatif eylemlerle en büyük düşmanın(!) yardımına koşacaktı.
Anayasa değişiklik paketinde partilerin kapatılmasını zorlaştıran 8. maddeyle ilgili oylamada, karşı cepheyi bir kere daha hatırlamakta yarar var. CHP, MHP ve BDP... Biz bunların üçünü de birbirleriyle didişen, normal şartlarda asla bir araya gelmeyecek düşüncede partiler olarak biliyoruz, öyle değil mi? Ancak statükonun değişmesine engel olmak gerektiğinde MHP ve BDP'nin CHP ile çok rahat bir olabildiğini herkes gördü.
Bu saatten sonra hiçbir kimse BDP'nin statükonun partisi olmadığını iddia edemez. BDP'lilerin AK Parti'ye yüklenerek "siz kendi partinize sahip çıkamıyorsunuz, sonra da günahı bizim boynumuza atıyorsunuz" gibi bir mazeretin arkasına sığınmasını hiç kimse inandırıcı bulmuyor. Bu partinin, MHP ve CHP ile el ele verip statükonun değişmemesi için birlikte hareket etmesini tarih de, seçim sandığı da asla unutmayacak.
Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
Yorumlar6
-
Mustafa YILMAZ
15 yıl önce
Şikayet Et
Görünen köy kılavuz istemez!. Burada demokratikleşmeye karşı olanlarla aynı safta yer alan,kapatmaları zorlaştıracak maddeye dahi oy kullanmayan BDPnin maskesi düşmüştür,bazıları gururlarına yedirip kabullenmek istemesede!Uzlaşma demek herkesin önüne getirdiği maddeler aynen kabul edilecek anlamına gelmez!BDPnin isteği kapatma konusu maddeye eklendi,daha ne?Eğer samimi olsaydı buna destek verirdi.Anayasa zamanı geldiğinde ve ihtiyaç halinde herzaman yenileneblir,niye korkuyorsun,niye istemedin?Derdin demokratikleşme değil istismar.
Beğen
Cevapla
-
ebu ubeyde bin nihad
15 yıl önce
Şikayet Et
şunun bunun kürdü olacağına. İslamın kürdü ol.
Beğen
Cevapla
-
iskender
15 yıl önce
Şikayet Et
ZAMAN GAZETESi. zaman gazetesi kadar taş düşsün başına.zaman ve hürriyeti aynı çerçevede görmek ancak imralı uzantılı bdp zihniyetli bir bakış açısı olabilir.unutma hürriyet demokratik-sizleşrimeyi,zaman gazetesi demokratikleşmeyi savunmaktadır.
Beğen
Cevapla
-
lf84
15 yıl önce
Şikayet Et
maskenin altında ne olduğunu. zaten çoğu insan biliyordu ama bu sefer kendileri de belli etti ne kadar demokrat olduklarını. zaten halkçı parti halkçı değildir, demokrasi partisi de demokrat değildir.
Beğen
Cevapla
-
osmaniyeli
15 yıl önce
Şikayet Et
herkes kendi safına geçti.... herkes kendi safına geçti. göstermelik kavgalar, gürültü ve patırtılar sona erdi. akp halkın yanında, mhp-chp ve bdp kardeşlerde ergenekonun, statükonun, darbecilerin safında yerini aldı. halkı aptal yerine koyuyorlar. halbuki halk herşeyin farkında. yaşasın mhp-chp-bdp birliği.
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle