Kontrol sorunlu bir savcı
- GİRİŞ13.01.2009 19:03
- GÜNCELLEME13.01.2009 19:03
“Öfkeyle kalkan zararla oturur” diye çok ünlü atasözümüzü yeniden hatırladım Yarsav Başkanı’nın açıklamasını televizyondan izlerken.
Öfke seline kapılmış, önünde mikrofon ve hoparlör olmasına rağmen sesini olabildiğince yükseltmiş bir savcı.
Avazı çıktığı kadar bağırarak tezini haklı çıkarma peşinde.
Ergenekon terör örgütü operasyonuna yönelik sözde eleştirisi, eleştiriden çok Cumhurbaşkanı dahil olmak üzere kendinden olmayan herkese karşı bir suçlama ve saldırı görüntüsü veriyor.
Bu öfkenin sebebi nedir diye sormak geliyor içimden.
Acaba beklediği bir şeyin gerçekleşmemesi nedeniyle mi böylesine çıldırmış bir görüntü veriyor.?
Bilmiyorum.
Ama şu soruyu sormadan edemiyorum.
Neden?
Neden bu açıklama için bugünü bekledi.
Madem bu kadar rahatsızdı daha ilk gün Yarsav’ı toplayıp bu açıklamayı yapabilirdi.
Ama yapmadı.
Yapmadı çünkü önce bu konuda askerin, ardından yargı kurumlarının kendi yerine konuşacağını umdu.
Ama olmadı. Beklediği açıklamalar bir türlü gelmedi. Kimse yumruğunu masaya vurup şu kendini bilmez sivillere haddini bildirmedi.
Üstelik Ergenekon terör örgütünün silah depoları da ortaya çıkmıştı.
Eskiden olsa böyle mi olurdu.?
Önce ordu ardından yargı kurumları bildiri yayınlardı.
YÖK, üniversiteler, rektörler, kimi işadamı kuruluşları, bazı sendikalar, Anayasa mahkemesi başkanı ve en son Cumhurbaşkanı konuşurdu.
Ardından mekanizma harekete geçer, demokrasi ya da "hak"tan bahseden bu isimleri dışarı atardı.
Ama o günler geride kaldı.
Geçmişte hadi deyince peşinden yürüyenler artık yok.
Yıllardır kontrol altında tuttukları devlet, bir bir ellerinden kayıp bağımsızlığını ilan ediyor.
Demokrasi, yavaş yavaş devlet organları içine nüfuz ediyor.
Korku imparatorluğunun temelleri kökünden sarsılıyor.
Jandarma bölgelerine taşınmakta onları artık kurtarmıyor.
Bir dönemin başına buyruk derebeyleri artık kalelerinde bile rahat olmadıklarının farkında.
Bağırmak sonu sadece geciktirmeye yarayabilir.
Hukuk artık onlara da lazım...
Mehmet KIVANÇ / Haber 7
Öfke seline kapılmış, önünde mikrofon ve hoparlör olmasına rağmen sesini olabildiğince yükseltmiş bir savcı.
Avazı çıktığı kadar bağırarak tezini haklı çıkarma peşinde.
Ergenekon terör örgütü operasyonuna yönelik sözde eleştirisi, eleştiriden çok Cumhurbaşkanı dahil olmak üzere kendinden olmayan herkese karşı bir suçlama ve saldırı görüntüsü veriyor.
Bu öfkenin sebebi nedir diye sormak geliyor içimden.
Acaba beklediği bir şeyin gerçekleşmemesi nedeniyle mi böylesine çıldırmış bir görüntü veriyor.?
Bilmiyorum.
Ama şu soruyu sormadan edemiyorum.
Neden?
Neden bu açıklama için bugünü bekledi.
Madem bu kadar rahatsızdı daha ilk gün Yarsav’ı toplayıp bu açıklamayı yapabilirdi.
Ama yapmadı.
Yapmadı çünkü önce bu konuda askerin, ardından yargı kurumlarının kendi yerine konuşacağını umdu.
Ama olmadı. Beklediği açıklamalar bir türlü gelmedi. Kimse yumruğunu masaya vurup şu kendini bilmez sivillere haddini bildirmedi.
Üstelik Ergenekon terör örgütünün silah depoları da ortaya çıkmıştı.
Eskiden olsa böyle mi olurdu.?
Önce ordu ardından yargı kurumları bildiri yayınlardı.
YÖK, üniversiteler, rektörler, kimi işadamı kuruluşları, bazı sendikalar, Anayasa mahkemesi başkanı ve en son Cumhurbaşkanı konuşurdu.
Ardından mekanizma harekete geçer, demokrasi ya da "hak"tan bahseden bu isimleri dışarı atardı.
Ama o günler geride kaldı.
Geçmişte hadi deyince peşinden yürüyenler artık yok.
Yıllardır kontrol altında tuttukları devlet, bir bir ellerinden kayıp bağımsızlığını ilan ediyor.
Demokrasi, yavaş yavaş devlet organları içine nüfuz ediyor.
Korku imparatorluğunun temelleri kökünden sarsılıyor.
Jandarma bölgelerine taşınmakta onları artık kurtarmıyor.
Bir dönemin başına buyruk derebeyleri artık kalelerinde bile rahat olmadıklarının farkında.
Bağırmak sonu sadece geciktirmeye yarayabilir.
Hukuk artık onlara da lazım...
Mehmet KIVANÇ / Haber 7
Yorumlar4