Obama’nın yerinde Bediüzzaman olsaydı?

  • GİRİŞ19.06.2009 12:28
  • GÜNCELLEME19.06.2009 12:28

Tüm dünya televizyonları birkaç gündür ABD başkanı Barack Obama’nın bir sineği nasıl avladığını yayınlıyor.

Obama, televizyondaki bir söyleşi sırasında kendisini rahatsız eden bir sineği, tek bir  hamlede öldürüyor.  Birçok televizyon kanalında yayınlanan görüntülerde ABD başkanı Obama, röportajı birden keserek, elini büyük bir dikkatle yavaşça kaldırıp, ardından şimşek hızıyla sineğin üzerine indiriyor.

Olayı izleyen muhabir Obama’nın sineği öldürüşüne “Güzelll” diyerek katkıda bulunurken Obama, “Yakaladım onu.. enayiyi çiviledim.” Diyerek karşılık veriyor...

Sonra kameralar Obama’nın “bunu da çekmek istiyor musunuz” cümlesiyle ölü sineğe zoom yapıyor. Sinek ise halının üzerinde biraz önce yediği tokadın etkisiyle cansız yatıyor..

Kimi bu eşsiz(!) başarısından dolayı Obama’yı kutlarken, ezeli düşmanları bile tebriklerini ilettiğini yazıyor. Öte yandan Obama’yı karate Kid’in hocası bay Miyagi ile benzeştiren bile oldu.

Benim ise aklıma Bediüzzaman Said Nursi’nin sinek risalesi geldi. Ne alaka demeyin.. İki ayrı insanın bir olaya nasıl yaklaştıklarını görmek açısından bu önemli. Biri günümüz dünyasının en kudretli ülkesi Amerika’nın başkanı, diğeri, bir döneme damgasını vuran en değerli ve ilim sahibi büyük Üstad’ı...

Biri ılımlı yaklaşımı, verdiği sıcak mesajlarla İslam alemiyle bozulan ilişkilerini düzeltmeye çalışan bir ülkenin Başkanı. Diğeri, yaşadığı hayattan zerre taviz vermediği için ömrü hapishanelerde geçen, öğrencilerine sürgünlerde ders vermekten geri durmayan bir büyük öğretmen...

Peki Üstad, sinek risalesinde neler yazmış. İşte size o satırlardan birkaç alıntı..

 “ Güz mevsiminde, sineklerin kaybolma zamanına yakın bir vakitte, kendini beğenmiş insanlar, cüz'î tâcizleri için sinekleri öldürmek üzere hapishanedeki odamızda bir ilâç kullandılar. Benim vicdanımı fazlaca rahatsız etti.

Odamda çamaşır ipi vardı. Sonradan, o insanların inadına, sinekler daha fazla çoğaldılar. Akşam vaktinde, o küçücük kuşlar (sinekler MK), o ip üstünde gayet muntazam diziliyorlardı. Çamaşırları sermek için Rüştü'ye dedim: "Bu küçücük kuşlara ilişme; başka yere ser."

O da, tam bir ciddiyetle, dedi ki: "Bu ip bize lâzımdır; sinekler başka yerde kendilerine yer bulsun."
          Her ne ise... Bu lâtife münâsebetiyle, seher vaktinde, sinek ve karınca gibi kesretli küçük hayvanlardan bahis açıldı. Ona dedim ki: Böyle sayıları çoğalan (çok fazla bulunan) türlerin ehemmiyetli vazifeleri ve kıymetleri vardır. Evet, bir kitap, kıymeti oranında sayısı arttırılır.. Demek, sinek cinsi de ehemmiyetli vazifesi ve büyük kıymeti var ki, Fâtır-ı Hakîm, o küçücük kaderî mektupları ve kudret kelimelerinin sayılarını çok arttırmış.”

İşte iki ayrı dünya, iki ayrı bakış. Biri sineğe, tıpkı ülkesinin küçük ve güçsüz devletlere yaptığı gibi yaklaşıyor, verilen rahatsızlığa en sert şekilde cevap veriyor... Diğeri ise sinekleri rahatsız etmemek için çamaşırlarını bile başka yere serilmesini isteyecek kadar merhamet gösteriyor...

Obama, sineği avladıktan(!) sonra “enayiyi çiviledim” diyerek Amerikan film sahnelerinin o meşhur klişe cümlesini kullanırken, Bediüzzaman, Yüce Rabbinin (cc) ikazını hatırlıyor ve “Bu küçücük kuşlara ilişme” diyerek olanca zarafetini gösteriyor.

Büyük Üstad’ın hatırlattığı o ikaz Hac suresi 73 ayetinde şöyle yer alıyor.

" Ey insanlar bir misal verildi, şimdi ona iyi kulak verin! Haberiniz olsun ki sizin Allah'tan başka taptıklarınız, hepsi bir araya gelseler bile, bir sinek yaratamazlar, onun mislini, taklidini yapamazlar. şayet sinek onlardan birşey kaparsa onu ondan kurtaramazlar; isteyen de güçsüz, istenen de!”

İki ayrı terbiye, iki ayrı bakış ve iki ayrı yaklaşım.

İşte bana Obama’nın tokadıyla avladığı(!) o sineğinin hatırlattıkları...

Mehmet KIVANÇ - Haber 7
mehmet.kivanc@kanal7.com

Yorumlar24

  • Muallim Abdullah 16 yıl önce Şikayet Et
    el-Musavvir. Yaradılanı severiz, yaradan dan ötürü. bu prensip kainattaki bütün canlılar için söylenmiştir. bunu hayvanlara çok görenlerin, insanlara kolay kolay saygısı olmaz. hayata yaradanın (el-Musavvir) gözüyle bakmayanlar kendilerinden güçsüz ve küçük olanları ezme hakkını kendinde görebilirler. kalemine sağlık.
    Cevapla
  • tanju korkmaz 16 yıl önce Şikayet Et
    cahillik. sözüm ibrahim sözüpak'a:kardeşim birşey bilmiyorsan bari yorum yazmaki cahilliğin ortaya çıkmasın üstadın hayatı otel odalarında değil hapishanelerde geçmiştir. insan bilmiyorsada bi açar bakar cahilliğin bukadarıda pes doğrusu ALLAH'tan kork ALLAH'tan......
    Cevapla
  • Ali Erdogan 16 yıl önce Şikayet Et
    Ustadın farkı şu.. Okuduğu Molla kitapları ile elde ettiği birikimleri kağıda dökerken ayarını kaçırıp çok fazla yazınca, kendisi de anlıyamadı ne olduğunu. Ve kahraman ilan etti kendini, Komünizm ile savaşacam diye. Lenine Deccal, Atatürk'e de Sufyan deme terbiyesizliğini gösterdi. Ve yazdıkları insanların bölünmesine yeni bir katkı sağladı. Hayırlı olsun. Neymiş, Nurmuş. Kuran'dan sızan damlalar, Kuran demektir. Sen kimsin bu kadar kendini büyüttün. Yazık sana.
    Cevapla
  • ERHAN YAKIŞAN 16 yıl önce Şikayet Et
    USTADIN FARKI..... bende diyorumki,ustadı yargılayan kaç savıcı tam anlamıyla olmasda kaçı islam dini konusunda ne kadar bilgisi var.Ama şunu söylemekte'de fayda var diye düşünüyorum,her karanlığın sonunda elbete bir ışık yansıyacaktır.ve hiçbir kirli oyun karanlıkta kalmaycaktır.helpet herkes yaptığının hesabını vercektir.önemli olan ustadı geç te olsa anlamak.
    Cevapla
  • ugur temiz 16 yıl önce Şikayet Et
    ayrıca.... hangı egıtımsız yazarın kıtapları 30 dıle cevrılmıstır ornek versene?
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat