ZARARSIZ BİR PLAN MI YOKSA?...

2003 yılında generalin biri kendi gibi 29 tanesini daha yanına almış plan yapmış; Akparti’yi bu iktidardan nasıl uzaklaştırırım diye. Türkiye’nin hızla demokratikleşmesinden tırsan askerler bunu önlemenin en kısa ve kestirme yolunu da bulmuşlar: Darbe...

“Türkiye genelinde sıkıyönetim ilan edilmesi” ve “darbe için elverişli koşulların oluşturulması” için önce büyük tepki ve kaos yaratacak eylemler planlamışlar. En büyük kaos nerede olur diye düşünmemişler bile Cuma namazı sırasında Fatih camine bomba atalım yeter demişler. İki-üç tane de kara(!) çarşaflı eylemle de süsledik mi tamam.

Peki, bu nasıl yapılacak. İşte plan.

“134’üncü Filo Komutanlığı İstanbul’da birer gün ara ile iki gösteri yapacak. İlk gösteri Kadıköy Meydanında. Büyük bir kalabalık olacak. İstanbul garnizonu içindeki askeri öğrenciler ile er ve erbaşlar da sivil kıyafetli olarak (kılık değiştirerek) gösteriye katılacak. İkinci gösteri ise Fatih’te Çarşamba semtinde olacak. Gösterinin yapıldığı gece yarısı cübbeli, sarıklı ve çarşaflı gruplar ellerindeki yeşil bayrakları ve molotof kokteylleri ile Hava Müzesini basarak müzedeki uçakları tahrip etmeleri sağlanacak.

Ardından tüm hava birliklerinin kapılarına şeriatçılar(!) saldıracak ve mülki amirlerin izinleri beklenmeden (EMASYA yetkisiyle) olaylara müdahale edilecek.  Son olarak İstanbul’daki camilere saldırı düzenlenecek. Fatih ve Beyazıt Camii’nde Cuma namazında bombalar patlatılacak.”

Özetle böyle...

Bazılarına göre tüm bu eylemin adı plan seminer, tatbikat ya da savaş oyunu.

Aşağıdakiler ise 2005 ve 2006 yılları arasında yaşanan bazı gerçek olaylar.

Hakkari, Şemdinli'de Umut Kitapevi'ne atılan bomba ile iki kişi öldü. Halk bombayı atan iki kişiyi yakaladı. Bunlar Jandarma ve itirafçı çıktı. Kullandıkları araç jandarmanındı. Ve içinde daha önce bombalanmış yerlere ait haritalar, silahlar, dava dosyaları vardı. Halk galeyana geldi. Büyük gösteriler düzenlendi. Olay yerine keşif için gelen savcının üzerine bir uzman çavuş ateş açtı. Ölen 2 kişinin cenaze töreninde F16’lar halkın üzerinden alçak uçuş yaptı. Gerilim arttı.

Trabzon Santa Maria Kilisesinin Katolik Rahibi Andrea Santoro silahlı saldırı sonucunda öldü. Santoro´nun katili 16 yaşındaki lise öğrencisi O.A yakalandı.

Cumhuriyet Gazetesinin Şişli´deki binasının bahçesine el bombaları atıldı.

Fatih'teki Nakşibendi İsmailağa Cemaati'nin önde gelen isimlerinden emekli imam Bayram Ali Öztürk, sabah namazından sonra cemaatin gözleri önünde bıçaklanarak öldürüldü.  Bıçaklı saldırıyı düzenleyen ise halk tarafından linç edildi. Ancak ilginç olan cinayet zanlısını tanıyan kimse çıkmadı. Sanki ilk kez ortaya çıkmış ve cinayeti işlemişti.

Danıştay’ın 2. Dairesi´ne silahlı saldırı düzenlendi. Üye Mustafa Yücel Özbilgin hayatını kaybetti. Zanlı Avukat Alparslan Arslan kaçamadan yakalandı.  Binanın güvenlik kameraları çalışmadığı için zanlının içeri nasıl girdiği ve saldırıyı nasıl yaptığı sır olarak kaldı. Özbilgin’in cenaze namazı ise hükümet karşıtı gösteriye dönüştü. Kocatepe camiinde bakanlar yuhalandı, hakaretler edildi, fiziki saldırıya uğradı, hatta bazıları kaçmak zorunda kaldı.

Aynı tarihlerde bir kişi beline sardığı bomba ile Adalet Bakanlığına girmeye çalıştı. Bombalı saldırı son anda polislerin dikkati ile önlendi. Zanlı kaçarken vurularak öldürüldü. Yasadışı sol bir örgüt mensubu olan canlı bombanın iki yıldır arandığı ortaya çıktı.

Tüm bunların yanında Mersin’de bayrak yakılması, gösteriler, Trabzon’da ve Sakarya’da linç girişimleri ile ulusalcı mitingler.

Şimdi birileri Balyoz darbe planı diye birşeyi ortaya atmış. Yok efendim kaos çıkarmak için cami bombalanacakmış, hava müzesine kara çarşaflılar saldıracakmış. Fatih Çarşamba’da insanlar ayaklandırılacakmış. Bunu da darbeye zemin oluşturmak için bazı omzu kalabalıklar organize edecekmiş, miş, miş, miş...          

Hadi canım.

Abartmayın. Kargalar güler bu iddialara

Siz de iyice uçtunuz.

Bu iddialardan olsa olsa Aşk-ı Memnu dizisi olur...

Mehmet Kıvanç - Haber 7
mehmet.kivanc@haber7.com