CHP Lideri Deniz Baykal, Eğer önerileri kabul edilirse veya bir işbirliği olursa Akparti Genel merkezini ziyaret edeceğini açıkladı.
Şimdiye kadar acaba kaç defa Akparti Genel Merkezini ziyaret etti CHP lideri Deniz Baykal.
“Hiç”.
Evet, şimdiye kadar Akparti genel merkezinin kapısından girmiş değil.
Şimdi Baykal’ın cümlesinden yola çıkarak şunu diyenler olabilir.
Bak. Koskoca Anamuhalefet lideri halk için, uzlaşma için, demokrasi için, barış için Akparti Genel merkezine bile gitmeyi göze alıyor.
Vayy be.
Sanki İngiliz işgaline direnen milli mücadele kahramanı rolüyle, “halkım için gerekirse böyle bir aşağılanmayı bile göze alırım edası”.
Gözlerim yaşardı... Ağlamak istiyorum...
Koskoca anamuhalefet liderini düşman(!) topraklarına ayak bastıracak kadar büyük(!) bir yaklaşım.
Ama aynı lider;
Başörtüsüne yasak konulurken, Akparti’ye kapatma davası açılırken ya da Cumhurbaşkanını halk seçsin denildiğinde neredeydi?
Ya da eşinin başı örtülü diye Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesine karşı nasılda tepki gösterdiğini unuttuk mu? Üstelik Genelkurmayın gece yarısı bildirisini de içine bir güzel sindirerek.
Demokrasi, halk veya uzlaşma o zaman neredeydi.
Evet, aynı liderden bahsediyoruz.
Şimdi ne oldu da birden uzlaşma havarisi kesildi başımıza sayın CHP lideri.
Gerçekten samimi söylediklerinde?
Hani hep partisi niyet okuyuculuğu yapar ya şimdi aynı şeyi ben tekrarlayım. Aslında planladığınız gizli gündeminiz nedir sayın Baykal?
Daha ilk gün  “CHP hiçbir şekilde bu pakete destek vermeyecektir”  demediniz mi?
“Bu baştan aşağı bir tertiptir.”
“Altında hangi hinoğlu hinliğin yattığını bilmeyecek miyiz?”
“Anayasa paketi Made by AKP.”
 “laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline gelmiş Akparti’nin taslağına, CHP elbette itibar etmeyecektir.”
Bu açıklamalar sizin ve partinizin daha ilk günlerde sarf ettiği cümleler.
Ne oldu da birden uzlaşma(!) havarisi kesildiniz.
Adına uzlaşma denilen şey satranç tahtasında mat olduğunu görerek oyunu berabere getirme çabası mı?
Sizi Akparti genel merkezine ziyarete kadar köşeye sıkıştıran nedir?
Devletle olan bağınızın yeni paketle kesilecek olması mı?
Devletin içindeki dayanak noktalarınızın elinizden alınacak olması mı?
Sırtınızı halka verseydiniz sizin için hiç sorun olmayacaktı.
Ama beslendiğiniz yer halk değil ki? Yıllarca halka hükmetmek için kullandığınız, yönettiğiniz, beslendiğiniz sistem elinizin altından göz göre göre kayıp gidiyor. Gerçekten acı bir olay.
Koskoca devlet partisinin kurduğu devleti(!) kaybedecek olması çok acı gerçekten. Sistemin gerçek sahiplerine yani halka geçecek olması sizi bu kadar mı zor durumda bırakacak.
Neden şimdi hiç iktidar olmamak için çalıştığınız ortada.
Sistemle gerekli irtibatı kurduğunuz sürece iktidar olmanıza gerek yoktu. Nasılsa devletin yönetimi size aitti. Halk zaten devlete boyun eğecekti. Yani her halükarda iktidar sizdiniz.
Ama devlet kurumlarının yapısı demokratik hale geldikçe bu iktidar işi zora girdi.
Hükümet zaten elinizde değildi ama bürokrasiyi de yavaş yavaş kaybeder oldunuz.
Sonra elinizden en büyük kozunuz gitti. Yani Çankaya. Bundan sonra da elinize geçmeyecek. Çünkü Cumhurbaşkanını artık halk seçecek.
Sistemle bağınız olan son nokta yargıydı. Cumhurbaşkanı ile bu zaten kaçınılmaz olarak elinizden alınacaktı ama hükümetin son paketi bu süreci hızlandıracak.
Yargıda elinizin altından kayıp gidecek.
Bunun için çırpınıyorsunuz.
İktidarı kaybetmemek için.
Halk nezdinde zaten kaybolan itibarınızın sistem nezdinde de kaybolmasından korkuyorsunuz.
Ama eğer Akparti bu konuda eğer tereddüt ederse o başka.
Paket parçalanır, geri çekilir veya bir şekilde halka sunulmadan bertaraf edilirse işte o zaman bir umut ışığı olabilir.
Buradan Akparti’ye de küçük bir hatırlatma.
Son sivil anayasa çalışmasını rafa kaldırdığı gün kendi ipini çekmişti.
Hatırlayanlar bilir.
Sivil anayasa çalışması durduğu an Yargıtay Başsavcısının kapatma davası geldi.
Eğer bu paket de herhangi bir şekilde aksar veya rafa kalkarsa başlarına gelecek olan bellidir.
Çaba boşuna değil.
90 yıllık bir iktidarın elden gitmemesi için herşey mübah.
Hatta düşmanının(!) genel merkezini ziyaret bile.

Mehmet KIVANÇ - Haber 7 
mehmet.kivanc@kanal7.com