Devletin Suaygırı...

  • GİRİŞ27.04.2010 08:55
  • GÜNCELLEME27.04.2010 08:55

Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün mirası olan Atatürk Orman Çiftliği’nin en bilinen köşesi Hayvanat Bahçesi’dir.
Başkentli her çocuk için hayatının en güzel anı burada yaşanır.
Benim içinde aynı. Uzun bir aradan sonra ilk kez ziyaret fırsatım oldu.
Ancak yıllar sonra gitmiş olsam da girişteki manzara hiç değişmemişti.
Çocukluğumdaki anılar tazelendi.
Kızım için de hayatının en güzel anıydı.
Bu kadar çok ve çeşitte hayvanla ilk kez karşılaşıyordu.
Önce timsahlar, ardından deniz canlıları bölümünü gezdi heyecanla.
Haftasonu olması nedeniyle sanki Ankara oraya akmıştı.
Kalabalık, hayvanları doya doya görmemize izin vermese de gezinin tadını çıkarmaya çalıştık
Maymunlar, kuşlar, yırtıcılar, kurtlar, ayılar ve daha birçoğu.
Gezimiz 4 saate yakın sürdü.
Herşey güzeldi demeyi çok isterdim.
Maalesef o kadar çok eksiklik vardı ki Türkiye’nin en büyük hayvanat bahçesine hiç yakışmıyordu. O güzelliği gölgeliyordu. Hani bardağın birde o tarafından bakmak istedim konuya.
 
Örneğin bir fil görememek ilginçti. Fil Şirin’in (3,5 yıl önce öldü) ölümünden sonra yeri doldurulmamıştı. Bir Hayvanat bahçesi filsiz düşünülebilir mi? Kargo ve sigorta ücreti çok yüksek olduğu için Fil getirilmiyormuş. Bu mazeret mi? 3 yıldır bulunamadı mı bunun yolu?.
En çok ilgiyi maymunlar ve aslan kaplan bölümü çektiği için buralar biraz daha bakımlı. Kışın kaldıkları minicik yerlerin dışına yaz ayları için geniş bölümler eklenmiş. Ama ya diğerleri.
Örneğin Akvaryum bölümü.
Zaten içerde doğru düzgün bir havalandırma yok. Işıklandırma desen berbat. Akvaryumlar görünsün diye karanlık yapmışlar Ama illa zifiri mi olması gerekirdi. Önünü göremeyen çocuklar korku tüneline girmiş gibiydi. Yeni bir bölümün inşasının ise (5 yıl önce bitmesi gerekiyordu) ne zaman biteceğini Allah bilir.
Yaz ayları için en güzel yerler maymunlara ait gibi görünüyor ama kışın Allah yardımcıları olsun hepsinin.
Öte yandan maymunlara rahat rahat zıplamaları için büyük kafesler yapılmış ama özgürlüğün simgesi olan yırtıcı kuşlara (kartal, şahin, atmaca veya akbaba) neden Ulucanlar Cezaevindeki koğuşlar gibi yerler verilmiş, anlamak mümkün değil. Uçmayı bile hatırladıklarından emin değilim.
Bu kuşlar için en azından antreman niteliğinde de olsa büyük kafesler niye yapılmıyor? Yer desen istemediğin kadar çok. Paramız yok diyorlarsa bu bir mazeret midir? O zaman işkence edeceğine kapat o bölümleri.
En yeni ve tabi ki diğerlerine göre en güzel yerler ayı, kurt gibi hayvanlara ait. Eskiden minicik yerleri vardı. Allah’tan onların alanları biraz genişlemiş. Ama o bile doğru bir şekilde yapılmamış ya neyse, hiç yoktan iyidir.
Develer rahat ama devekuşları için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Yerleri büyük ama sanki çamurun içine yatmışlar veya hastalıklı gibi duruyorlardı. Tamam Başkent’te son günlerde çok yağmur var ama hayvanlar çamur içinde kalmalı mı? Bir çaresi bulunamaz mı?
Yeri hiç değişmedi Su aygırının. Yıllardır aynı yerde. Bir tane zaten. Küçük bir havuzu var. Yazlığa henüz çıkamamış. Soğuk diye herhalde.
Benim en merak ettiğim şey neden oradaki binalar tek kapılı. İki kapı olsa da insanlar bir ucundan girip diğerinden çıksa fena mı olur? Herkes aynı kapıdan giriş çıkış yapınca haliyle izdiham kaçınılmaz oluyor.
Atlı faytonla gezi güzel düşünülmüş. Ama fiyatı biraz tuzlu değil mi?
Giriş ücreti normal. biraz kalabalık bir aile iseniz azıcık yüksek görünebilir.
Yıllardır devletin bürokrasi mantığıyla işletildiği için hep zarar etmiş. Aslında Dünyadaki benzerleri gibi olması için hiçbir engel yok. Koskoca imkanlar heba ediliyor.
Su içmek istiyorsanız girişte almayı unutmayın. Yoksa susuzluktan bir yerde yığılıp kalmak içten bile değil. Aynı şey yemek içinde geçerli. Ya kendiniz getireceksiniz ya da girişte yiyeceksiniz.
Bu tip yerlerde neden normalden daha kazık fiyatlar olur anlamak mümkün değil.
Satış noktaları yetersiz. Sıcağın ortasında dolaşırken hep şapka satan bir yer aradım. Ne tişört, ne hediyelik eşya, ne bir hatıra, ne de fotoğraf hiçbiri yok. Hayvanat bahçesinde hayvan figürlerinin oyuncak veya benzeri satışı yok. Ençok çocuklar rağbet ediyor ama onlara yönelik çalışmalar o kadar az ki.. Bir Pony atları var çocuklar binsin diye o da çok baştan savma. Çocukların hayvanlarla daha içli dışlı oldukları özel alanlar oluşturulmamış? İlla Fil sevmeye gerek yok. Küçük bir sincap bile öğretici olabilir. Hadi bazıları vahşi diye tehlikeli görülmüş olabilir? Keçi veya benzeri evcil hayvanlar için mazeretiniz nedir?
Hayvanat bahçeleri genelde çok kar eden yapılar değildir. Ama zararında bir sınır var. Ankara gibi Avrupa başkenti vizyonu olan bir şehre bu görüntüler yakışmıyor.
Hayvanat bahçesinin internet sitesi ise aslında tüm anlattıklarımı doğrular gibi.
İnternet sitesinde yer alan bilgiler 2005 veya daha önceki tarihlere ait. Güncelleme yok. sanırım bunun sorumlusu da yoktur. Mesela bir ifade aynen şöyle;  “ Atatürk Orman Çiftliği'nin 80. yılı kutlamaları kapsamında 2005 yılı sonuna kadar bütün çalışmaların süratle bitirilerek hizmete sunulması planlanmaktadır.”  5 yıl geçmiş arkadaşlar o yıldan beri elini sürmemiş....
Orada bahsi geçen tüm projeler 2005’te bitmesi gerekiyormuş...  Klasik bir Türkiye bürokrasi anlayışı, İnternet sitesine inanırsanız 2005 yılında biten(!) bir tünel akvaryum bile varmış.
Tarih 2010 ama hala ilk günkü gibi. Ne camı var ne suyu.
Olduğu iddia edilen köpekbalığının ise resmi bile yok. Üstelik dünyada eşi benzeri yokmuş. Kesinlikle eşi benzeri yok!
Bunu da yaptıklarımız diye internet sitesine koymuşlar.
Zaten internet sitesinde park ücreti dışında başka bir bilgi de yok.
Anlıyorum bir yetki karmaşası almış başını gidiyor. Ama bu arada olan gariban hayvanlara oluyor.
 
 
Mehmeht KIVANÇ - Haber 7
mehmet.kivanc@kanal7.com

Yorumlar2

  • Ekrem Erol 14 yıl önce Şikayet Et
    Eh Biz de Gaziantepe Bekleriz!. Mehmet Bey, Dilaver Bey sizi İzmire davet etti. Biz de Gaziantepe bekleriz. Üstelik dürbün getirmenize de gerek yok. Selamlar!
    Cevapla
  • dilaver 14 yıl önce Şikayet Et
    İzmir e bekleriz. Sn. Mehmet Bey İzmir Çiğli de yapılan Doğal Yaşam Parkı namı diğer Hayvanat Bahçesi ni görmenizi tavsiye ederim. Su, Yeme-içme, hediyelik eşya hepsi düşünülmüş yalnız dürbün getirmeyi unutmayın zira canlılar biraz uzakta kalıyo .... Saygılarımla.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat