Sarıgül, Genel başkanlık sevdasından vaz geçmedi!
- GİRİŞ25.06.2010 11:11
- GÜNCELLEME25.06.2010 11:11
Buna peşin peşin cevabı verelim: HAYIR.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, sadece mevzii değiştirdi o kadar.
Sarıgül’ün, CHP’nin yeni genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek açıklamalarını ‘fedakarlık’, ‘şans tanıma’ veya ‘özveri’ olarak algılayanlar ya çok saflar, ya da hedef saptırıyorlar.
CHP’nin 13. olağanüstü Kurultayında Deniz Baykal’ın karşısına rakip olarak çıkan Mustafa Sarıgül’ü hatırlarsınız. Hani Baykal kürsüde konuşurken, Sarıgül’ün sanki kürsüye koşacakmış gibi koltuğundan fırlayıp kalktığı bir an vardır. (Hani tutmasalar havada koşup Baykal’ın boğazına yapışacak.) İşte o anı hatırladığımda bazı yazarların Sarıgül’ün herşeyi unutup köşesine çekileceğini ya da Kılıçdaroğlu’nun sadık bir neferi gibi davranacağını düşünmelerine şaşırıyorum.
Bu safdilli söylemlere sadece gülüp geçiyorum. İlk cümlemde de dediğim gibi bence sadece mevzii değişikliği yapıyor.
Üstelik bu sefer atacağı adımlar ona kendi kuracağı bir partide değil, CHP’de genel başkanlık yolu açacak.
Şöyle ki Mustafa Sarıgül’de biliyor CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu rüzgârının çok fazla esmeyeceğini. Hatta daha ilk günden liderlik sıkıntısının had safhada olduğunu oda görüyor. Üstelik Genel Sekreter Önder Sav’a karşı Baykal olayından sonra alttan alta ciddi bir tepki de söz konusu.
Kılıçdaroğlu, bu ‘muson rüzgârları(!)’ ile en fazla bir seçim dönemi etkili olabilir. Çünkü ne Türkiye dinamikleri açısından ne de uluslararası ilişkiler açısından Türkiye vizyonunu geliştirecek bir potansiyele sahip. Bu konuda beni acımasız ve önyargılı bulanlar olabilir ama Kılıçdaroğlu’nun söylemleri ve tavrı bu konularda iyimser olmamam gerektiğini işaret ediyor.
Bu ise yakın gelecekte CHP’de ciddi bir liderlik arayışının başlayacağını gösteriyor. İşte Mustafa Sarıgül burada devreye giriyor. (Daha siyaseten genç yaşta başlamadan bitecek bir serüvene atılmaya hiç gerek yok.)
Peki, Sarıgül için ‘neden Toplumsal Değişim Hareketi ile devam eden günü gelince CHP’yi de içine alacak bir çalışma içine girmiyor?’ diye sorulabilir.
Bende buna ‘neden teşkilatları ve tabanı hazır bir parti varken uzun yolu seçsin ki.’ karşılığını veriyorum. Sarıgül, yaptığı bu ‘kurnaz manevra’ ile Kılıçdaroğlu’na ve CHP tabanına şirin görünerek partiye katılım sürecini de hızlandırdı.
Zaten olası bir seçime kuracağı yeni partiyi hazırlama şansı yoktu. Üstelik Şişli Belediye başkanlığı da elden gidebilirdi. Ama bu manevra ile hem gelecekte Şişli Belediye başkanlığı seçimine CHP adayı olarak girme şansı var, hem de 'fedakarlığı(!)' sayesinde verilecek CHP üyeliği ödülü ile kısa süre sonra oluşması muhtemel (bana göre kesin) boşlukta genel başkanlık yarışına girme şansı... Üstelik hiçbir karşılık beklemeden yaptığı bu ‘fedakarca(!)’ destekle tabanı yeniden kazanma ve basını yanına almayı da başardı(!)
İki taraftan da kazanmak varken nereye varacağı meçhul karanlık ve belirsiz bir yola çıkmanın anlamı nedir?
Peki, kaba bir tabirle soralım; ‘bunu herkes yer mi?’
Herkes yer mi bilmem ama Baykal’ı bile ters köşeye yatırmış Önder Sav kesinlikle yemez. Aha bunu da buraya yazıyorum…
Mehmet KIVANÇ - Haber 7
mehmetkivanc@kanal7.com
Yorumlar8