Merkel’in önerilerinde sinsi bir oyun var!..

  • GİRİŞ21.10.2015 10:55
  • GÜNCELLEME22.10.2015 10:16

Ankara’daki “Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda fotoğraf çektirmemek için” görüşmeleri İstanbul’da yaptığına dair o malum çevrelerin iddialarını yalanlayan Almanya  hükümet sözcüsü Seibert, “Evsahibi ülkenin görüşmenin nerede olacağı noktasındaki tavsiyelerine uyarız, uyduk” diyerek görüşmenin İstanbul olması böylece Türkiye’nin önerisi olduğu gerçeği ortaya çıkmış oldu.  

Türkiye’ye yapacağı ziyaret öncesi bir araya gelen  100 sözüm ona akademisyen, Merkel’e “ziyareti iptal edin” çağrılı mektubu ciddiye almayan Merkel’in Türkiye programında muhalefet liderleriyle de  buluşma yoktu. Anlaşılan Merkel, siyasi temayüller yerine ulusal çıkarları dikkate almayı tercih etti. Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan ile görüştü ve aynı gün ülkesi Almanya’ya döndü.  

Şansölye Merkel’in bu ziyareti hiç şüphesiz son yıllarda Avrupa başkentleri ile Ankara arasında zayıflayan diyaloğun yeniden canlanmasına, öte yandan tıkanmış müzakere süreci ve açılamayan başlıkların yeniden ele alınıp açılması için hem bir fırsat hem de   önemli bir dönüşüme katkı sağlayacaktır. Avrupa başkentlerindeki siyasi kulislerde ve medyada bu olumlu dönüşümü görmek mümkün. Türkiye karşıtlığı ve ‘Erdoğan düşmanlığı’ ile AK Parti hükümetini hedef alan eleştirel haber ve yorumlar yerine Türkiye’ye duyulan ihtiyaç dile getirilerek istikrarlı bir Türkiye ile doğu politikaları geliştirmenin AB’nin menfaatine olduğuna işaret ediliyor. 

Anlaşıldığı gibi Türkiye’nin AB’yi, AB’nin de Türkiye’yi reddetme şansı olmadığı artık AB başkentlerinde kabul bulmaya başladı. Merkel’in açıklamalarından da bunu sezmek mümkün. Önceki ziyaretlerinde olduğu gibi bu sefer uyarı ve suçlamalar yerine birlikte çalışmanın önemine vurgu yaptı. Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Almanya Başbakanı Merkel’in ortak basın toplantılarında yapılan açıklarlarında Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin düzeleceği mesajı verildi. 

Dört konuda mutabakat tamam. Nihai karar Brüksel’de verilecek...

Şansölye Merkel, sadece ülkesi Almanya’yı temsilen değil, aynı zamanda AB’den tam yetki alarak bu ziyareti gerçekleştirdi. Bu nedenle Merkel, Almanya’dan çok AB’nin önerilerini pazarlık konusu yaptı. Görüşmenin en ağırlıklı maddesi ise hiç şüphesiz AB’nin karşı karşıya kaldığı ve Türkiye’siz çözüme kavuşturamayacağı anlaşılan “Mülteciler sorunu” vardı. 

Ayrıca, Türk vatandaşlarına “vize muafiyeti” Türkiye- AB ilişkilerinde yeni dönemin başlatılması, yeni fasılların açılması, Suriye sorununun çözümü ve Türk-Alman işbirliğinin geliştirilmesi gibi önemli konularda Almanya Başbakanı Merkel, yeni önerilerde bulundu. 

Görüşmeler tamamlandı fakat pazarlıklar ve varılan sonuçlar hakkında bir bilgi verilmedi. Ortak basın toplantılarında taraflar görüşmede ele alınan konuları sıraladılar ve görüşmelerin çok olumlu bir ortamda gerçekleştirildiğini söylemekle yetindiler. 

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre  Merkel, AB adına krizin çözümünde yardım karşılığı Türkiye’nin talepleri arasında bulunan 4 talebe ‘evet’ dedi: Vize muafiyeti verilecek, 5 fasıl müzakerelere açılacak, Türkiye’ye ek malî yardım sağlanacak, Türk liderler AB zirvelerine davet edilecek. Bu ön mutabakat da heyetler arası müzakere edilecek. Nihai karar ise “AB aile Fotoğrafı”nda yer almak üzere Brüksel’deki ‘AB zirvesi’ne davet edilecek Türk liderleri ile gerçekleşecek görüşmelerde verilecek.

AB, “Mülteci Krizi”nden kurtulmak için Türkiye’yi kullanmak istiyor... 

Almanya Başbakanı Merkel’in Brüksel’den tam yetkilerle Türkiye’ye gelerek bazı önerilerde bulunması ve dostane bir dönemin başlatılması yönündeki AB’nin niyetini açıkça iletmesi güzel de, bütün bunların içinde yine sinsi bir politik oyun olduğu anlaşılıyor. 

AB’ye üyelik adaylığımızdan doğan bir çok verilmeyen haklarımız var. Bunları konuşmamak için AB yetkilileri sürekli Türkiye’nin içişlerine müdahale ederek bazı fasılların açılması bilinçli olarak engelleniyordu. Şimdi ise AB ile varılan anlaşmalardan doğan bazı haklarımızın mülteci sorunu üzerinden verilebilir kurnazlığına baş vuruluyor. 

Daha önce varılan anlaşmalar çerçevesinde 2016’nın Temmuz ayından itibaren Türk vatandaşlarına vize muafiyeti hakkı tanınması gerekirken Brüksel’in bu hakkı mülteci sorunu için “Geri Kabul” şartına bağlamak istiyor. Yine her tam üyeliğe aday ülkelere verilen ve bize de verilmesi taahhüt edilen 3.7 milyar Euro katılım payının da Suriyeli mültecilere yapılacak yardıma sayılmak istenmesi gibi gayri ciddi ve ahlaki olmayan bir politik tavır sergileniyor.

Çok önemli bir ayrıntı şu: Türkiye 2.5 milyon mülteciye şimdiye kadar 7.5 milyar dolar harcadı. Tek çare Türkiye’den ziyade Suriye’deki mülteci akınının durdurulması için Türkiye’nin “güvenli bölge oluşturulmalı” önerisi ciddiye alınarak AB tarafından uluslararası toplum nezdinde  desteklenmelidir. Aksi halde Rusya ve İran’ın saldırıları böyle devam ederse Halep ve çevresinden en az bir milyon mülteci daha gelebilir. İşte o zaman AB daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalır ve 3 milyar değil, 10 milyar Euro bile bu sorunun çözümü için yeterli olmaz. 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat