Kavala ve suç ortaklarını kimler neden sahipleniyor?
- GİRİŞ30.04.2022 11:24
- GÜNCELLEME30.04.2022 11:24
Son zamanlarda ülke ve millete açıktan düşmanlık yapan hainler ile siyasi çıkar uğruna bölücü ihaneti sahiplenen siyasilerin eylem ve söylemleri beni rahatsız ediyor.
Başta İstanbul olmak üzere Ankara ve İzmir ve daha başka değişik şehirlerimizde bölücü terör ve sol tandanslı örgütler ile bazı siyasilerin de desteğiyle başlatılan ‘Gezi parkı eylemleri’nde şehirlerin sokakları savaş alanlarına dönüştürülmüştü.
Yaktılar, yıktılar ve eylemlerini çok farklı boyutlara taşıdılar.
Amaçları seçilmiş hükümeti devirmek suretiyle devlet otoritesini sarsmak ve ülkeyi bir kaos ortamına sürüklemekti.
Taksim’in yayalaştırma projesi kapsamında, Gezi Parkı’ndaki birkaç ağacın sökülmesi bahanesiyle başlayan, günlerce ülke ve dünya gündemini meşgul eden bu Vandalizmin baş aktörü ve finansörlerinden biri olan Osman Kavala denen isimdi.
Şimdi mahkeme sonuçlandı ve bu zatla ilgili verilen mahkeme kararı, o malum çevreleri çok ama çok rahatsız etti.
Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Amerika Birleşik Devletleri yönetimi, Osman Kavala ve suç ortaklarına ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesine tepki göstererek, Türkiye’den, Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını istemiş.
….Evet bu üç merkezden ve diğer Avrupalı başkentlerden yapılan tüm açıklamalarda, Türk yargısına ağır eleştiri, hükümete ise siyasi baskı ve tehdit var.
Sadece onlar mı?
Elbette değil, onların değirmenine su taşıyan içimizdeki işbirlikçilerden de her zaman olduğu gibi bu sefer de aynı çatlak sesler çıkıyor.
Bu güç merkezleri ile işbirlikçilerinin bu denli öfkelendiren nedir?
Bu Osman Kavala denen adamın özelliği ne ki, bu kadar yüksek sesle onu sahipleniyorlar?
Sorularının ise tek bir cevabı var.
Çünkü, bu adam Türkiye’nin Soros’uydu, mahkemece onaylanan tüm bilgi ve belgeler, bu zatın ‘Gezi olayları’nın perde arkası koordinatörü olduğunu gösteriyor.
Yani Osman Kavala, Türkiye’yi kendilerine göre şekillendirmeye çalışan o dış güçlerin Türkiye’deki temsilcisi, işbirlikçilerinin de öncüsü olduğu için bu denli kendisine sahip çıkılıyor.
•
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha önce “helalleşilecek” sözünü aksine, şimdi de “Çok öfkeliyim, bütün yol arkadaşlarıma sesleniyorum... Ne pahasına olursa olsun yürüyeceğiz. Ya bana katılın ya şimdi, şu anda yolumdan çekilin” diyereküstü kapalı ifadelerle “savaşacağını” duyurmasıyla kime ne mesaj vermek istediği anlaşılamadı.
CHP’li şarlatanlardan Özgür Özel, “Erdoğan, ant olsun hesap verecek, mahkum olacaktır” diyerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tehdit etmesi ise seviyesizliğin ve siyasi ahlaksızlık ile haddini bilmezliğin ötesinde o tehditleri bir bağırsak gürültüsünden ibarettir.
Kılıçdaroğlu, zaman zaman keskin ifadeler kullanarak aslında korkak ve ürkek olan ancak güçlü ve etkili görünmeye çalışan çakma kahramanlar gibi o da kendini büyük lider göstermeye çalışırken, komedi dünyasına malzeme oldu.
Özgür Özel denen saygısız ise, Başkan Erdoğan ve bağımsız yargıya saldırarak, kendini hesap soracak kadar güçlü gösterme uğraşı içinde aslında bir kere daha cehaletini kanıtlanmış oldu.
İP Başkanı Meral Akşener ise APO posterleri ve bölücü örgütünbayrakları (paçavraları) ile sokakları yakıp yıkan Gezici vandallar için, “Vatanını koruyan Türk gençleri” ifadesini kullanacak kadar şaşırmıştır.
Sergilediği davranış ve kullandığı ifadelerden anlaşıldığı gibi ilerleyen yaşı ve yorgunluğun akli melekeleri baskıladığı bir klinik vaka yaşadığı açıktır.
Bütün bu olumsuz gelişmelerden hareketle ifade etmek isterim ki, ülke ve milletin bölünmez bütünlüğünü asli görevi kabul etmeyen ve bu milleti millet yapan değerlerle barışık olmayan hiçbir siyasi güç bu ülkede meşru iktidarın sahibi olamaz.
Bu gerçeği herkes bilmeli ve ona göre hareket etmelidir.
YENİAKİT
Yorumlar3