AB’nin hedefi, ortak para birimi Euro’dan sonra ortak bir devlet (Avrupa Birleşik Devleti) olma adına kurumlarını oluşturmak üzere anayasa hazırlıklarına başlaması ABD’yi endişelendiriyordu.

ABD, kendi yörüngesinde tuttuğu Almanya liderliğindeki AB’nin kendisinden her geçen gün uzaklaşıp, Rusya ile yakınlaşmasından rahatsızdı. 

ABD’ye rağmen Rusya ile yakın ilişkiler kapsamında enerji ve güvenlik anlaşmalarına varılmıştı.

Zira, Rusya gibi sınırsız enerji ve hammadde kaynaklarına sahip bir ülke ile Almanya gibi bir sanayi devinin müttefik olması Washington’un kıta Avrupası üzerinde kontrolü kaybetmesine sebep olacağı bir gerçekti.

ABD, Rusya ile Almanya arasında imzalanan 2. Kuzey Akımı doğalgaz boru hattı projesine ısrarla karşı çıktığı gibi Almanya’nın Rusya’dan fazla miktarda enerji alarak hem Kremlin’e çok miktarda ekonomik kaynak aktardığından hem de Rusya’ya bağımlılığını artırmasını çıkarları acısından tehlikeli görüyordu. 

ABD, Ukrayna’daki iç karışıklığı özel operasyonlarla kışkırtmalarda bulunması ve Rusya’ya karşı NATO’ya alınma vaatleri sonucu Ukrayna’da tezgahlanan iç savaşın amacı Rusya’dan Avrupa’ya gelen enerji boru hatlarını kesmekti.

ABD’nin bu savaşın başlamasını en çok isteyen ve kışkırtan olmasının sebebi de budur.

•

Ukrayna krizi ile Kırım’ın ilhakından sonra Rusya’ya uygulanan yaptırımların amaçlarından belki de en önemlisi, ticaret ve yatırımlar sebebiyle AB ile Rusya arasında doğması muhtemel karşılıklı bağımlılığı önlemektir. Yani ambargo sadece Rusya’ya değil, aynı zaman da AB’ye uygulanıyor.

Enerji kaynakları bakımından Rusya’ya bağımlı olan Avrupa, Rusya ile karşı karşıya gelmemek için ABD’nin aldığı yaptırım kararlarına uymak istemiyordu.

Ancak, Birinci Çeçenistan Savaşı (1994-1996) ve İkinci Çeçenistan Savaşı (1999-2000) ile Çeçenistan’ı işgal etti. Her iki işgalde toplu katliamlar ve büyük yıkım yaşanmıştı. 2008 yılında Gürcistan’a saldıran Ruslar, Abhazya ve Güney Osetya’yı işgal etti ve kendine bağladı. Ve 2014’de Kırım’ı ve devamında Donbass bölgelerini işgal eden Ruslar, Ukrayna işgal savaşı ile sürdürdükleri yayılmacı girişimleri, Almanya liderliğindeki Avrupa Birliği’ni ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarına mecbur ederken, diğer yandan yeniden ABD’nin yörüngesine geri dönmek zorunda bırakmıştır.

Özetlenecek olursa; Batı’nın, özellikle Almanya gibi ülkelerin petrol ve gaza bağımlılıklarına dayanan çıkarlar gereği, Moskova ile daha önceki ilişkilerinin aksine, Rusya Federasyonu’ndan uzaklaşarak Kiev’i destekliyor olması aslında ABD’nin bir zaferidir.

Çünkü, Almanya’nın öncülüğündeki Avrupa Birliği (AB), ABD’nin boyunduruğundan kurtulma adına kendi dış politikasını oluşturmak ve kendi ordusuna sahip olma adına kendi kararlarını alabilen bir Avrupa hayali Ukrayna- Rusya savaşıyla hayal oldu.

Böylece ABD, kışkırttığı bu savaş sayesinde bir yandan yüklü maddi kaynaklar elde ederken diğer yandan Avrupa’yı Rusya’dan uzaklaştırıp tekrar kendi kontrolüne girmesini başarmış oldu.

•

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal savaşının devamında Doğu Avrupa üzerinden Avrupa’nın içine doğru ilerleyeceği ve tarihin en büyük işgalinin yaşanacağı korkusunu yaşayan Avrupa, artık ABD’nin bir uydusu durumuna gelmiştir.

Rusya, yaptırımlar ve silah desteği  nedeniyle kendine enerji alanında bağımlı olan Avrupa’yı cezalandırma adına doğalgaz vanasını sıktıkça sıkması Avrupa genelinde çok ciddi enerji sıkıntısına sebep olmuştur. Ayrıca temel gıda maddeleri sıkıntısı fiyat artışlarına sebep olurken, hammadde tedarik sorunu sanayinin yavaşlaması neden oluyor.

Kısacası Avrupa, İkinci Dünya Savaşı sonrası enerji, temel gıda maddeleri ile hammadde konularında tarihinin en sıkıntılı dönemini yaşamaktadır.

Avrupa’nın Rus - Ukrayna savaşı nedeniyle karşı karşıya kaldığı bu devasa sorunlar ABD’nin Avrupa’yı yönlendirmesini kolaylaştırmaktadır. 

Artık Avrupa’nın,  İkinci Dünya Savaşı dönemi sonrasında olduğu gibi  tamamen ABD’nin ‘modern işgali’ altına girdiğini söylemek yanlış olmaz.

YENİ AKİT