Kıbrıs’ta barışa engel bir ‘Barış Gücü’ (UNFICYP)…

  • GİRİŞ23.08.2023 08:48
  • GÜNCELLEME23.08.2023 08:48

Türk ve Rum kökenli Kıbrıslıların birlikte yaşadığı tek köy olan ‘Pile Köyü’ne Rumlar engelsiz giriş ve çıkış yapabilirken, geçmişten günümüze Türkler köylerine girip çıkarken tampon bölgeden geçmek zorunda oldukları için sürekli BM Barış gücü tarafından fiziki müdahaleye maruz kalıyor ve her sefer araçları aranmakta ve kimlik göstermek zorunda kalıyorlardı. 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) hükümeti Türk köylülerin evlerine rahat gidip gelmeleri ve günlük ihtiyaçlarını karşılamak için ilave bir yola ihtiyaç duyulduğunu ve yol inşaatı için defalarca ‘BM Barış Gücü’ne müracaat ettiği halde bu başvurular kaale alınmadı.

BM -Barış Gücü’nün haksız yere ve keyfi uygulamasıyla yıllardır engellemek suretiyle yaptığı zulme son vermek ve Türk köylülerinin hayat şartlarını normalleştirmek üzere Kıbrıs’ta Türklerin PileRumlarınise Pyla olarak isimlendirdiği köyden başlayıp ‘BM Tampon Bölge (Yeşil Hattan) da geçen yol inşaatını KKTC başlatmaya mecbur kaldı.

Türk tarafına ait buldozerin BM’ye ait kamyonlar, beton engeller ve dikenli telleri yerinden kaldırıldığı, ayrıca BM aracını sürükleyerek yoldan çıkardığı göncüsü ise tarihi haksızlığın sebep olduğu bir sonuçtur.

Türk tarafının hedefi, tamamen insani bir ihtiyacı karşılamak ve ortak olarak kullanılan köyde barış ve istikrarın devamını sağlamak iken, Rum kesimi ile bölgedeki BM-Barış Gücü yetkililerinin amacı ise Pile köyü’nü Türklerden baskılar sonucu arındırıp tamamen bir Rum köyü yapmak.

Barış Gücü’nün ‘yetkisiz yol’ olarak değerlendirilerek yol inşaatını engellemeye çalışılmasının asıl sebebi işte bu.

 

Barış Gücü mensupları ile Türk tarafının güvenlik güçleri arasında itişme ve yetki tartışmasının abartılarak hem Kıbrıs Rus yönetimi ve Yunanistan, hem de Kıbrıs’taki BM -Barış Gücü ile Avrupa Birliği (AB) tarafından dünyanın hiçbir sorunu kalmamış gibi Birleşmiş Milletler (BM) üzerinden dünya gündeme taşınması ve Türkiye aleyhinde bir karalama kampanyası dönüştürülmek istenmesi, gerçekten utanç vericidir.

*

Kıbrıs’ta tampon bölge içindeki BM Barış Gücü’nün (UNFICYP), Rumlardan yana taraf olmasına karşı, Kıbrıs Türkü’nün haklarını sahiplenme yönündeki girişimleri, uluslararası hukuk kurallarını tanımama anlamına gelmez.

Zira Rusların Kıbrıs adasının tek sahibi olma uğraşına destek vermek suretiyle Beynelmilel hukuku ihlal eden, BM Barış Gücü (UNFICYP)’un kendisidir. 

 

Bu tavrıyla BM’nin tarafsız olmadığı Kıbrıs’ta barışı değil, Rusları koruma ve kollama görevi olduğu gibi Türk Toplumunu baskı altında tutmakla görevli olduğu ise diğer bir gerçektir.

Zaten, BM Barı Gücü’nün bulunduğu ülke ve bölgelerde hiçbir zaman barış olmadı, tam aksine saldırı ve şiddetin hakim olduğu kaos yaşandı yaşanıyor!

Çünkü BM tarafsız değil ve BMGK’nin yapısında adalet yok.

Bu gerçek, Kafkaslar, Balkanlar, Ortadoğu ve Afrika ile Uzakdoğu’da da açık ve net olarak görülmüştür ve de görülmektedir.

Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü (UNFICYP)’nin asli görevi, savaşların yıkımına maruz kalmış coğrafyalarda barışın ve huzurun kalıcı olarak yerleşmesini sağlamak için çalışan Ulusal Toplumu temsil eden bir yapılanma olarak takdim edildiği halde BM-Barış Gücü’nün bu yanlı ve yanlış tavrı, tarihten bu güne ve halen de devam ediyor olması asla kabul edilir olmadığı gibi insan hakları acısından da yüz kızartıcı, hukuken ise bir suçtur. 

Başkan Erdoğan’ın Kıbrıs Türk’ünü yalnız bırakmama adına verdiği destek ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın dik duruşu bir kararlı tavrın ortaya konması adına takdire şayandır.

 

Unutulmasın ki; “Dik Baş Tok Karın Mutlu Yarın...” boşa söylenmiş bir söz değildir.

Yeni Akit

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat