Gazze’deki ‘insani kriz’, kitlesel açlık ölümlerine dönüşmek üzere…

İsrail, 16 yıldır hukuka aykırı bir şekilde abluka altında tuttuğu Gazze nüfusunu, yakıt, elektrik, ilaç, gıda ve su gibi temel ihtiyaç maddelerinden mahrum bıraktı ve de bırakmaya devam ediyor.

Şimdi ise açlığı bir savaş silahı olarak kullanan Siyonist İsrail, bir yandan yakıp yıktığı, Gazze’de soykırıma varan toplu katliamlarını sürdürürken, diğer yandan ise sağ kalan savunmasız sivil halkı, yiyecek, su ve tıbbi malzemeye ulaşımını engelleyerek ölüme mahkûm ediyor.

Dünyada bu vahşete gösterilen büyük tepkiler ve kitlesel protestolar karşısında Siyonist İsrail yönetimi Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Gazze’ye havadan paraşütle yardım kolileri atmasına ve çok az miktarda insani yardımın Gazze’ye girişine izin vermesi asla yeterli değildir.

Çünkü, Gazze’deki durum bir “insani krize”  dönüştü ve kelimenin tam anlamıyla bugün Gazze’de bir felaket yaşanıyor.

Eğer, İsrail saldırıları durdurulup kuşatma kaldırılmaz ise daha fazla yıkım, daha fazla can kaybı ve açlık ölümleri artarak devam edecektir. 

Beynelmilel hukuk kime hizmet ediyor?

Siyonist İsrail’in katil başbakanı Netanyahu ve katiller sürüsünden oluşan ‘Savaş Kabinesi’nin bazı bakanları hakkında ‘soykırım emri verdikleri için ‘insanlığa karşı suç işledikleri belgelerle tespit edildi. 

BM’ye bağlı Lahey Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi (UCM) tarafından suçları  tescillendiği ve haklarında tutuklanmaları emri çıkarıldığı halde hâlâ yakalanıp mahkemeye teslim edilmemeleri ise bir hukuk ihlalidir.

Şimdi vicdan sahibi herkes haklı olarak BM-GK kararları, Roma Statüsü, Dördüncü Cenevre Sözleşmesi ve uluslararası hukuk ne işe yarar? Ve kime hizmet ediyor” sorularını soruyor.

Bilinmeli ki; işgalci Siyonist İsrail için hukuk işletilmez ve insani müdahale ederek, İsrail vahşeti durdurulmaz ise barış, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve özgürlük gibi kavramlar bundan sonra hiçbir anlam ifade etmeyecektir.

Gazze’ye insani müdahale şart

Beynelmilel İnsancıl Hukuk’a göre ‘sivil hedeflerin ve sivil yaşamların hedef alınması, açlığın bir savaş yöntemi olarak kullanılması’ kesinlikle yasaktır.

Buna ek olarak, belirli bir savaşın ortasında sıkışıp kalan sivil nüfus için gıda, su, ilaç ve diğer gerekli ihtiyaçları engelleyecek bir kuşatma uygulamak, uluslararası hukuka göre ‘bir insani ve savaş suçu olduğu halde iki yıla yaklaşan bir zamandır, hukuk sınırlarını aşarak soykırıma varan toplu katliamlar ve büyük yıkım vahşetini sürdüren Siyonist İsrail ve suç ortakları için hâlâ hukukun işletilmemesi ‘Uluslararası Toplum’ adına bir utanç tablosudur.

İsrail’in Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ndeki Filistin nüfusunu aç bırakma politikasını, “Filistin halkını evlerini terk etmeye, Gazze Şeridi’nin dışına zorla transfer edilmeye ve bu nüfusu yok etmeye zorlama’ gibi hukuk ihlalleri uygulanıyor.

Gazze Şeridi’nden gelen haberler ve görüntüler ise insani değerlerin ayaklar altıma alındığı ve acımasız bir insanlık faciasını gösteriyor.

İsrail, iki aydan uzun süredir Gazze halkını yiyecek, sudan ve ilaçtan mahrum bırakıyor. 

Dünya liderleri, Gazze halkı üzerinde yıkıcı etkileri olan bu iğrenç savaş suçuna karşı seslerini yükseltmeli ve Siyonist İsrail’in uyguladığı abluka mutlaka kaldırmalı; su ve ilaç taşıyan binlerce yardım konvoylarının bölgeye ulaşımı en kısa süre içinde sağlanmalı.

Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkına karşı yürütülen soykırım amaçlı saldırının bir parçası olarak Siyonist İsrail: Gazze’de ‘Savaş Silahı’ olarak açlığı  kullanmak suretiyle iki milyon sivil Gazze halkına çok ciddi fiziksel ve zihinsel zarar vermektedir.

Dayanılmaz boyutlara ulaşan bu mezalime son verme adına Uluslararası Toplum, gereğini yerine getirmek üzere harekete geçmeli. 

Aksi halde; Gazze’de ‘İsrail ablukası’ kaldırılmaz ise “felaket” düzeyde olan açlık kitlesel ölümlere dönüşecektir. 

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, sadece temmuz ayında 63 kişinin açlıktan öldüğünü duyurması, felaketin boyutunu anlamak için sanırım yeterlidir.

Bu gerçeği herkes bilmeli, vicdanlar uyanmalı ve Gazze’den yükselen feryatlara uluslararası toplum kulak vermeli.

Yeni Akit