Babacan’a soruyorum…

  • GİRİŞ28.05.2021 11:24
  • GÜNCELLEME28.05.2021 11:24

Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesi için yapılan görüşmelerin tam göbeğinde olduğunu açıklayan Ali Babacan’a imzası hatırlatıldı.

Neydi o imza?

O tarihte AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olan Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı için toplanan imza listesinde Babacan’ın da adı vardı.

O tarihte Babacan Ankara milletvekiliydi. Gül’ün adamı olduğunu hepimiz bilirdik. Gül’den dolayı kırgın ve muhalif olduğunu da. Ancak renk vermez, konuşmazdı öyle herkesin içinde.

Kendisine bu durum sorulduğunda verdiği cevap enteresandı.

“Ben” diyordu. “Partili Cumhurbaşkanlığı modeline karşıydım. O yüzden o görüşmelerde bulundum. Sayın Erdoğan’ın adaylığı için verdiğim o imzadan önceydi bu görüşmeler.”

Mealen açıkladığım bu sözleri bile başlı başına sorunlu.

Partili Cumhurbaşkanlığı modeline karşı olduğunu keşke vakti zamanında hepimizin bulunduğu mahfillerde açıklamış olsaydı da hepimiz bilseydik.

Nedense bu görüşlerini kendine saklamış. Veya dar bir çevrede paylaşmış.

Kendisi AK Parti milletvekili, ama nedense partisinin bilgisi ve onayı olmadan Gül’ün adaylığının konuşulduğu o derin ve gizli görüşmelerin içinde bulunabiliyor. Şu an kendisi de bir partinin genel başkanı. Bu durumun parti aidiyeti ve sadakati açısından kabul edilebilir bir durum olmadığını söylemeye bile gerek yok. Partisinden biri kendisinden habersiz kalkıp bu tür gizli görüşmelerin içinde olsa ne düşünür veya nasıl bir tepki koyar?

Babacan’ın açıklaması kabahatini örtmüyor, tersine arttırıyor.

Aynı dönemde Meclis’te beraber bulunduk. Hepimiz Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı olacağını bilirdik. Babacan’ın bilmemesi mümkün mü?

Mızrak çuvala sığmıyor.

Bağımsız bir Cumhurbaşkanı’nı ülke yararına gördüğünü söylüyor. Peki, Abdullah Gül partili bir Cumhurbaşkanı değil miydi? Çankaya’ya çıktı diye partili aidiyeti ortadan kalkmış mı oldu?

Babacan çıkıp şunu söylemiş olsa daha dürüst davranmış olurdu: “Ben Abdullah Gül’ün adamıydım. Erdoğan’ın liderliğinin hem parti hem ülke için sorun oluşturduğuna inandığım için partili bir Cumhurbaşkanı olarak seçilmesine karşıydım. ‘Erdoğan’sız bir Ak Parti-Erdoğan’sız bir Türkiye’ modelinden yanaydım. O yüzden bu tür arayışların tam göbeğinde oldum.”

Kendi adıma bu açıklamayı daha dürüst bulur ve alkışlardım. Lakin mensubu bulunduğu partiye ve liderine karşı siyasi ihanet anlamına gelecek bir davranışı akla ziyan açıklamalarla kılıflamaya çalışması kendisiyle beraber siyaseti de aşağı çekiyor.

Bu açıklamaları ve davranışları şu anlama geliyor açık açık: Demek ki Babacan gibiler henüz partinin içindeyken bile Erdoğan liderliğine karşı gizli ve sinsi bir takım faaliyetler yürütüyorlardı. Bunun böyle olduğu sonraki zamanlarda ayan-beyan ortaya çıktı zaten.

Şimdi Babacan’a birkaç soru soracağım. Umarım kendisi bu sorulara son derece açık ve net cevaplar verir.

Bir: Sayın Babacan, FETÖ’nün emniyet-yargı marifetiyle tertiplediği bazı bakanlara ve dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan’a yönelik olarak başlattığı 17/25 Aralık operasyonunun son ayağı olan Yüce Divan oylamasında oyunuzun rengi neydi? Yüce Divan’a gidilmesi için evet mi dediniz, hayır mı?

İki: Sayın Babacan, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle alakalı referandumun kabulü için parti olarak seferber olduk. Bildiğim kadarıyla siz de zahiren çalıştınız. Merak ediyorum: Evet mi dediniz, hayır mı?

Üç: Sayın Babacan, Cumhurbaşkanlığı seçiminde partinizin o tarihteki adayı olan Sayın Erdoğan’a oy verdiniz mi?

Dört: Sayın Babacan, son belediye seçimleri sürecinde henüz AK Parti’den ayrılmamıştınız. Merak ediyorum: Belediye seçimlerinde siz ve sizinle bugün hareket edenler AK Parti adaylarına mı oy verdiniz, yoksa CHP adaylarına mı? Sözgelimi, İstanbul, Ankara, Antalya, Adana vb. şehirlerde oyunuzu hangi partinin adayları lehinde kullandınız?

Aslında bu sorular Babacan’a yönelik olsa da başkalarının da cevap vermesi gereken sorulardır. O başkalarının kim olduğunu söylememe gerek yok.

Sayın Babacan, cevaplarınız tarafıma ulaşırsa köşemde aynen yayınlanacaktır, bilesiniz.

Bekliyorum.

YENİŞAFAK

Yorumlar4

  • Tuğlu... 2 yıl önce Şikayet Et
    İçimiz hain dolu, soysuzlar...
    Cevapla
  • Sinan 2 yıl önce Şikayet Et
    Peki Erdoğan'ın arkasından çevirdiği işler sadece bu kadar mı? daha önceki dönemlerde iktidarı zor duruma sokacak işler yapmış mıdır?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Adil 2 yıl önce Şikayet Et
    Küçük ihanet, ancak hain haindir! 2. sınıf ihanet 1. sınıf vatan'a ihanetin habercisidir.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • MerDo 2 yıl önce Şikayet Et
    Sn Metiner, birde şu soruyu sorun o zata; 15 Temmuz 2016 haftasında abd de ne işi vardı? İcazet mi yoksa talimat mı almaya gitti?
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat