AB’nin Ukrayna için bir çözüm planı var mı?

  • GİRİŞ21.08.2022 09:27
  • GÜNCELLEME21.08.2022 09:27


24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’da başlayan savaşın üzerinden altı ay geçmiş. İkinci Dünya Savaşı’ndan beri Avrupa’nın Avrupa’da karşı karşıya geldiği en önemli tehdit oluşmuş ama kurumsal olarak Avrupa Birliği ve Avrupa ülkelerinin şu ana kadar etki doğuracak bir girişimleri olmadı.
 
1990’lı yılların başında Yugoslavya’nın dağılmasıyla Balkanlarda çıkan çatışmalarda AB ilk sınavını vermişti. Şimdiki kadar olmasa da Balkanlarda da beklenen tavrı ortaya koyamayan AB çok eleştiri almıştı. O dönemdeki tavrından dolayı AB için “Ekonomik güç ama siyasi olarak cüce” tanımlamaları yapılmıştı.
 
Söz konusu açığın ortaya çıkması üzerine AB yeni inisiyatifler alma gereği duydu. Bu bağlamda Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası kapsamında Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) oluşturulma yoluna gidildi. Aradan geçen zamana rağmen ortada etkili ne bir dış politika ne de bir savunma politikası var.
 
AB’nin “enerjisi” bitiyor
 
Son yıllarda AB üst üste darbeler alıyor veya karşılaştığı önemli meydan okumalar karşısında etkisiz kalarak yaldızları dökülüyor.
Dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinde AB ve AB ülkeleri çok kötü sınav verdi. Kurumsal olarak ortak salgın politikası oluşturulamadığı gibi AB ülkeleri birbirine girdi. Birbirlerinin maskelerine el koydular.
Daha pandeminin etkisi bitmeden Avrupa’da Ukrayna Savaşı patlak verdi. AB altı aydır tarihinin en büyük sınavıyla karşı karşıya kalmasına rağmen en ufak etki doğuracak bir inisiyatif geliştiremedi.
Karşılaştığı önemli meydan okumalar karşısında inisiyatif alamayan AB’nin her geçen gün “enerjisi” bitiyor, yaldızları dökülüyor.
 
Doğrudan kendisine tehdit oluşturmasından dolayı Ukrayna Savaşı konusunda en fazla çaba göstermesi gereken AB âdeta yok gibi. Ne dünyanın dikkatini çekecek bir çözüm planı ortaya koyabiliyor ne de Avrupa’da güvenliği sağlayacak bir yaklaşım.
AB üyesi olmak için yaklaşık altmış yıldır uğraşan Türkiye’nin diplomatik çabalarının sonucu bekleniyor. 27 üyeden oluşan AB ülkelerinin liderleri kendilerini doğrudan ilgilendiren Ukrayna Savaşı’nda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eline bakıyor.
 
Son altı aylık süreç bize şunu gösteriyor; Ukrayna Savaşı’yla birlikte AB’nin sadece ısınacak ve üretecek enerjisi değil ayakta duracak “enerjisi”si de tükeniyor.
 
AB’nin 27 ülkesi bir araya gelmiş AB üyesi olmayan okyanusun ötesindeki iki ülke ABD ve İngiltere’nin peşine takılmış bir bilinmeze doğru yol alıyorlar. Uzayan savaşla birlikte enerji krizi giderek derinleşiyor. Gıda güvenliği en temel konulardan birine dönüşüyor. “Yeni bir Çernobil kazası mı olacak” korkusu yayılıyor ama AB hiçbir şey yokmuş gibi “saçlarını taramaya” devam ediyor.
 
Ukrayna Savaşı amacı, alanı, etkisi, sonuçları itibarıyla ilk önce bir Kıta Avrupa’sı sorunudur. Bunun için Kıta Avrupa’sının en önemli kurumsal yapısı ve bu yapının Almanya ve Fransa gibi önemli ülkeleri inisiyatif almak, sorumluluk yüklenmek, dünyanın dikkatini çekecek yapıcı bir çözüm planı geliştirmek zorundalar.
Yoksa bu gidişle savaş sadece Ukrayna’yı harap etmiyor, AB ve AB’nin önemli ülkelerinin çekiciliği ve enerjisi de bitiyor.
Ortada net bir resim var; Koskoca AB ve burnundan kıl aldırmayan AB ülkeleri şu ana kadar diplomaside Türkiye kadar sonuç alıcı inisiyatif ortaya koyamadılar.
 
Liderlik konusunda Kıta Avrupası’nda tam bir çölleşme yaşandığı,
Ortak fikriyat geliştirilemediği,
Rusya’ya enerji, ABD’ye siyasi bağımlılığın olduğu,
Bir dönemde AB’den Ukrayna konusunda sonuç doğuracak bir çözüm planı beklemek doğru olmayacaktır.
Onların kendilerine hayırları yok…
 

Türkiye gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat