İran’ın karın ağrısı

  • GİRİŞ18.09.2022 09:16
  • GÜNCELLEME18.09.2022 09:16

İran, Soğuk Savaş sonrasında bağımsızlığını kazanan Azerbaycan’dan bir türlü hoşlanmadı. Azerbaycan’a rahat vermemek için bazen açık bazen örtülü operasyonlar yapmaktan uzak durmadı.

Anayasasındaki ilkelere ve kullanageldiği dinî söyleme baktığımızda Azerbaycan’ın yanında olması gerekirken, tam tersi Ermenistan’ın ana destekçilerinden biri oldu ve hâlâ da aynı duruşunu sürdürüyor.

Anayasasına göre Müslümanların ve İslam’ın koruyucusu olarak kendini gören dinî/İslami(!) devlet/rejim, konu Azerbaycan olunca birden en katı ulus devlet mantığına bürünüyor. Ortada ne din/İslam ne mezhep ne de kardeşlik kalıyor. Azerbaycan’ı boğmak için tüm imkânlarıyla Ermenistan’ın yanında hizalanıyor.

Karabağ meselesi başta olmak üzere Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan sorunlar, İran için tam bir turnusol görevi görüyor. Çok derine girmeden İran’ı tanımak istiyorsanız, Azerbaycan ile Ermenistan ilişkilerindeki yaklaşımına bakmanız yeterli.

İran, Azerbaycan’la sadece aynı dinî (İslam) paylaşmakla kalmıyor, aynı zamanda aynı mezhebi (Şiilik) hatta Şiiliğin aynı kolunu (İmamiyye Şiası) paylaşıyor. İşin tuhaf yanı konu Karabağ ve Azerbaycan olduğunda mollaların dinî(!) rejimle yönettiği İran, hemen Ermenistan’ın tecavüzlerinin ve işgalinin yanına geçip Azerbaycan’ı hedefe koyuyor. Elinden gelse, içerideki Türklerin tepkisinden çekinmese, açıktan Ermenistan’la ittifak yapıp Karabağ’ı işgal edecek gibi davranıyor.

Nereden, hangi açıdan bakarsanız bakın İran’ın Azerbaycan karşısında, Ermenistan’ın yanında olması sorunludur.

 

Nasıl mı?

 

Dinî(!) rejim kendi anayasasına uysa Müslüman Azerbaycanlı Türklerin yanında olması gerekiyor.

İtikadi olarak davransa yine aynı mezhebi paylaştığı Azerbaycanlı Türklerin yanında olması gerekiyor.

Uluslararası kamuoyunun sorumlu bir üyesi ve uluslararası hukuku gözeterek hareket eden bir ulus devlet olsa dahi işgalci Ermenistan’ın karşısında, toprağı işgal edilmiş Azerbaycan Türklerinin yanında olması gerekiyor.

Hiç olmazsa nüfusunun yarısını oluşturan Türklerin duygularını dikkate alsa yine Azerbaycan’ın haklı davasının yanında, Ermenistan’ın karşısında olması gerekiyor.

Tüm bunları geçelim, İran, bırakın Azerbaycan’ın haklı davasının yanında olmayı, haksız olanın yanına geçip saf tutuyor.

 

Nedeni/Nedenleri

 

1.    İran’ın dış politikasını din ve mezhep belirlemiyor. Onlar sadece dış politikada kullanılan masrafsız ama güçlü birer argüman.

2.    İran’ın dış politikasını daha çok tarih ve coğrafya belirliyor.

3.    İran, yakın çevresine temel olarak teopolitik değil, jeopolitik perspektiften bakıyor. Dinî/mezhebi jeopolitik, İran/Fars jeopolitiğinin hizmet argümanı olarak görülüyor.

4.    Fars jeopolitiğinin genişlemesi ve korunması için Türk jeopolitiği ve Türkler ister içeride isterse dışarıda olsun temel tehdit olarak görülüyor.

5.    Bu yüzden İran/Fars-Ermenistan ortaklığı Türk jeopolitiğinin ortasına çekilen set olarak görülüyor ve bu uğurda din, mezhep ve kardeşlik sadece bir teferruat hâline geliyor.

6.    İran’ın Arap Baharı korkusu bile içerideki Türk Baharı korkusundan kaynaklanıyordu.

 

Zengezur Koridoru İran’ın uykularını kaçırıyor.

 

Birinci Karabağ Savaşı ve Karabağ’ın Ermenistan tarafından işgal edilmesi İran’ı çok mutlu etmişti. Otuz yıl sonra İkinci Karabağ Savaşı/44 Gün Savaşı ise tam tersi İran’ın kaygılarını artırdı.

Savaş sonunda gündeme gelen ve Ermenistan’ın dahi kabul ettiği Nahçıvan ile Azerbaycan’ı, Türkiye ile Türk dünyasını, Doğu ile Batı’yı birbirine bağlayacak ve Modern İpek Yolu’nun önemli güzergâhlarından biri olacak Zengezur Koridoru İran’ın uykularını kaçırıyor.

Bu yüzden, Zengezur Koridoru’nu engellemek için çatışmaysa çatışma ne gerekiyorsa devreye sokmaya çalışıyor. Son günlerde İran ile Ermenistan arasındaki görüşmelerin artması ve Ermenistan’ın sınırlarda Azerbaycan’a saldırısı tesadüf olmasa gerek.

Başta devletin başı olarak Şii lider Ali Hamaney olmak üzere bu konuda konuşan her İranlı dinî ve devlet yetkilisi her fırsatta Zengezur Koridoru’nu kastederek sınırların dokunulmazlığından bahsediyorlar.

Ermenistan saldırılarıyla sınırlar değiştirilirken ve bölge barışı bozulurken destek veren İran, şimdi sınırlar gerçek yerine çekilirken ve bölge barışına Zengezur Koridoru gibi katkı sağlayacak iş birliği projeleri oluşturulurken korku yaşıyor.

Aslında bilen için İran hiç şaşırtmıyor…

Türkiye gazetesi

Yorumlar5

  • şahin avcı 1 yıl önce Şikayet Et
    iran devlet yönetimi olarak sadece görünüşte müslümandır, islam ı zorla kabul etmiş ve tarih boyunca da bunun intikamını müslümanlardan almış bir devlettir, her daim osmanlı devleti başta olmak üzere halis niyetle islam ı yaymak için uğraşan devletlerin önünde en büyük engellerden biri iran olmuştur, pakistan da deprem olduğunda türkiyeden giden yardım uçaklarına dahi tahammül edememiş iran hava sahasını kapatmış müslüman düşmanlığını en açık şekilde göstermiştir.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Ayse 1 yıl önce Şikayet Et
    Iran Türkleri simdiden desteklenip har alanda milli duygularini kapartacak projelerle desteklenmelidir.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • TAŞOVALI 1 yıl önce Şikayet Et
    İrandaki Azeri kardeslerimizin Türklük şuurunu güçlendirmeliyiz.Güzel bir analiz. tesekkürler
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • azi 1 yıl önce Şikayet Et
    o zaman dise dis göze göz hak ettigi muamaleyi görürür
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • iran türkleri 1 yıl önce Şikayet Et
    biz iran türklerini her an iranla kapışmaya hazır gibi görüyoruz.çok yanılıoruz.orada şiilik bağı çok daha kuvvetli.ve irana bağlılıkları kuvvetli.üç beş iran türküne bakıp karar vermeyelim.çok büyük kısmı şii iran taraftarı.en azından bendeki izlenim bu.
    Cevapla Toplam 10 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat