Neymiş efendim,

6’lı Masa ve masa dışındakilerin desteği ile seçilecek olan cumhurbaşkanı adayı, seçilmeden önce 6’lı ile bir protokol imzalayacakmış ve eğer seçilirse anayasa ve yasalara göre değil 6’lının istekleri doğrultusunda ülkeyi yönetecekmiş.

Yani anlayacağınız, her şeye 6’lı karar verecek. Seçilen cumhurbaşkanı onlara göre hareket edecekmiş.

Bunun siyasetteki anlamı şudur; Cumhurbaşkanı seçilmiş olacak ama muktedir olmayacak.

Bunlar ülkeyi yönetecek değil, yönetmeyecek cumhurbaşkanı arıyorlar. Kendi güdümlerinde hareket edecek siyasi bir aktör peşindeler. Yine de kafalarında güvensizlik olduğu için anayasa ve yasalara uygun olmamasına rağmen seçilecek siyasiyi, protokolle bağlamak istiyorlar.

Düşünsenize korkularını…

“Ya desteğimizle cumhurbaşkanı seçilecek kişi yetkilerini kullanmaya kalkarsa ne yaparız” diye tedirgin oluyorlar.

Masada olmalarının dışında bir işi olmayan 6’lı kalkıyor, halkın desteğini almış bir cumhurbaşkanının anayasal ve yasal yetkilerini kullanmasından rahatsızlık duyuyor, onu sınırlamak istiyor.

İşin en garabet yanı, yasal hiç yetkisi olmayan 6’lı, görev ve sorumlulukları anayasada açıkça belirtilmiş yürütmenin başı olan cumhurbaşkanına çerçeve çiziyor. Bunu da demokratik ve hukuk devleti adına yapacaklarını anlatıyorlar.

Bunlar ülkeyi yönetecek değil, yönetmeyecek bir cumhurbaşkanı peşindeler.

Baksanıza, ülkeyle ilgili ne karar alınacaksa kararı o 6’lı verecekmiş.

Yetkilerini kullandırmak istemedikleri bir cumhurbaşkanı adayını dahi belirlemede birbirlerini yerken, ayak oyunları oynanırken, her türlü atraksiyon yapılırken, söz konusu 6’lı kalkıp dış politika, ekonomi, terörle mücadele, savunma sanayi, tarım gibi önemli konularda ülke yararına karar alacakmış.

Bunlar karar alana kadar yaşanacakları siz düşünün artık…

Atamalarda dahi ortak hareket edilecekmiş.

Üst düzey atamalarda karar yetkisi tamamen cumhurbaşkanının uhdesindeyken nasıl olacak bu atamalar? Yoksa bazılarının dediği gibi cumhurbaşkanının kararnamelerine de mi ortak imza koyacaklar?

Daha fazla uzatıp, teklif edilen ve önerilen garabetin derinliğiyle sizi sıkmayayım.

Açıkça istedikleri şudur;

Ülkeyi darbe dönemlerinden sonra yönetmeye çalışan konseylere benzer bir yapıyla yönetmek istiyorlar.

 

Açıkça “Vesayet Konseyi” peşindeler

 

Anayasada ve yasada olmayan hakları 6’lı Masa’da kullanmak istiyorlar.

Milletten alamadıkları yetkiyi masa oyunlarıyla devreye sokma peşindeler.

Seçimde aldıkları oy oranları dahi belli olmayacak, İstanbul’un kalabalık bir mahallesinde seçilen bir muhtar kadar oy alamayacak masa müdavimi bazı siyasetçiler ülkeyi yönetmek için yasal olmamasına rağmen tam yetki kullanma derdindeler.

İşin anlaşılmayan başka bir ilginç yanı daha var.

Sahi madem ülkeyi “Vesayet Konseyi”yle yöneteceksiniz, niye o zaman cumhurbaşkanlığı için bu kadar kavga, ayak oyunu, mücadele var aranızda?

Yetki kullanmasını istemediğiniz ve bunun için protokol imzalayacağınız bir makama getirmek istediğiniz kişi niye bu kadar aranızda sorun oluyor?

Sizin dahi tam olarak güvenmediğiniz ve elini kolunu protokolle bağlamaya çalıştığınız kişi milletin en az 50+1’inin güvenini nasıl alacak?

Diyelim getirmeyi iddia ettiğiniz sistem değişikliği için parlamentoda yeterli sayıyı elde edemediniz, o zaman protokol imzaladığınız cumhurbaşkanı nasıl geçiş sürecinin cumhurbaşkanı olacak?

Bu durumda protokol iptal mi olacak, yoksa çok arzu ettiğiniz “Vesayet Konseyi” seçilen cumhurbaşkanını yönlendirmeye veya kontrol etmeye devam edecek mi?

Ya desteğinizle seçilen cumhurbaşkanı “Yeter artık. Böyle vesayetle ülke yönetilmez. Ben anayasa ve yasalarda var olan yetkilerimi kullanacağım. Davul bende tokmak sizde olmuyor böyle. Yırttım protokolü” derse, ne yapacaksınız?

Sahi, siz ne yapmaya çalıştığınızın farkında mısınız?

TÜRKİYE GAZETESİ