Aday olmayınca, mala davara ne zarar?

  • GİRİŞ11.12.2020 10:35
  • GÜNCELLEME11.12.2020 12:25

Meclis’teki bütçe görüşmeleri sırasında Kemal Bey kürsüde konuşurken, cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacak mısın/ız şeklinde soru yöneltildi.

 

 

Kimi olacak mısınız dedi, kimi olacak mısın diye sordu.

Kürsüdeki hatibe lâf atma şeklinde olsa da, soru sorudur.

 

 

Nitekim o da ciddiye aldı, hemen cevapladı.

Verdiği cevaba bakılarak, sözleri “aday olacak” diye algılandı.

*

İşin aslı öyle değil.

Kemal Bey, aday olacağına dair bir sinyal yakmadı.

Olmayacağına dair bir sinyal de yakmadı.

Demirel gibi söyleyelim…

Binaenaleyh, Kemal Bey hiçbir sinyal yakmadı.

Eli, kullandığı aracın sinyal koluna hiç gitmedi; direksiyona sımsıkı yapışmaktaydı.

Dedi ki: “Aday olup olmayacağımı size kim söyledi?”

Gâyet açık ve net aslında.

Ancak, istenildiği şekilde, sadece bir tarafa çekildi söyledikleri.

*

Bu söz, eğer “Aday olmayacağımı size kim söyledi?” şeklinde olsaydı, öyle anlayanlar haklı çıkardı.

O zaman, “Demek ki kararını vermiş, nihâyet bu defa aday olacak” diye düşünebilirdik.

*

Şâyet…

“Aday olacağımı size kim söyledi?” deseydi, o zaman da “Garp cephesinde değişen bir şey yok… Anlaşıldı ki yine aday olmayacak; oturduğu yerde oturacak” diye yorumlardık.

Ancak Kemal Bey, tek taraflı bir cümle kurmadı.

Ne olumlu, ne olumsuz…

Ne evet, ne hayır…

İki ihtimali de ortada bırakan bir tavır.

*

O hâlde, niye bir tarafa çekiliyor?

Karşıdan gelen yahut önümüzden giden araba, ne sağ sinyali yakmış, ne sol sinyali yakmış…

Buna rağmen, biz görenler olarak diyoruz ki bu araç şu tarafa dönecek…

Hayır, öbür tarafa dönecek.

Tartışıp duruyoruz, havanda su döver gibi.

Bir işe yaradığı yok ama su epeyce incelmiş olmalı.

Yahu araba dümdüz gidiyor işte.

Nereden çıkardınız döneceğini?

İlle bir tarafa dönmesi mi gerekiyor?

*

Nereden çıkarıldığını söyleyelim.

Bin defa yazıldı, çizildi…

Bu da bin birinci olsun.

Kemal Bey aday olursa, Mısır’daki Sisi (yahut Sağır Sultan) dâhil cümle âlem biliyor ki seçilme ihtimâli zayıf.

Seçilemeyince itibârı zedelenir.

Genel Başkanlık bile tehlikeye girer.

Bir bakmışsınız, parti içi muhalefetin sesi yükselmiş…

Ve belki de apar topar gidilen bir olağanüstü kurultayda koltuk gidivermiş.

Ne derlerdi böyle durumlarda?

“Arkasından el salla…”

İhtimâli bile korkulu rüya.

Öyle bir risk almaya ne gerek var?

*

Muhalif diğer partilerle anlaşarak ortak bir aday bulunur, o zât-ı muhterem seçime girer…

Seçilirse ne âlâ…

Gider cumhurbaşkanı olur, ülkeyi yönetir.

Seçilemezse, mala davara ne zarar?

Genel başkanlık bâkî…

Bu durumda, adaylık –her zaman olduğu gibi– fuzûlî.

Da ne dim ben sa?

Mehmet Şeker / Yeni Şafak Gazetesi

Yorumlar1

  • 01 Yavuz 46 3 yıl önce Şikayet Et
    Yahu bu adamda itibarmi varki zedelebsin ...
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat