Unutarak yaşıyoruz.

Unutturarak.

Birileri ellerindeki otuz beş yılın kanını temizlemeye çalışıyor.

Birileri de bu kanı unutturmaya...

***

Kırarak, dökerek yaşıyoruz.

Sonuç odaklı düşünmenin uzağında bir yerlerde geziniyoruz.

Günlük yaşıyoruz.

Dönüp son yirmi yılın muhasebesini yapmıyoruz.

Nereden nereye gelindiğine dair hafızamızı yoklamıyoruz.

Hatırlamaktan yorgun düşenler gibiyiz.

***

Birileri haklılığını anlatamazken, birileri ihanetlerini sanatlaştırmaya çalışıyor.

Dağlarımıza bahar gelecek diye şarkılar söylerken, o dağlarımızda binlerce Mehmetçik’in kanı var...

Kentlerin ortasında kazılan hendekler bir günde unutuluyor.

İsyanlarına büyük kentlerde ortak arayanların hepsinin kuyrukları uzak bir yerlerde..

Kuklaları birileri oynatmaya devam ediyor.

Biz güçlendikçe içeridekiler ve dışarıdakiler rahatsız oluyor.

***

Tüm ihanet defterlerini bir günde kapatmaya çalışanların tek derdi AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı göndermek.

Oysa, 15 Temmuz darbesi bu ülkeye yapılmıştır.

Bir kişiye yönelik değil, 80 milyon insanımıza yapılmıştır.

Hâlâ anlamakta yeni kuşaklar zorlanıyor gibi.

Oturup, dedelerinden, babalarından bu ülkenin yirmi yıl önceki halini dinlemelerini tavsiye ediyoruz.

Kapanmış defterleri açtırıp, içindekiler üzerine konuşmalarını istiyoruz.

Kimlerin masum, kimlerin masumiyetten uzak olduklarını göreceklerdir...

Bu muhasebeyi yapmayanlar sandıktan çıkabilecek olumsuz tablodan da sorumludurlar...

Ve kimsenin ağlamaya hakkı da yoktur...