İlk mutluluk kitabını kim yazdı?

  • GİRİŞ17.07.2011 09:59
  • GÜNCELLEME17.07.2011 09:59

Mutluluk yazarının Konya’da kaldığı süre iki haftayı bulmak üzereydi. Mutluluğa dair Anadolu Kültürü’nden çok şeyler öğrenmişti. Özellikle Rumi, onu çok etkilemişti. Avrupa’ya dönmesine bir gün kalmıştı. Konya Müftüsü Rasim Bey ile birlikte, Rasim Bey’in odasında tatlı bir sohbet başlamıştı:

“Mutluluk konusuna olan ilginiz nasıl başladı?”

“Bu insanın dünyada en çok aradığı şeyin mutluluk olduğunu fark ettim zamanla. İnsanların para kazanma isteğinin, kariyer tutkusunun altında hep mutlu olmak arzusunun yattığını gördüm. Mutlu olmayan bir annenin çocuğunu iyi yetiştiremeyeceğini fark ettim. Mutlu olmayan bir kocanın eşini de mutlu edemeyeceğini öğrendim. Bu nedenle hayatın merkezine mutluluğu aldım.”

“İnsanlar zaten mutlu değiller mi?”

“Mutlu görünmeye çalışıyorlar ama mutlu değiller bence?”

***

Rasim Bey ile mutluluk yazarı arasındaki görüşmeler uzadıkça uzadı. Rasim Bey, yarın Konya’dan ayrılacak olan yazara bir sürpriz yapmak istiyordu.

“İlk mutluluk kitabını kim yazmış biliyor musunuz azizim?”

“Açıkçası Rasim Bey, mutluluk konusunda birçok filozof söz söylemiş ama adında mutluluk geçen ilk kitap ne zaman yazılmış bilmiyorum.”

“Sanırım ben biliyorum.”

Mutluluk yazarı şaşırdı. Acaba bu yazar kimdi? Böyle bir yazar varsa kendisi mutlaka onu duymuş olurdu. Çünkü mutluluk konusunda taramadığı kaynak bırakmamıştı.

Rasim Bey yerinden kalktı, kütüphaneye gitti. İki ciltlik bir kitabı aldı ve geldi. Kitap yaklaşık bin sayfaydı. Bundan yaklaşık dokuz yüz yıl önce yazılmıştı.

“İşte azizim, ilk mutluluk kitabı budur?

Mutluluk yazarı meraklanmıştı. “Adı nedir?” diye sordu.

Kimya-ı Saadet (Alchemy of Happiness). Mutluluğun Kimyası.”

“Çok ilginç bir adı var. İçeriğini çok merak ettim. Yazarı kim peki?”

“İmam Gazali (Ghazali)”

“İsmini duymuştum ama böyle bir kitabı olduğunu bilmiyordum. Umarım İngilizce’si vardır.”

“Tabi ki var, hem DVD hem de kitap formatında”

“Bu çok güzel bir haber, hemen kitabı almalıyım”

“Ben senin adına aldım bile. Size biraz Gazali’den bahsedeyim isterseniz. Gazali, 1058-1111 yılları arasında yaşamıştır. O kadar çok kitap yazmıştır ki, kitaplarının sayısının bine ulaştığı tahmin edilmektedir. Yazdıkları kitapların sayfası yaşadığı güne bölündüğünde her güne on sekiz sayfa düşmektedir.”

***

Gazali, mutluluk yazarının çok ilgisini çekmişti. Rasim Bey ayrılık vakti geldiğinde, Kimya-ı Saadet’in İngilizce versiyonunu yazara hediye etti. Yazar çok müteşekkir kalmıştı. Rasim Bey’in yanından ayrılırken bu bin sayfalık kitabın içinde neler yazdığını merak ediyor ve kitabı okumak için sabırsızlanıyordu. Mutluluğun Kimyası, ne kadar da ilginç bir isimdi. Acaba hormonlar yoluyla mı, mutluluk anlatılmaya çalışıyordu.      

Yazar kendini hızlıca kaldığı otele attı. Hemen yatağa uzandı ve kitabı açtı. 18 fasıldan ilk fasılı açtı. İlk bölüm “Kendi Hakikatini Bilmek” başlığını taşıyordu.    

Yazar daha ilk sayfayı okuduğunda, şaşakaldı. Bin yıl öncesinden nasıl bir insan analizi yapılmıştı böyle. Mutluluk nasıl da özetlenmişti. Kendisi denizin üstündeki köpüklerle uğraşırken, Gazali denizin dibine inmiş, oradaki incileri keşfetmiş ve mutluluk esasını bu inciler üzerine bina etmişti.  

İşte ilk sayfada karşısına çıkan cümle şuydu:

“Bileceksin ki, senin bâtınında (iç dünyanda) dört sıfat vardır: Hayvanlar sıfatı, yırtıcılar sıfatı, şeytanlar sıfatı ve melekler sıfatı. Senin hakikatin hangisidir? Sende bunların hangisi asıl, hangisi emanettir? Sen fiilen bunları bilmedikçe, kendi saadetini (mutluluğunu) bilmeye muktedir olamazsın.  Çünkü her bir sıfatının gıdası ayrı, saadeti başkadır.”

İnsanın dört farklı yönünü ortaya koyan Gazali, her bir yönünün mutluluğunun ayrı ayrı sağlanabileceğini söylüyordu. Gerçek mutluluk için u sıfatlardan birini asıl yapmak gerektiğine değiniyordu. Kitabın ilk sayfalarından başlayan bu cümle şöyle devam ediyordu:

Hayvanın gıdası ve saadeti yemek, uyumak ve çiftleşmektir. Eğer hayvan isen, gece-gündüz mideni doldurma ve çiftleşme yollarını ara. Yırtıcı hayvanların gıdası ve saadeti yırtmak, parçalamak, öldürmek ve saldırmaktır. Şeytanların gıdası ise kötülük, aldatmak ve hile yapmaktır.

Eğer onlardan isen, kendi rahat ve iyiliğine kavuşman için, onların yaptıklarını sen de yap! Meleklerin gıdası ve saadeti Allah-ü Teâlâ´nın cemâlini müşahededir. Hırs, tasallut, hayvan ve yırtıcı hayvan sıfatları melekliğe çıkan yol değildir.

Eğer sen aslında melek cevheri isen, Allahü Teâlâ´yı tanımaya uğraş ve kendini o cemâli müşahede edecek hâle getir. Kendini şehvet ve gazab elinden kurtar ve bu hayvan ve canavar sıfatlarının sende niçin yaratıldığını anlamaya çalış.

Onlar, seni kendilerine esir etmek, kendi hizmetlerinde çalıştırmak, gece-gündüz bedava hizmet ettirmek için mi yaratılmışlardır yoksa senin onları esir etmen, ilerde vâki olacak yolculukta onları kendi emrine alman, birinden binek hayvanı, diğerinden silâh yapman için mi yaratılmışlar?

Bu dünyada kaldığın birkaç gün içinde onlardan faydalan. Ancak böylece kendi saadet tohumunu elde edebilirsin. Saadet tohumunu elde ettikten sonra, onları ayaklarının altına al ve yüzünü saadetinin bulunduğu tarafa çevir.”

Yazar, Gazali’nin tespitleri karşısında hayran kalmıştı. İnsan her yönünün ayrı ayrı mutlu edebilirdi. Ancak asıl mutluluk melek sıfatının merkeze alınıp asıl yapılması ile mümkündü.

Bu paragraftan sonra yazar düşünmeye başladı. Acaba bu dört sıfattan kendisinin asıl yaptığı hangisiydi?

Psikolojik Danışman - Pedagog Mehmet Teber
m.teber@yahoo.com – www.mehmetteber.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat