Üniversiteler toplumdan uzak mı?

  • GİRİŞ29.12.2011 09:59
  • GÜNCELLEME29.12.2011 09:59

Geçtiğimiz haftalarda YÖK ESKİ Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın açıklamaları eğitim gündemine düştü. Özcan çuvaldızı, kendilerine ve üniversitelere batırdığı bu konuşmasında şöyle diyordu:

''Ziraatçıların, veterinerlerin yaptığı çalışmalara bakmıştım. Hayretler içinde kaldım. Yayınların yarısı bizim toprağımızla ilgili konularda değil. Birine baktım Alp Dağları'nda yaşayan bir kelebeğin kanadının altındaki bir sıvıyla ilgiliydi. Bu, belki bizi dünya çapında bir buluşa götürecek olabilir ama ülkemizde o kadar ciddi sorunlar var. Hiçbirimizin çalışmaya değer görmediği trafik konusu bile terörden kaybettiğimiz insan sayısı kadar insanımızı kaybetmemize neden oluyor ama hiçbirimiz bir şey yapmıyoruz. Eğer halka yardım etmiyorsanız üniversite neye yarar? Türkiye'de bütün üniversiteler vizyonlarını buna göre tekrar formüle etmelidir. Eğer yaptığımız çalışmalar halkımıza yaramıyorsa, bizim ülkemizin ihtiyaçlarını karşılamıyorsa, ekonomik kalkınmamıza yardım etmiyorsa, milli gelirimizi yükseltmiyorsa biz niye varız? 'Sıcak odalarımızda oturup güzel indeksli dergilerde yazı yazmak acaba bizden beklenenleri karşılıyor mu?' diye düşünüyorum.''

Ülkemizde eğitimin her alanında yaşanan derin sorunlar maalesef üniversitelerde de yaşanıyor. Eğitimi yeniden yapılandırmaya çalışan devlet, üniversite sorunlarını da masaya yatırması gerekiyor. Kısaca bu sorunlara değinelim ve sonrasında Özcan’ın açıklamalarının kritiğini yapalım.

Üniversiteler 4 Yıl Eğitim Vermek Zorunda mı?

Öncelikle bence üniversite eğitiminin süresi yeniden masaya yatırılmalı? Hazırlık ile birlikte öğrencilerimiz 5 yılı üniversitede geçiyor. Lisans eğitimini 3 yılda bitiremez miyiz? Öğrencilerin bir an önce iş hayatına atılıp tecrübe sahibi olması, o bir yılını deneyimle geçirmesi daha iyi olmaz mı?

Üniversite Dersleri Gerçek Hayatta Ne kadar İşe Yarar?

Üniversiteyi bitirip de iş hayatına atılan birçok kişi, üniversite öğrendiği bilgilerin iş hayatı ile pek de örtüşmediğini hemen fark eder. Üniversite iletişim dersi alıp, iletişimin tanımları ve teorileri arasında boğulan öğrenci, iş hayatına çıktığında gerçek iletişimi görür ve aldığı eğitimin yetersizliğini iliklerine kadar hisseder. Bu nedenle üniversite eğitimi pratiğe dönük olarak uygulanmalı, % 50 teori varsa % 50 de pratik olmalıdır. Üniversitenin son yılında yapılan göstermelik stajlar bu işlevi görmemektedir maalesef.

Üniversitede Kimler Ders Vermeli?

Bence üniversitelerde ders veren bazı kişileri toplumda başarılı olmuş kişiler arasından seçebiliriz. Bu kişi iş hayatının içinden gelerek öğrencilere katkı sağlayabilir. Asıl görevi bilim insanı olan doçentler ve profesörler ülkemizde araştırma yapması gerekirken, öğretmenlik yapıyor maalesef. Bu akademik kadro iş hayatından da genel olarak uzak olduğu için, o an verdikleri bilginin pratikteki uygulamaları çok da öğrencilere aktaramıyorlar. Her dersin bir kısmı akademisyenlerce verilebilir, ancak diğer önemli bir kısmı da iş hayatından gelmiş kişilerce verilebilir pekala. Ben üniversite hayatımda en verimli dersleri iş piyasasından gelen öğretim görevlilerinden aldım. Kitaplardan elde ettiğim bilgiler vize, final sonrasında uçup gitti.

Üniversitelerin Halka Faydası Var mı?

Üniversitelerden beklenen bir görev, öğrencileri seçtikleri meslekle ilgili yeterli bilgiyle donatmakken diğer görev ise yapılan bilimsel çalışmalarla toplumun ve ülkenin önünü açmaktır. Ülkenin gelişmesine, ilerlemesine ve kalkınmasına yapılan araştırmalarla katkı sağlamak bir üniversite için olmazsa olmazdır. Özcan’da açıklamasında bu konuya değiniyor. Eğer üniversitelerin yaptığı çalışmalar, ülkemizi iki adım öteye götürmüyorsa bir yerlerde sorun var demektir. Doğru, her araştırmanın ülkeye fayda sağlanması beklenmez ancak genel bir değerlendirmede üniversitelerin ülkenin ilerlemesinin öncü kurumlarından biri olduğu söylenebilir. Amerika’nın kalkınmışlığının, Japonya’nın gelişmişliğinin ardında üniversitelerin başarısı gizlidir.  

Ben üniversite yapılan güzel çalışmaların halka yansıtılmadığını düşünüyorum. Çok güzel araştırmalar, tez rafları arasında kaybolup gidiyor. Burada önemli bir sorun var. Tezi ve araştırmayı yapan bir akademisyen çok önemli bir bulgu elde etmiş olabilir. Sorun bu bulguyu halka nasıl duyuracağında. Akademisyen araştırmayı yapmakla mı uğraşacak yoksa bunu medyaya yaymakla mı? Bu nedenle bence her eğitim kurumunda medya ve toplumla ilişkiler birimi olmalı. Bu birim bu kurumda yapılan kayda değer araştırmayı medyaya taşımalı. Radyo, TV, gazete ve dergi gibi halkın kullandığı iletişim kanallarına taşımak için çaba göstermeli. Araştırmayı halk diline indirmeli, haber metni haline getirmeli, araştırmayı yapan ile kısa röportaj yapmalı, basın bildirisi hazırlamalı vb. Üniversitenin başarısı tezlerle, araştırmalarla ölçülürken, medyada olumlu anlamda ne kadar yer aldığı ile de ölçülmeli bence.

Üniversitelerin ticari kurumlar ve sanayi ile kuracağı işbirliği, yapılan çalışmaların halka dönük olmasını sağlayacak bir diğer etken olabilir. Yetişkin Eğitimi’nde yüksek lisans yaparken yetişkin eğitimine dair birçok değerli araştırma ile karşılaştım. Ne var ki yetişkinlere eğitim veren yabancı dil kurslarının, sürücü kurslarının, danışmanlık şirketlerinin bunlardan haberi yoktu. Bilgi üretilmişti ama uygulayıcı bunu merak etmemişti ya da ona ulaştırılamamıştı ve tozlu kütüphane raflarında bir köşede sıkışmış kalmıştı.

Bir yandan üniversiteleri halktan uzak araştırmalarla eleştirirken öte yandan üniversitelere hangi konularda çalışmalar beklediğimize dair yön göstermiyorsak burada bizim de suçumuz vardır. Evet, ülkemizde her eğitim kademesinde sorun olduğu gibi üniversite kademesinde de var. Bunu ancak iyi niyet ve işbirliği ile çözebiliriz. Ve önce bilim insanlarını bilim memuru olmaktan çıkarıp, onlara daha güzel araştırma imkanları sunmakla, yani akademisyenlerimize değer ve güven vermekle başlayabiliriz.

Psikolojik Danışman & Pedagog Mehmet Teber / Haber 7

www.mehmetteber.com
www.facebook.com/mhmt.teber
m.teber@yahoo.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat