Okul mu, askeri kışla mı?

  • GİRİŞ04.01.2012 11:55
  • GÜNCELLEME04.01.2012 11:55

Askeri vesayetin ve askeri yönetimin izlerini ülkemizin her alanında, her kurumunda bulmak ve görmek mümkün. Defalarca darbe geçirmiş, askerler tarafından yönetime el konulmuş, anayasası darbeler sonrasında askeri bakış açısıyla hazırlanmış bir ülke olarak asker mantığı ile yetiştirildik yıllarca. Çok şükür, siyaset ve devlet yavaş yavaş askeri vesayetin izlerini kendi üzerinden siliyor. Yeni anaysa ile birlikte bu izler daha fazla silinmiş olacak. Bu izlerin silinmesi gereken bir kurum daha var ki, o da eğitim kurumları. Eğitim sistemimiz içinde belki farkına bile varmadığımız askere, askeriyeye dair o kadar izler var ki. İsterseniz bunları sıralayalım ve bunları tek tek okullarımızdan temizleyelim.

Milli Güvenlik Dersleri

Vatandaş olarak, bir asker gibi görüldüğümüz ve otoriteye itaate, askerden korkuya, askerin dediğini yapmaya alıştığımız yerlerden biri milli güvenlik dersidir. Derse üniforması ile gelen bir komutan başlı başına bir güç gösterisidir. Bu komutan sınıfa gelmeden önce sınıf bakanı bir “Dikkaaat!” çeker. Herkes ayakta put gibi durur. O haşmetli üniforması içinde ağır edasıyla derse giren komutan ders anlatmaya başlar. Allah aşkına, milli eğitim sistemi içinde ders vermek askere mi düşmüştür? Bizim kendi tarih öğretmenlerimiz bu dersi veremez mi? Dahası bu derse gerek var mı? Bu ders askerin “Biz de varız, gözümüz üstünüzde.” mesajını vermek için programa konulmuş bir ders değil midir?  

Rahat-Hazır Ol!

Bir sabah bir okulun bahçesine yolunuz düşerse, öğrencilerin okul bahçesinde toplandığını, okul idarecilerinden birinin yüksek bir yere çıkıp bir komutan edası ile “Rahat-Hazır Ol”  komutu verdiğini görürsünüz. Eğer bu ülkede yaşıyorsanız bunu yadırgamazsınız. Ancak dışarıdan gelen bir turistseniz buranın bir askeri eğitim kampı olduğuna dair zihninizde fikir oluşur. Bu çocukları savaşa hazırlıyorlar herhalde diye düşünürsünüz. Bu emir, askeriyenin bir emridir çünkü. Askeri hizaya sokmak için kullanılır. Ne var ki, devlet tüm öğrencileri bir asker gibi görür ve aynı hizaya sokma çabası burada da görünür. Soruyorum şimdi, bu komut öğrencileri hizaya sokuyor mu, yani biz bu komutu kaldırsak artık öğrencilerimizi bahçede sessizce toplayamaz mıyız? Ya da bu komut yerine farklı bir yöntem kullanarak bu işi yapamaz mıyız?

Tek Sıra Hizaya Gir! Kol Uzat!

Sabah derse girmeden önce, öğrenciler bahçede tek sıra hizaya girerler. Okul bahçesi sanki askeriyedeki içtima alanı gibidir. Neden tek sıra hizaya girilir? Neden her gün bir yemin etme merasimi yapılır? Öğrenciler okula geldiğinde direk sınıfına geçip öğretmenini beklese ne olur? Bahçede toplanıp bir tekmil verme, hizaya girme, rahat hazır-ol durumuna geçme mantığı neden gereklidir acaba? Yoksa askeri yönetimin izleri midir bunlar?

Okul Tıraşı, Asker Tıraşı

Türkiye’de “okul tıraşı” diye bir tıraş vardır. Ülkemize hastır bu. Asker tıraşı gibi bir tıraştır bu. Aradaki benzerlik ilginçtir. Saçlar üçe vurulur. Okullarda saç kontrolü yapılır. Nedense öğrenci saçının uzun olması istenmez. Bir an düşünelim. Neden öğrencilerimizin saçı uzun olmasın? Bunun ne zararı var ki? Saç kontrolü yapmak neden? Amerikan filmlerinde hiç saçını üçe kestirmiş bir öğrenci görmeyiz. Öğrenci kendi stilini belirlemiş ve ona göre saçına şekil vermiştir. Öğrenci adedi kadar saç şekli vardır. Bizdeki bu öğrencileri tektipleştirme çabası, askeri bakış açısının sonucu değil midir?

Oku Kıyafeti mi, Askeri Üniforma mı?

Askeriyedeki temel kültür otoriteye koşulsuz itaat ve tektipleştirmedir. Milli güvenlik dersleri, rahat-hazır ol komutları, sabah içtimaları koşulsuz itaati öğrencilerin zihnine aşılıyor. Aynı saç, aynı üniforma ise öğrencilerimiz tektipleştirmekten başka işe yaramıyor. İnsanları fiziki olarak aynı şekle sokmak, düşünce olarak aynı şekle sokmanın ilk adımıdır. Askere ilk gittiğimde, saç tıraşım ve üniformam ile herkesle aynı olduğumu ilk fark ettiğimde ben artık Mehmet Teber olmaktan çıkmış ve bir asker olmuştum. Yani kendi kişiliğimi ifade etmekten çıkmış, kendime yabancılaşmıştım. İlkokulda cıvıl cıvıl olduğum, hayal dünyamın rengarenk olduğu bir zamanda kapkara bir önlüğü yıllarca giydim. Şimdi geri dönüp bakıyorum da, bir çocuğun dünyasına ne kadar zıt bir renk. Neden herkes siyah giyiyordu? Neden beyaz mendil yerine mavi mendil takamıyordum? Yakalığım neden istediğim bir renkte olamıyordu? Benim adıma güzel olana neden başkası karar veriyordu? Yoksa onlar halkı cahil görüp, onun doğru karar veremeyeceğini düşünün büyük amcalar mıydı? Ben okullarda tek tip üniforma olmasına karşıyım. Bırakalım öğrenciler kendilerini ifade edecek şekilde giyinsinler. Anaokullarında üniversitelerde serbest kıyafet var. Ne oluyor, sakıncasını görüyor muyuz? Neden ilköğretimde ve lisede olmasın? Boyunlara takılan kravatları çıkarmanın vakti gelmedi mi?    

Okul Bandoları ve Askeri Bandolar

Bana okulun askeriye ile bağlantılı olduğunu çağrıştıran diğer bir konu da okul bando takımlarıdır. Askerler nasıl ki, milli bayramlarda bando ile yürür, okuldaki öğrenciler de aynı askerler gibi bu günlerde bir bando gösterisi yapar. Askeri bir kültürün yansıması gibi sanki.

Kısacası, biraz düşünsek okul yapısının aynı bir askeri kışla yapısı gibi organize edildiğini görürüz.  Askeri yönetim kültürü tüm kurumlarımızın içine öyle bir sinmiştir ki, bizler farkında bile değiliz. Gizli bir şekilde asker olduğumuz, devlete mutlak itaat etmemiz gerektiği ve tek tip düşünmeye ve yaşamaya zorlandığımız mesajı bizlere her fırsatta aşılanıyor. Günümüzde artık, demokrasiden, özgürlüklerden söz edeceksek okullardaki askeri vesayetin izlerini de bir an önce silmemiz gerekiyor sanırım.  

Psikolojik Danışman & Pedagog Mehmet Teber - Haber 7

www.mehmetteber.com
www.facebook.com/mhmt.teber
m.teber@yahoo.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat