Savaşın İçinde Çocuk Var!

  • GİRİŞ26.02.2012 09:51
  • GÜNCELLEME26.02.2012 09:51

Dün haber sitelerinde Hocalı katliamı sırasında çocuklara yapılan işkenceleri okurken içim sızladı. “Savaş” kelimesinin ne demek olduğunu bilmeyen, dahası devletlerin neden anlaşamadığının ve savaşa tutuştuklarının farkında olmayan masum yavrular neden katledilir ki? İnsanların neden bomba ürettiklerini, neden silah yaptıklarını anlamamış olan bu minik yavrular, neden savaşın bedelini ödüyorlar ki?  

Kendisi de bir zamanlar çocuk olmuş, çocuğun yüzündeki masumiyeti gören bir insan nasıl olur da bir çocuğu katledebilir? Nasıl olur da, hassas bir kalp taşıyan çocuğa silahla ateş edebilir? İnsan, nasıl olur da bu kadar vahşileşebilir? Bir insan kalbi, bir çocuğun bedeninden kan akmasına nasıl tahammül edebilir?  

Kendi neslinden milyonlarca çocuk açlıktan ölürken, insanoğlu neden savaş teknolojisine tonlarca para harcar? “Hoşgörü”, “kardeşlik” gibi kelimeler her yerde gezerken, “aşk” ve “sevgi” kelimeleri ağızlarda gırla dolaşırken, bu katliamlar neden olur? Birbirimizi teknoloji sayesinde daha yakından tanıdığımız bu asırda, neden hala kendimize düşmanlar üretiriz?

Ya evimizde oturan bizler! Çocuk ölümleri ile ilgili haberleri okurken neler hissediyoruz? Çocuk ölümü ile ilgili videoları, film fragmanı izler gibi mi izliyoruz? Yoksa bizler de gittikçe duygusuzlaşıyor muyuz? Şu an savaş altında, hayatını kaybeden çocuklar için neler yapıyoruz? Hangi hücremiz savaşın çocukları için harekete geçti? Kaçımız en azından dua etti bu çocuklar için?

İşte hemen yanı başımızda Suriye’de, iç savaş devam ediyor. Her gün ölüm haberleri geliyor. Ölenler arasında çocuklar da var. Bu duruma seyirci kalmakla sizce mesul olmuyor muyuz? O minik kalpler, savaşın acımasızlığı karşısında neler hissediyor acaba? Pedagoji Derneği geçenlerde “Savaşın İçinde Çocuk Var” başlığıyla bir bildiri yayınladı. Bildirideki şu paragraf oldukça düşündürücü değil mi?

Savaşı yürütenler ve buna seyirci olan bizler, kendi çocuklarımızı küçük bir gürültüden korktuklarında bağrımıza basıp teskin ediyoruz. Top ve tüfek sesleri altındaki Suriye’nin masum çocuklarının korkusunu kim dindirecektir? Bizler çocuklarımızı en ufak şiddet sahnesinden korurken, onları kanın ve şiddetin canlısına tanık olmaktan kim alıkoyacaktır? Biz yavrularımızın o nazik bedenleri incinmesin diye uğraşırken, Suriyeli masum çocukların bedenlerinin paramparça olmasını kim engelleyecektir?”

Biz bu savaşların önüne geçemeyebiliriz ama en azından tepkimizi belli edebiliriz. Aksi takdirde öldürülen masum yavruların ahlarından bir parça bizim üzerimize de sinecektir diye düşünüyorum. Büyük mahkeme kurulduğunda karşımıza bedenler parçalanmış onlarca çocuk çıkıp, bizden hak dava ettiklerinde ne yapacağız? “Neden seyirci kaldınız” derlerse ne yapacağız?

Neler yapabiliriz? 

Gelelim neler yapabileceğimize;

Suriye’deki olaylara tepkinizi imza ile belli etmek için: http://www.avaaz.org/tr/ 

Şam Büyükelçiliğimize ulaşıp meramınızı anlatmak için: http://sam.be.mfa.gov.tr/

Suriye Büyükelçiliği’ne tepkinizi belli etmek için: 0 312 440 96 57-58 

Dua etmek içinse bir beş dakika ayırmamız yeterli olacaktır. 

Çocuk ölümlerinin, dahası savaşların son bulması temennisi ile…

Mehmet Teber - Haber 7

Psikolojik Danışman & Pedagog

www.mehmetteber.com – m.teber@yahoo.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat