İkinci evlilikte dikkat edilmesi gerekenler
- GİRİŞ02.10.2013 08:54
- GÜNCELLEME02.10.2013 08:54
Çoklu evlilikler, çok köşeli üçgenler gibidir. İlişki sayısı arttıkça, varolanı koruma duygusu biraz daha zorlayabilir evlileri.
Öncelikle söyleyeyim, bu günkü yazının genel geçer bir doğrusu yok bence! Çünkü çoklu evliliklerde benim zihnimde bile bir sürü soru işareti var. Kimi ikincisinde mutlu, kimi üçüncüsünde umutlu. Kimileri ilk evliliklerini peri masalı tadında yaşarken, birileri evlendiğine pişman olduğu halde çekip gitmeye cesaret edemiyor. Karmaşık bir mesele anlayacağınız. Ve kişisine göre ve ilişkisine göre değişir diyebileceğimiz bir ara alan.
Yine de yazayım dedim. Eminim aranızdan tecrübeli olanlar çıkacak, kişisel deneyimlerini yorum bölümünde herkesle paylaşacak.
İkinci evliliklerin en önemli özelliği "boşanma" sürecinin ardından gelmesidir. Toplumun geneline baktığımızda boşanmış insanların çok kırılgan olduklarını görüyoruz. Gerçi burası da yine muamma, çünkü her boşanan kırılganlaşacak diye kaide yok ortada! Yani birileri kırılganlaşırken, birileri eskisinden daha sağlam/dik hale gelebiliyor. Dolayısıyla boşanmış kişilerin öncelikle kendilerinin ve duygularının farkında olması son derece önemlidir. Başkalarına "yıkılmadım, ayaktayım" ı göstermeye çalışırcasına girilen sahte güç havaları, öncelikle kişinin kendisine zarar verir. İlgimi çekmeye başladı, ünlülerin hayatında bile öyle. Kişi boşanıyor ve bir bakıyorsunuz anormal neşeli davranışlarla tatil beldelerinde boy gösteriyor.
Demek ki ikinci evlilikleri yaparken ilk ilke; duygularınızın, gerçek duygularınızın farkında olmanız gerekliliği. Etrafa yansıtılan sahte duygularla yola çıkarsanız ya yolda kalırsınız ya da başka bir insanın hayatını mahvedersiniz.
İkinci olarak; hayatınıza girecek kişiyi hem "kişisel" hem "birlikte" oluşunuza göre tanımaya çalışın. Yani karşınızdaki kişi dünyanın en iyi insanı olabilir ama sizin bireysel ihtiyaçlarınıza karşılık gelecek yaşam biçimini taşımıyor olabilir. Çok pahalı spor bir arabayla, ticari araç ihtiyacınızı gideremeyeceğiniz gibi. Bunun için biraz zamana ihtiyacınız olabilir. İlk evliliğiniz neden bitmişti, ne beklemiştiniz neyi bulamamıştınız, hangi konularda çok karmaşa yaşamıştınız, yaşadığınız karmaşanın ne kadarı sizinle ilgiliydi, hangi durumlarda daha dikkatli olsaydınız veya hangi özellikleriniz olsaydı/olmasaydı bu evlilik yürürdü, yürümemede sizin bireysel duruşunuzla evlilik ilişkisini yaşamaya yüklediğiniz anlam ne oranda etkili oldu...vb gibi pek çok konuda kendinize bazı sorular sormalı, cevaplarını doğru şekilde bulmalısınız. Bunlara verilecek cevap önemli. Böylece karşı tarafı ve kendinizi bireysel tanıma imkanınız olacağı gibi, ikinizi "biz" olarak değerlendirdiğinizde ne kadar içiçe geçebilip/geçemeyeceğiniz konusunda zihninizde bir süreç oluşur.
Üçüncü olarak; ikinci evliliğinizde kriteriniz ilk eşiniz olmasın. İkinci evliliğini yapan kişiler genellikle ilk eşle kıyas yoluna giderler. Ama bu ters kıyas tabii! Onun tam tersi kişi olmasını isterler. O neşeliyse, daha ciddi eş; o soğuk tipliyse daha cana yakın eş gibi. Oysa kişilerin birbirinin zıddı olursa bu seferki ilişki daha iyi gidecek diye bir kural yok. İlk eşinizin benzer özellikleri olan kişiyle evlenirsiniz, bir bakarsınız aranızda inanılmaz bir sinerji oluşmuş! Siz bile şaşırabilirsiniz. Bu tip saçma kriterler iyi evliliğin garantisi değildir. İyi evliliğin esas kriteri, muhatabınız olan kişinin, sorunlar ve zorluklar karşısında ortaya koyacağı davranışın kalitesidir.
Dördüncü olarak; ilk evlilikten çocuklar varsa, her iki taraf ilk eşleriyle arada sırada karşılaşmak zorundadır ve bu durum ikinci evliliğin gerilim alanı olmamalı. Öncelikle hatırlatayım, ilk eşinizden ayrıldıktan sonra, sırf çocukların psikolojisini düşüneceğiz diye eski eşinizle tatile/sinemaya falan gitmeyin sakın! Çocuğunuzun psikolojisini o kadar düşünüyorduysanız en baştan daha ılımlı tavırlar takınarak evliliği idare ettirseydiniz. Ayrılırken çocuğun psikolojisini düşünmeyen insanların, ayrıldıktan sonra dost gezmeleri, dost yemekleri, dost sinemaları, dost tatilleri kadar saçma bir durum olamaz! Ha istisna kişiler ve istisna ilişkiler vardır birbirini kabul eden. Falanca ünlüler veya çok istisnai kişiler vardır birlikte tatile bile giderler; ama bizim ülke insanımız öyle değil! Gelemiyor o kadar samimiyete. Ayrılık sonrası anne/babanın çok iyi arkadaş gibi gezip tozmaları 8 yaş öncesindeki çocuğun kafasını karıştırıyor. "Madem annemle babam bu kadar iyi anlaşıyordu, bu yeni anneye/babaya ne gerek var?" duygusu gelişiyor malesef. O daha ayrı sorun yani!
Fakat eski eşlerin çocukları olduğu için, arada sırada minik karşılaşmalar ve çocuklar hakkında alınacak kararlar konusunda tabii ki eski eşler bir araya gelmek zorunda kalacaklar. İkinci evliliklerde bu durum kabul edilmeli.
Son olarak; ikinci evliliğin başarılı olması için dikkat edilmesi gereken en önemli konu kişilerin bencil olmamaları ve birbirlerini kayırmalarıdır. Her iki taraf, kendisinden önce başka bir hayat, başka bir tecrübe ve başka bir tarih olduğunu bilmeli, geçmişteki yaşananlar ve oraya ait bilgiler hakkında birbirini üzmemeli. Ne yaşandıysa yaşandı, geride kaldı. Ne olduysa oldu, yeni evlilikte yeni bir tarih başladı. Durumun bu şekilde kabullenilmesi son derece önemli. Geçmiş ne hiç yokmuş gibi yaşanmalı ne de sanki her an yeni hayatın ortasındaymış gibi muamele yapılmalı.
Boşanma olaylarının arttığı ülkemizde, ikinci/üçüncü evliliklerin gerçekleşmesi kaçınılmaz oldu. Hepsi bizim hayatımız ve hepsi bizim gerçeğimiz. Yeni evlilere çevre destek olmalı. Yükleri hafifletilmeli. Duygusal olarak yanlarında durulmalı. Kara sahneler ve felaket tellallığı yapılmamalı.
Kucak dolusu umutla başlayan ve yoluna devam etmeye çalışan kişilere yardımcı olalım diyerek bitiriyorum yazıyı...
Sevgiler...
Mehtap KAYAOĞLU (Psikolojik Danışman &Psikoterapist)
www.yuzlesme.tv
0212 583 00 22 (Yüzleşme Danışmanlık)
mehtap.kayaoglu@yuzlesme.tv
mehtapkayaoglu@gmail.com
http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu
htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu
Yorumlar31