Gözünüzde "Pısırık koca" ise yatağınızın prensi olamaz!

  • GİRİŞ27.11.2013 08:49
  • GÜNCELLEME27.11.2013 08:49

Dışarıdan bakıldığında her şeyin yolunda gittiği evlerde, kadınla erkek arasındaki özel münasebetler devreye girince, ilişkinin dışarıdan görüldüğü kadar harika olmadığı gerçeğiyle karşılaşılıyor maalesef.

Evliliklerde cinsel yaşamla ilgili türlü türlü sorun var ve bunların birbirinden farklı sayısız nedeni... Bugün size en çok dikkatimi çeken hususu anlatmak istiyorum az ve öz.

Öncelikle hemen belirteyim: "Evliliklerde cinsel yaşam o kadar önemli değil, önemli olan çiftlerin birbirine sahip çıkıp, koruması..." efsanesi yerle bir oldu!

Günümüzde cinselliğe gereğinden fazla yatırım yapılması; internet aleminde her türlü ilişkinin rahatlıkla izlenmesi; piyasada karşılaştığımız herkesin ne hikmetse "aşk ve ilişki perisi(!)" olması; kişilerin eş seçerken adamlığa/insanlığa/hanımefendiliğe değil, tensel uyumuna odaklanması...vb. pekçok nedenle evlilikler "ortak yaşamda yol arkadaşlığı" olmaktan ziyade "yatakta iyi zaman geçirilecek aday" seçme modülüne büründü.

Uzatmayayım... Evlilik ilişkisinde herşey bu kadar çok yatağa indirgenince, kişilerin karakter özelliklerini sevip sevmemeniz de, onlarla yaşayacağınız mahrem ilişkinin kalitesinde etkili olmaya başladı.

Özellikle kadınlar cephesinden bakılacak olursa; kadının erkeğini kahraman, güçlü, kuvvetli, tuttuğunu koparır, ailesi ve iş çevresi dahil her durumda kendini ezdirmeyen bir erkek profili görmek istediğini tespit ediyorum yıllardır.

Şöyle ki; evlilik birkaç yıl önce gerçekleşmiş; ilk yıllardan sonra zaman içinde tensel olarak birbirinden kopmaya başlamış bir çift hayal edin. Beyefendi, eşinin yıllardır kendinden uzaklaşmasından şikayetçi olsun. Hanımefendi ise, çok istediği, eşini mağdur ettiğini düşündüğü halde bir türlü kocasıyla özel münasebet yaşayamasın. Zaman içinde cinselliği bir kenara koymuş olsunlar. Ama aslında bu durumdan ikisi de rahatsız olsun. Çünkü her ikisinin de buna ihtiyacı olduğunu, niye bir türlü tek beden olamadıklarını anlayamamış olsunlar...

Teknik konular hakkında konuşup bilgilendirme yaptığımızda sorun hemen çözülmüyorsa, evlilik ilişkisi içinde kadının kocasını nasıl algıladığına göz atmamız gerekiyor.  Ve tabii ki erkeğin de kadınını. İşin bu kısmı devreye girdiğinde, ta tanışma ilişkisinden başlayarak, nişan, evlilik hazırlığı, evlilik süreci ve sonrasında, kadının kocasını "pısırık" algıladığını görüyoruz. Veya erkeğin karısını, kadın olarak algılamadığını.

Eğer kadın kocasını pısırık algılıyorsa, işte ve geniş aile içinde söz sahibi biri olarak göremiyorsa, arkadaş çevresi ve genel olarak evde aşırı sessiz/hiç konuşmayan bir adam olarak yaşıyorsa, bilinçdışında bu adamı kendisine yakıştıramamaya başlıyor! İtici buluyor! Annesine bile ağzını açıp laf söyleyemeyen, babasının özel eri gibi sözünden asla çıkmayan, ortaklar tarafından parmaklarında döndürüldüğünü düşündüğü bu adama karşı "iç dünyasında saygısını" yitiriyor.

Aynı şekilde erkek, karısını samimi algılamıyor, itici ve soğuk buluyor, davranışlarını sevmiyor, karşısında kadın değil de sanki mahallenin kabadayısı varmış gibi algılıyor!

Üstelik kadın ve erkek, evliliği için önemli diye düşünse de, eşiyle birlikte olmamanın vebal olduğu ona öğretilse de sonuç değişmiyor!

Kadın/adam zaman içinde eşinden soğuyor, ona karşı tensel arzusunu yitiriyor, eşinin kendisine dokunmasını bile istemiyor..!

Arkadaşlar! Tensel uzaklaşma, aslında duygusal soğumadır!

Kadının erkeğini istemesi için, kocasını "adam" olarak algılaması gerekiyor. Adam algılamadığı, erkek gibi görmediği kişiyi ten arzulamıyor.

Ve erkeğin kadınını istemesi için, kadınını "kadın gibi/naif/sevecen/samimi" olarak algılaması gerekiyor. Kadın gibi algılamadığı, kadın gibi göremediği kişiyi ten arzulamıyor.

Anlayacağınız eşiniz gözünüzde "pısırık koca" ise yatağınızın pensi olamaz..!

Ve eşiniz gözünüzde "sürekli emir veren/saygısızı kadın" ise yatağınızın prensesi olamaz..!

Erkeklerin kadınsılaştığı, kadınların erkeksileştiği günümüzde ne kadar zor değil mi eşini arzulamak..?

Neyse ki çözümü var... Biraz bilgi, biraz çaba, biraz samimiyet kurtarıyor evlilikleri...

Sevgiler...

NOT: 1) 27 Kasım 2013 Çarşamba günü saat 14.00'de Başakşehir Belediyesi'nin Güvercintepe Bilgi Evi'nde düzenlediği "Çocukta Manevi Değer Oluşturmak" konulu seminer vereceğim. Hepinizi beklerim...

Mehtap KAYAOĞLU (Psikolojik Danışman &Psikoterapist)

Telf: 0212 583 00 22

mehtapkayaoglu@gmail.com

http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu

htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu

Yorumlar4

  • Nur 5 yıl önce Şikayet Et
    Aynı sorunu ben de yaşıyorum. kocam ı küçümsediğimi farkediyorum; sadece çocuklarımın babası olduğu için yanımda olmasına izin veriyorum gidi geliyor. evlilik danışmanlığı yardımı kabul eden bir insan değil. boşanmaya karar vermek istemiyorum. ne yapmalıyım
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Esra Çöl 5 yıl önce Şikayet Et
    Aynı sorunu bende yaşıyorum, boşanmak istiyor muyum istemiyor muyum bilemiyorum çok mutsuzum
  • halime 8 yıl önce Şikayet Et
    Ayni sorunlari bende yasiyorum..adam konusmak istemiyor..uzerine gittim mi patliyor..buda bana zarar veriyor..ne yapmam lazim..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Yavuz Selim 11 yıl önce Şikayet Et
    Tehlikeli konular.... Mehtap hanım bahsettiğiniz sorunun kaynağında başka etkiler de var. Erkek ne kadar sözü geçen şekilde olursa olsun çocuk olunca da tensel kopukluk başlıyor. Bu kopukluğu başlatan da genellikle kadın oluyor. Erkek ne kadar konunun farkında olursa olsun, ne kadar elinden geldiği şekilde yukarıdaki idealliğe ulaşma yolunda çaba sarfederse sarfetsin olmuyor. Erkek hep dışarıda ve o da insan.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat