Sizden gelen sorular hangi konularda artış gösteriyorsa o doğrultuda yazılar yazmaya gayret ediyorum. Bahar geldi, evlilikler başlıyor. Ve tabii ki dolaylı veya doğrudan sorulan sorular.

Genç kız ve erkek evlenir, yakın çevre bir süre sonra gençlerden gelecek mutlu haberi beklemeye başlar. Ne zaman aile olunacak? Aileye minik bir bebek ne zaman gelecek?

İşte tam o anda yavruyu keşke cidden leylekler getirseydi diyesi geliyor insanın! Çevredeki evlere uğrayan leylekler bazı evlere bir türlü uğramıyor.

Fatura leyleğin değil elbet...

Bugün vajinismusun nedenleri üzerinde durmak istedim. Öyle çok soru geliyor ki kendisinde bu rahatsızlığın olduğunu söyleyen ve nedenini merak eden...

Yapılan pek çok araştırma vajinismus yaşayan kadınların nevrotik, kurallara uyan, mükemmeliyetçi, kızgınlığını dışa vurmayıp içine atan, takıntılı, verici özellikleri ağır basan, birilerinden bir şeyler istemeye çekinen ve sürekli kabul ihtiyacı içinde olan "iyi kızlar(!)" olduğunu gösteriyor. Seanslarda da benzer özelliklerle bol miktarda karşılaşıyoruz.

Bu iyi kızlar, babalarının baskıcı ve öfkeli davranışlarından bıkmış olarak, tam tersi özellikte eşler seçiyorlar. Yani naif, kibar, zarar vermekten ve incitmekten korkan, anlayışlı, sabırlı... Erkeğin bu kişilik özellikleri aralarındaki mahrem ilişkiye de yansıyor doğal olarak. Kadına karşı çekingen, ürkek davranıyor. Kadın endişeli, adam naif ve çekingen derken yaşanması gerekenler bir türlü gerçekleşmiyor.

Şimdi dilerseniz vajinismusun bilinçaltı nedenlerini ve bu düşüncelerle başetme yolları sıralamaya çalışayım sizlere:

1. Baskıcı sert baba: Vajinismus yaşayan kişilerin çoğunun öfkeli ve sert baba yanında büyüdüğü biliniyor. Geleneksel kültürümüzün çocuk yetiştirme usulü olan otoriter/sert tavır, çekingen, ürkek, kaygılı, endişeli ve takıntılı özellikte kişiliklerin geliştirilmesine neden oluyor. Antisosyal ve takıntılı babalar, sert davranışlarıyla kızları korku içinde büyütüyor. Bilinçaltına kazınan erkek imajı, sert, acımasız olarak kaydediliyor. Erken çocukluk yıllarından itibaren erkekle kurulan ilk ilişkinin gergin ve acımasız oluşu, bundan sonra gelişecek erkek ilişkisine nakledilen bilgi halini alıyor. Çünkü bu babalar kızlarıyla sevecen, tatlı, duygusal yakınlık barındıran ilişkiler kurmuyor. Kişi her ne kadar babasının tersi bir adamla evlenmiş olsa bile, iç dünyasına kaydedilen kaygı duygusu, yaşayacağı mahrem ilişkiye olumsuz şekilde yansıyor.

Vajinismus yaşayan kişilere hemen söyleyeyim ki endişelenmenize gerek yok! Çünkü sizin eşiniz babanız gibi baskıcı, otoriter ve zarar verici değil. Eğer öyle olsaydı siz zaten aylardır yada yıllardır vajinismus sıkıntısı yaşamak zorunda kalmayacaktınız. Anlayışsız ve sert kişiler böyle bir sorun yaşamaya izin vermez. Sizi incitme pahasına sorunu çözümler!

Oysa yaptığımız çalışmalarda görüyoruz ki bu kadınların eşleri naif... eşini incitmek istemiyor. Evlilik hayatında her şeyin sadece bu ilişkiye bağlı olduğunu düşünmüyor. Anlayışla bekliyor. Süreç uzadıkça ve siz uzattıkça öfkeleniyor ama bu öfkeyi günlük hayatta farklı boyutlara taşıyor. Kaldı ki ortaya çıkan tablo korkacağınız kadar hırçın bir görüntü bile olmuyor.

2. Güçsüz/zayıf anne: Baskıcı otoriter babaların yanında büyüyen kızlar, anneyi bu baskının altında ezilen güçsüz kişilikler olarak yaşıyor. Korkan, kendisinin eşinden korkması yetmezmiş gibi çocuklarını da babadan korkutan güçsüz anne, evlatlarının kişilik gelişiminde ciddi yaraların oluşmasına neden oluyor. Babanın evde katı ve otoriter rolde olması, annenin tam tersi ezilen ve sinik tavırlar sergilemesi, çocuğun zihninde kadın/erkek rolünü keskin şekilde ayrıştırıyor. Erkek; vuran, kıran, sert, can yakıcı algılanırken kadın; ezilen, canı yanan, üzülen, eziyet gören kişi olarak kaydediliyor bilinçdışına.

Kadına ve erkeğe yönelik bu zıt kayıt, büyüdükten sonra bahsi geçen konumuza kadar olumsuz etkiler yapıyor. Böylece vajinismusun alt yapısında rolü olan önemli etkenler listesine giriyor.

Evlilik hayatı birisi diğerini ezsin, erkek kadına zulmetsin diye yaşanmaz. Kadın evin içişleri bakanıdır, bunu tüm ülke bilir! Sizin anneniz eşini idare edemedi diye siz de aynı şeyi yaşamak zorunda değilsiniz. Bütün erkekler babanız olmadığı gibi, siz de anneniz olmak ve anneniz gibi tepkiler vermek zorunda değilsiniz.

3. Mahrem ilişkilerle ilgili olumsuz düşünceler: Yapılan pek çok araştırma mahrem yaşantıların bazı toplumlarda "kötü, pis, iğrenç, aşağılayıcı, gereksiz, çirkin, hayvani" algılandığını, böylece mahrem ilişkinin fena halde aşağılandığını, kişilerin bu düşünceleri yıllar boyunca adım adım bilinçaltlarına yerleştirdiklerini gösteriyor. Çalıştığımız vakalarda da aynısına rastlıyoruz. Pis olduğu düşünülen, iğrenç olduğu vurgulanan bir yaşam sanki.

Aslına bakarsanız, ülkemizin namusu kadın üzerinden korunduğu(!) ve kadın üzerinde(!) algılanır. Kadın demek namus demektir! Oğlunun vukuatlarıyla övünen, oğlunun erkek adam olduğunu düşünen baba, kızının yaptığı benzer haller için cinayet dahi işleyebilir! Kızını bu ve benzeri durumlardan uzak tutmanın en kolay yolu, insanın en doğal ihtiyacı olan mahremiyet ilişkisini kötü olarak anlatmaktır. Yapanın da yapmaya heveslenenin de iğrençliğinden bahsedilir. Dolayısıyla zaman içinde bu da ciddi bir yapı olarak bilinçdışına kaydedilir. Kızlarımız büyüyüp evlilikler yaşadıklarında ise geçmişten kaydedilenler su yüzüne çıkar maalesef! Yaşadığınız ülkenin sosyalbilinçaltı yapılanmasının sizin günlük hayatınızı kabusa çevirmesine izin vermeyin! Size verilen bu hediyenin değerine odaklanın. 

4. Genital bölgelerden iğrenme, takıntılı tiksinme: Mahrem ilişki zorlukları yaşayan pek çok danışanımızın bu anlamda sıkıntıları olduğu bilgisiyle karşılaşıyoruz. Sanki genital bölgeler onların değil!

Oysa insan bedeni bir bütündür. Elimiz kolumuz, dalağımız böbreğimiz nasıl bizim ve bize aitse, genital bölgelerimiz de bizimdir. Kalbimiz kadar onlar da değerlidir. Aynada kendinize bakmanız, saçınızı taramanız ne kadar doğalsa, bedeninizin özel bölgeleriyle de barışık ilişki yaşamanız bir o kadar doğaldır. Hepsinin bir anlamı, bir görevi, bir işleyişi var. Bütün halinde değerli ve kıymetlisiniz.    

5. Takıntılı ve narsistlik kişilik yapısı: Bireysel destek çalışmalarında ilginç şekilde ortaya çıkan bir alt madde de bu sevgili okurlar. Vajinismus sorunu olan bazı kişilerse, yukarıdaki baskıcı baba, sessiz anne veya sosyal bilinçaltının tam tersine, narsist ve büyüklenmeci tavırları nedeniyle birliktelik yaşayamıyor.

Bu kişiler günlük hayatlarında dediğim dedik, bilmiş, herşeyin en doğrusunu bildiğini düşünen kişilikteler. Dışarıdan yardım ve destek almak istemeyen, herkese yardım eden ama kimseden zerre yardım alamayan, kendisini çevreyle çok kıyaslayan, herkesin kolaylıkla yaptığı basit bir işi bile yapamamış olmaktan dolayı kendisine karşı aşırı kızgın olan, büyüklenmeci tavırları nedeniyle yaşadığı bu sorunda kocasını suçlayan davranış özellikleri gösterebiliyor. Onun zihninde bir resim var. O kararını vermiş! Bu iş zor! Bitti! Artık kimse onu ikna edemez! Kendi bedeni bile!

Sert yapısı ve yardım kabul etmez tavrıyla hem kendisini hem eşini zorladığının farkında olmayan bu kişiler, terapi süreciyle birlikte farkındalık kazanıyor ve vajinismus sorunu ortadan kalkıyor.

Vajinismusu olan kişiler, çeşitli nedenlerden dolayı yanlış tepkiler vermeyi öğrenmişlerdir. Yapılan destek çalışmaları yanlış tepkilerin düzeltilmesine yöneliktir ve çok da işe yarar merak etmeyin.

Ev ödevleri, kişinin kendi bedenine ve mahrem ilişkiye yönelik bilgilerinin artırılması, iletişim becerilerinin geliştirilmesi, cinsellikle ilgili yanlış tutum ve inançlarının farkettirilmesi gibi desteklerle sorun çözümleniyor.

Bence en güzeli evlilik öncesi gelip bir iki seans önbilgi almak... ve evlilik hayatına bilinçli başlamak...

Sevgiler...

Mehtap KAYAOĞLU (Psikolojik Danışman &Psikoterapist)

Telf: 0212 583 00 22

mehtapkayaoglu@gmail.com

www.yuzlesme.tv

http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu

htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu