İlişkilerde ikinci bahar niye tatlı?

  • GİRİŞ21.01.2015 08:17
  • GÜNCELLEME22.01.2015 11:17

O meşhur şarkı;

İkinci bahar yaşıyor ömrüm…

Gel benim yarim oluver şimdi…

Seni gül gibi öpe koklaya…

Gözümden dilimden sakınır saklar…

Bugünkü aklımla severim şimdi…

"Bugünkü akıl(!)" ne kadar tatlı bir ifade…

Geçmişteki acemiliklerim yok, şimdiki olgun halimle seveyim seni…

Geçmişteki toplumsal basınçlarım yok, iç denetimimin süzgecinden geçireceğim seni…

Aile büyüklerimin kişisel beklentileri için değil, kendi içimdeki büyük hayallerime karşılık geleceğin için sevmek istiyorum seni…

Birileri onaylasın diye değil, onayımın ortaya çıkardığı duygu soluklanışım için istiyorum ikimizi…

Vitrin ilişkilerden sıkılarak sıyrıldım, kendim için özlüyorum artık ikili iyi hissedişi…

Herkesi memnun etmek için atılan adımlardan yoruldum, nefesindeki rüzgarla serinlemek için bekliyorum gelişini…

Geçmişin bana yüklediği zorlayıcı sosyal gerekliliklerin tamamından bunaldım, bu yaşımın aklı başında tercihleriyle istiyorum seni ve beni…

Herkesin beklentisi için yaptığım evliliğimden, kendi beklentilerime doğru geçiş yapabilmenin verdiği huzurlu sancıyla yoğuruyorum hevesli ümitlerimi…

Geçmişteki "benim zannettiğim tercihlerimle" değil, bu yaşımın bu aklımın farkına varışlarıyla belirlemek istiyorum artık yeni geleceğimi…!

Bugünkü aklımla seveceğim seni…!

Önce kendimi seveceğim, bugünkü aklımı seveceğim… sonra aklımın elinden tutup getirdiği çocuk heyecanımın meyvesini yani seni seveceğim…!

İnsanlar evleniyor, arada belirli yaşanmışlıklar oluyor ve işler yolunda gitmediğinde evlilik bitiyor. Bir eş niye gider, bir evlilik niçin son nefesini tüketir bilinmez. Her ilişkinin kendi içinde eğrisi doğrusu, gideri geliri vardır elbet.

Bugün farklı bir yerden bakmak istiyorum ilişkilere.

İkinci bahar(!) niye tatlı?

Erken yaşta başlayan ilk ilişkiler, toplumsal basınç ve beklentilerle yoğrulur. Kendisini tam olarak tanımayan, "Ne istiyorum?"un cevabını henüz bulamamış ilk evlilik yılları,  iç dünyamızın donanımlarından ziyade, mevcut geleneksel beklentileri beslemeye dönüktür.

İnsanların ilişkilerinde genel, insani ve toplumsal kurallara göre davranmaları normaldir tabii ki. Bunun için ilişkileri başkalarının gözünde meşru kılmak, herkesin onay vereceği ilişkiler yaşamak için çabalar dururuz.

Bir ilişkiyi veya evliliği gereğinden fazla meşru ve toplumsal normlara uydurma çabası, bir süre sonra bu ilişkinin "kişiye özel" olmaktan çıkması anlamına gelebiliyor. Herkesin yaşadığına benzeyen, herkesin yaptığının aynısını yapmak için beklentilerinden ödün veren hale bürünmesine vesile oluyor.

Dikkat ederseniz birinci baharda, evlilik ilişkilerinin tercih kriterlerini toplumsal beklentiler, etraftaki insanlara hava atmayı kolaylaştıracak kriterler belirler. Evlilikler genelde vitrin için yapılır. Yakın çevre imrensin istenilir. "Ben böyle istiyorum" diye adın konulan seçeneklerin çoğu "ben" için değil, çevrenin "ben" üzerinde oluşturduğu basınç tarafından belirlenir. Şayet öyle olmasaydı gelinliğin fiyatı, takılan ziynet eşyalarının ucuzuna kaçılması, tutulan salonların kaçıncı kaliteyi temsil ettiğine bakılmazdı.

Birinci baharın çevre ve kültürel beklentilerinin yerini, ikinci baharda kişisel beklenti ve huzur duygusu alıyor sevgili okurlar! Belki bunun tersini yaşayan, adına mantık evliliği diyerek para kökenli evlilikler yaşayanlar vardır elbet. Bunları kastetmiyorum. Benim söylemek istediğim durum, ikinci baharın ikinci bahar olmasını sağlayan etkenin ne olduğu üzerine!

Yaş ilerleyince, kişiler genel klişeleşmiş ve kalıplaşmış anlamlardan çıkıp, kendi iç dünyalarının düzenekleri ve kendi iç dünyalarının ihtiyaçları için eş seçiyor. İlk evliliğinde anne babayı mutlu etmek için seçtiyse eşini, ikinci evliliğinde kendisine iyi geldiği için evlilik yapıyor.

İkinci bahar, dışsal kalıplara göre değil, içsel ihtiyaçlar öne geçtiği için daha tatlı yaşanıyor!

Yaş ilerleyince insanlar eş seçme kriterlerinde farklı hissetmeye başlar. Evlilik ilişkisini geleneksel baskıcı anlamlardan çıkararak yaşamaya çalışır. Onun anladığı mutluluk artık çok daha iç dünyasının beklentileriyle oluşmuştur. Daha kişiseldir. Daha özeldir. Karşısındaki kişiyi anlamaya, onunla bir olmaya dönüktür. ispatlar ve komplekslerden sıyrılmıştır. Evliliğin tanımı, o ikisinin arasında yeniden oluşturulmuştur. Herkesin yaşadığı şekliyle yaşamak zorunda değildir. Algılar, beklentilere göre değil, ikisinin arasında olagelene göre şekillenmiştir.

Gençlik yıllarının cesareti, gençlik cehaletinin yerini, oturmuş düşüncelerin ve kişisel huzur algısının sağlam dinamikleri almıştır.

Bunun için tatlıdır. Olgunlaştığımız, evliliği evcilik sanmadığımız, evliliğimizde gerçek huzur ve sahici ümitler barındırdığımız için adı "bahar"dır.  

Sevgiler…

Mehtap KAYAOĞLU (Psikolojik Danışman)

Tlf: 0212 583 00 22 - 0533 488 06 00

mehtapkayaoglu@gmail.com

http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu

htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu

Yorumlar11

  • Ahmet demir 6 yıl önce Şikayet Et
    İkinci baharı beceremiyoruz
    Cevapla
  • Aslı onar 6 yıl önce Şikayet Et
    Hayatımı anlatan en en anlamlı yazı duygularıma tercuman
    Cevapla
  • esad 9 yıl önce Şikayet Et
    malesef yazınız dengeli bir yazı değil
    Cevapla
  • Abdullah Bir 9 yıl önce Şikayet Et
    Ülkemizin havasından mıdır, suyundan mıdır ne hikmetse insanımızın çoğu okuduğu metni anlamaktan aciz veya anlamak işine gelmiyor. Mehtap hanımın yazısı "tavsiye veya cözüm önerisi" değil, bir "tespit ve teşhis" dir. Bunu anlamamak için kişinin "algısının körelmesi" yada "peşin hükümlü" olması lazım. Aksi taktirde bu yazıdan "sıkıntınız varsa eşlerinizi boşayın, yeni bir evlilik yaparak ikinci baharınızı yaşayın" sonucunu çıkartmak mümkün değil.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Mavi 3 yıl önce Şikayet Et
    Guzel aciklamissiniz.
  • dsafak 9 yıl önce Şikayet Et
    Bir tanıdığım 3 evlilik yapan babasının ibretlik sözlerini zikretmişti. Aynen aktaracağım: " 1. evlilik 1. sınıf evlilik, 2. evlilik 2. sınıf evlilik, 3. evlilik 3. sınıf evliliktir. Evladım 1. sınıf yaşayacaksan ilkine iyi sahip çık." İbret almak lazım...
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Mavi 3 yıl önce Şikayet Et
    Sizin yaziniz daki Adam da bu yazinin dogru oldugunu dogrulamis. Yani herseye ragmen ilk esine sahip ol demek istemis. Herseye ragmen! Yani toplum gözunde daha itibarli olursun. Kendi tercih lerin sen ise yaramadiktan sonra tercih inde ise yaramaz en azindan sana tercih. Edilene sahip cik! Genis bir konu Zira insanlarin amac ve istekleri farkli. Yazi da ki konu derin.
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat