Kızılay’daki bomba panik atak vakalarını artırdı! Çözüm?

  • GİRİŞ21.09.2011 09:22
  • GÜNCELLEME21.09.2011 09:22

Dün Kızılay’a düşen bomba insanların göğsünde patladı! Korkan korkana! Türkiye’de sayısı epeyce olan panik atak hastalarının, kaygı durumları arttı sanırım. En pratik şekliyle ne yapabileceğinizi, evde kendinizi nasıl yatıştırabileceğinizi yazmak istedim.

Minik bir egzersiz, olumlu resimleme tekniğiyle umarım panik atağınızı yatıştırabilirsiniz. Aslına bakarsanız, panik atakları, Panik bozukluklar dışında, “Anksiyete Bozuklukları” başlığı altında toplanan diğer psikiyatrik hastalıklarda da görülebilmektedir. Yaşadığınız sıkıntıların panik atak mı, yoksa diğer anksiyete bozukluklarından birisi mi olduğuna, “gitmeniz gereken” uzmanınız karar verecektir.
Diyebiliriz ki, dün Ankara’nın göbeğinde yaşanan patlama olayı sizde travmatik etki yapmış olabilir. Benzer olaylar her an her yerde olacak diye bir kaide yok. Umalım ki olmasın.
Bu tür üzücü olaylar bize denk gelsin veya gelmesin “aşırı ve anlamsız korku hali” olarak tanımlayabileceğimiz fobiler şekline bürünüyorsa yaşamı zorlaştırır maalesef. Evden dışarı çıkamaz hale geliriz.

Şimdi gelelim en önemli noktaya… patlamadan sonra panik ataklar yaşıyorsanız, korkudan çıldıracağınız veya kontrolünüzü kaybedeceğinizi düşünüyorsanız lütfen aşağıya yazılacak durumları içinize sindirmeye gayret edin:

· Panik bozukluk, kesinlikle bir kalp hastalığı değildir.
· Panik bozukluk, ölümle sonuçlanmaz, ölüme yol açmaz.
· Panik bozukluk bir akıl hastalığı değildir.
· Ataklar sırasında kişiler öleceklerini, çıldıracaklarını, kontrollerini yitireceklerini zannederler. Ancak günümüze kadar bu endişeleri doğrulayan hiçbir tıbbi bilgiye rastlanmamıştır. Bu düşünceler sizi rahatsız ettiğinde, hiçbirinin gerçekleşmeyeceğini düşünerek kendinizi yatıştırmaya çalışmanız gerekli.
· Panik atak hastalarının ortak duygusu, hastalıklarından dolayı utanç yaşamaları. Kesinlikle içinde bulunduğunuz hastalıktan dolayı utanmayın. Küçük düşeceğinizi düşünmeyin.
· Tek başına evde kalamama, sokağa çıkamama, markete gidememe, alış-verişe çıkamama, kalabalığa girememe davranışlarının gelişmesine, elinizden geldiğince izin vermeyin. Hastalığın en tipik özelliği, sizi eve bağlamasıdır. Siz, elinizden geldiğince inat ve pişkin bir tavırla, semptomların tersini yapmaya gayret edin.
· Atakların en tipik özelliği, yineleyici olmasıdır. O nedenle, ataklar tekrarladıkça kaygılanmayın. Çünkü zaten arada sırada gelen ve sizi endişelendiren bir seyri izleyecektir.
·  Her ataktan sonra, yatıştığınızı ve atağın bir süre sonra sizi terk ettiğini görmeye çalışın. Ve yeni bir atak geldiğinde, bu bilgiyi aklınıza getirmeye çalışın. “Şimdi geldin ama… biliyorum… 10 dakika sonra yok olup gideceksin ve ben de rahatlayacağım…” demeye gayret edin. Gittikten sonra atağı ve atağın sizde oluşturduğu durumu düşünüp durmayın. Gitti-bitti… siz normal yaşantınıza devam etmeye gayret edin. Deneyimli ve ataklar karşısında güçlü olmanız son derece önemli.
· Ataklar en fazla 10 dakika sürer. Bu nedenle atakla en fazla 10 dakika süren bir savaş yaşayacaksınız. Ne olursa olsun bu süreye tahammül edebilirseniz, yeni ataktan daha kısa sürede kurtulmanız kaçınılmaz son olacaktır
·  Atak sırasında nefes alış-verişinizi kontrol altına almaya çalışın.

***

İsterseniz pratik bir teknikle nefes alış-verişinizi nasıl kontrol altına alabileceğinizi de örnekleyeyim. Hatta tekniği atak geçirmeyenler de uygulayabilir. Vücudu gevşetip rahatlatmaya yarayan bir uygulama.

1.
Rahat bir pozisyonda uzanın.

2.
Burnunuzdan derin bir nefes çekin… içinizden 7-8’e kadar sayarak içinizde bekletin… sonra ağzınızdan geri verin.

3.
Burnunuzdan çektiğiniz her nefeste “İyi ve güzel olan her şeyi içinize aldığınızı” düşünün. Ağzınızdan geri verirken de “içinizdeki tüm sıkıntı ve gerginliklerin dışarı çıktığını” düşünün.

4.
Bu şekilde 14-15 kez nefes alın, verin.

5.
Sonraki aşamada 3 saniye burnunuzdan nefes çekin, 3 saniyede ağzınızdan geri verin. Böylece ortalama olarak 1 dakikada tam 10 kez solunum yapmış olacaksınız.

6.
Bu şekilde de dilediğiniz süre ( atağınızın hafiflediğini hissedinceye kadar) uygulama yapın.

7.
Son olarak, 3. ve 4. maddeyi birkaç kez daha uygulayarak, nefes egzersizine son verin.

***


Bu uygulamayı haftada birkaç kez yaparsanız, panik atak olmasanız bile bünyenizi son derece rahatlattığını göreceksiniz. Teknik, özellikle beynimize bol miktarda oksijen göndermeyi hedefleyen bir uygulama. Böylece günün stres ve zorluklarından bile kurtulmuş olursunuz…
Düşünün ki gece uyumak için yatağınıza uzandınız… uyumadan önce uygulayın… rahatlayın… mışıl mışıl uyuyun.

***

Tüm bu anlatılanları uyguladığınız halde düzelme görmüyorsanız veya söylenenleri uygulayamayacak kadar sıkıntıdaysanız, lütfen hiç vakit kaybetmeden bir uzmana başvurun. İlaç+psikoterapi desteği ile 6-7 ay gibi bir sürede iyileşmeniz mümkün. Sadece ilaçla tedavi olmak hastalığı geçirmeye yetmeyebiliyor. Ancak iyi bir psikoterapi ile, hiç ilaç bile kullanmadan tedavi edilebilirsiniz.
Panik atak tedavisi olan ve sizinle yaşamak zorunda olmayan bir hastalıktır. İnsanı öldürmeyen ama sıkıntıdan süründüren bir süreçtir. Ani gelişen olaylar, patlamalar, deprem, yangın gibi manidar olaylarla tetiklenir.
Ve tüm bunları yaşamak zorunda değilsiniz… yapacağınız tek şey, profesyonel bir yardım almak…
Sevgiler…                                       

Not:
Yüzleşme Danışmanlık Merkezi’nde ÖDEV ABLASI uygulamamızı başlattık. Birçok anne/baba çocuğuna nasıl ders çalıştıracağını bilmiyor. Dolayısıyla çocuklar ders çalışmayı, masa başında oturmayı, derse odaklanmayı, öğrenmeyi sevmiyor! Özel eğitimli ablamız, çocuklarınıza eğlenceli ders çalışmayı öğretiyor ve ders çalışmayı kabus olmaktan çıkarıyor. Detaylı bilgi ve randevu için arayabilirsiniz… 0212 583 00 22
Mehtap KAYAOĞLU / Haber 7
(Psikolojik Danışman&Psikoterapist)
www.yuzlesme.tv
http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu
http://twitter.com/mehtapkayaoglu
http://www.facebokk.com/EvlilikHakemi
mehtap.kayaoglu@yuzlesme.tv
mehtapkayaoglu@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat