Evlenecek gençlere acil tavsiyeler

  • GİRİŞ04.04.2012 09:41
  • GÜNCELLEME04.04.2012 09:41

Evlilik arifesinde yaşanan krizlere karşı genç çiftlere acil tavsiyeler

Markette alışveriş yaparken iki ay sonra evleneceğini söyleyen nişanlı bir çift yanıma yaklaştı. Onlara hediye niyetine bir iki tavsiyede bulunmamı istediler. Öyle de tatlı görünüyorlardı ki ayaküstü birşeyler söyledim. Söylediklerim benim bile öyle hoşuma gitti ki hemen sizler için aynılarını yazayım istedim. Fazla söz göz çıkarmaz nasılsa değil mi? Okuyucular arasında evlenmeye hazırlanan çiftler varsa onların da işine yarasın.

İlk tavsiye ailelere… Öncelikle her insanın kendi bireysel hayatında, diğer herkesten bağımsız, kendi hayal ettiği evliliğini yaşamaya hakkı olduğunu bilmeliyiz. “Ne istersin” sorusu tam anlamıyla gençlere sorulmalı. Ve onların istemediği şeyler zorla yaptırılmamalı.

Ve özellikle genç kızlar bilmeli ki mutlu evlilikler, pahalı ve gösterişli düğünlerden geçmiyor. Bu nedenle alışverişler abartılmamalı. Çünkü ne alırsanız alın, kaç lira harcarsanız harcayın birkaç yıl sonra alınan her eşya yıpranmaya başlıyor ve nasılsa yenisiyle değiştiriliyor. Değiştirilebilir ürünler nedeniyle, değiştiremeyeceğimiz yeni akrabalıkları yıpratmanın anlamı yok! Bireysel destek yaptığım gençlere de söylüyorum. Alabileceğiniz en kaliteli koltuğun kumaşı için verilen en uzun garanti süresi 7 yıl. “En fazla bu kadar sene hayatımda olacak bir koltuk için evlilik hayatıma üzüntüyle başlamaya değer mi” diye sormak gerek kendimize.

Düğünler “alıştan” ve “verişten” çıkartılarak “paylaşım”a doğru yönlenmeli. Düğünlerle aile kuruyoruz. Yuva kuruyoruz. İçinde güvenin olduğu, içinde insani değerlerin yaşanacağı güzel aileler. Bu ailelerin maddiyatla ilgisi yok! Olmamalı da! İnsanlar bilmeli ki, eğer gerçekten isterlerse, aile hayatlarını cennetten bir bahçeye çevirebilirler. Ama “o ne der”, “bunlar ne düşünür” gibi kaygılarla hareket ederler ve düğünleri alışveriş cennetine çevirirlerse, evet evlenirler. Ama “çift olamaz”lar… başlarını soktukları bir evleri olur ama “yuva kuramaz”lar… sonrası kavga… sıkıntı… gerginlik…

Ayrıca bir kadın, erkeği mutlu edebilmeli, onun gün içinde biriken sıkıntılarını alabilmeli, eşi için evini özlenen bahçeye çevirebilmelidir. Surat asmak, mutlu olunacak güzel noktalara bakmak yerine, üzülecek detaylara takılmak çok yanlış, hastalıklı bir tavırdır.

Evleneceğiniz erkeği doğuran annesiyle kavga etmeye gider gibi gelin olmayın olur mu? Ülkemiz genç kızlarının son zamanlardaki en büyük yanılgısı, annesinin yaşadığı gelin-kaynana sorununun intikamını almak için faturayı kendi kayınvalidesine kesmek oluyor malesef. Allah'tan korkarak hareket edilmesinde, yeni akrabalık ilişkisini, birilerinin günah keçisi haline getirmemekte inanılmaz fayda var.

Ve evlenecek olan beyler… aile kurumunda erkeğin en temel işlevinin ne olduğunu bilmeden evlenmemeleri gerekir. Ailede erkeğin temel işlevi, eşinin sorumluluğunu almak ve ailesini mutlu etmektir. Cidden böyledir. Çünkü mutlu kadın mutlu aile demektir. Kadının mutluluğu ise erkeğinin elindedir. Eşini koruyan, gözeten, sahiplenen, ona değer veren, onu yaşamının baş tacı eden beyler mutlu aile ortamına yelken açmış demektir. Düğün yaklaşırken, herkesin sinirleri gerilirken bile en sakin olması gereken kişiler damatlardır. Dilerseniz düğün öncesi terapi desteği alın ama öyle yada böyle sakin olmanın bir yolunu bulun. Çünkü gelinler, yeni hayatlarına ilerlerken, herkesten çok, evlenecekleri erkeğin gözlerindeki ifadeye bakarak doğru mu yoksa yanlış mı yaptıklarını anlamaya çalışırlar. Erkek gergin, erkek küskün, erkek şaşkınsa bayanlar tedirgin olur. “ne yapıyorum ben… yanlış bir adım mı atıyorum” kaygısı gelişir. Ama tüm olumsuzlukların ortasında sağlam bir erkek görüyorsa? Hadi herkes kendi tahminini kendisi yapsın!

Şimdi de herkese küçük bir tavsiye... "İyi de Mehtap Hanım öyle diyorsunuz da... şöyle şöyle olunca da böyle böyle oluyor..." diye savunmaya geçmeden sadece okuyun! İçinize sindirmeye çalışın söylediklerimi. Önyargısız ve uygulamaya dönük okuduğunuzda hayatınızı ne kadar kolaylaştırdığını göreceksiniz.

Ala Dergisinin Nisan ayı sayısında benimle yapılan keyifli röportajı okumanızı tavsiye ederek yazımı bitireyim.

Sevgiler...

Mehtap Kayaoğlu (Psikolojik Danışman & Psikoterapist)
www.yuzlesme.tv
mehtap.kayaoglu@yuzlesme.tv
mehtapkayaoglu@gmail.com
http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu
htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu

NOT: Sevgili okurlar! Yüzleşme Danışmanlık ve Ümraniye Moral Kültür Merkezi işbirliği ile 4 hafta (12-19-26 Nisan-3 Mayıs 2012) sürecek iki ayrı eğitim semineri programı hazırladık. "Hep başka yerlere gidiyorsunuz, İstanbul'da eğitim seminerleriniz yok mu?" diyenler için! Detaylı bilgi ve kayıt yaptırmak için 0542 822 18 20 nolu telefonu arayabilirsiniz.

1. Seminerimiz:Mutlu Aile Mutlu Çocuk

"Problemli çocuk yoktur! Problemli karı/koca ilişkisinin günah keçisi haline gelmiş çocuk vardır ." cümlesini sloganlaştıracak kadar çok tecrübe edindik. Yıllar boyunca çocuklarınızın sorunlarıyla çalıştık. Gördük ki; anne babasının psikolojisinden farklı, ebeveyninin sorunlarından arınmış bir mutlu çocuk yok. O halde diyoruz ki; "Mutlu çocuklar için, mutlu anne babalar olalım". Ailenizi, cennetten bir bahçeye çevirmenin pratik yollarını öğretelim. Size sadece; geriye yaslanıp, ailenizin keyfini çıkarmak kalsın.

2. Seminerimiz: Öfke Kontrol Çalışması

Öfke, meydan okuyucu/tehditkar olarak algılanan kişileri uyarmaya, onları korkutmaya veya onlara saldırmaya yönelik hissedilen duygusal bir durumdur. İnsanın günlük işlerini kolaylaştırıyormuş gibi görünmesinin aksine, uzun vadede yaşamı hem kendisi hem de karşı taraf için çekilmez hale getirir.

Öfke kontrol çalışmalarıyla öfkeyi tanımaya çalışıyoruz. Öfkenin olumlu ve olumsuz yönlerini tanıtıyoruz. Öfkeyi bastırmadan, üzerini örtmeden ama akla uygun yöntemlerle yaşayabilmenin dayanılmaz hafifliğine davet ediyoruz hepinizi. Öfkesiz olmayı değil, öfkeyi zarar vermeyen sağlıklı boyuta taşımanın yollarını öğrendiğinizde, bu eğitim çalışmasını herkese tavsiye edeceksiniz.

Yorumlar34

  • Sabırlı sinirli 5 yıl önce Şikayet Et
    Mehtap hanım o dediğiniz şeyler doğru ama çok eskide kaldı şimdi yeteri kadar paranız yoksa ezilmeye mahkumsunuz insanlar bu hale nasıl geldi ilkönce onun kaynağı bulunup çözümü bulunmalı saygılar efendim
    Cevapla
  • Ebu Turab 13 yıl önce Şikayet Et
    evlilik. Mehtap Hanım her ne kadar yazdıklarınız sonuna kadar doğru da olsa, evlenecek bayanların gözleri kocalarının cüzdanlarında erkeklerin gözleri de eşinin zahiri güzelliğinde olduğu müddetçe bu yazdıklarınız pek bir anlam ifade etmeyecektir sanırım. Kaynana gelin nizası ise erkek için çarpışmak üzere olan iki kamyon arasında kalmak gibi bir durum. Tercihe mecbur bırakılıyor çoğu zaman. Mütedeyyin olanlar bu konuda çok sıkıntılı her zamanki gibi. Zira Allah Rasulu eşini annesine tercih edenler hakkında pek de hayırhah değil.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • faran 13 yıl önce Şikayet Et
    ... 'belki' ! 'vakti gelince'!;vakti gelmeyecek zimniyle:) .neyse,kırıldım ama belli etmiyorum..dareyn saadet dileğiyle.
    Cevapla
  • faran 13 yıl önce Şikayet Et
    :). demek hafızanızda kayıtlıydı..biizimkisi kaydı hatırlatmaktan öte geçmedi o hlde,kayıtlı kalmaya devam ediyor,kullanıma sokulmadı:) mahsur görüldü sanırım...hayrlar dilerim..
    Cevapla
  • faran 13 yıl önce Şikayet Et
    .... cümleninkini bağışlasın..hani çocuklarımızla imtihan etmesin diyecem ama bu kabul edilmeyecek bir dua zira ayetlerle sabit,belli oranda hepsinden biraz biraz :) benim dediğim temkin değil de hani bu biraz dost sohbetinde paylaşılabilir şey,şeyler,yoksa değil. faranfaraniethatmeil lütfederseniz dualarınıza eşlik ederiz her daim.bir birimizden,bakış açılarımızdan müftefi oluruz,yatayına ve düşeyine genişleriz,birlikte büyürüz..
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat