Vatandaşın 'ya savaş çıkarsa' endişesi
- GİRİŞ17.10.2012 09:15
- GÜNCELLEME17.10.2012 09:15
Son günlerde "Savaş çıkarsa diye çok korkuyorum...", "Çocukları okula göndermek istemiyorum...", "İlerde ne olacak halimiz?", "Sonumuz Irak gibi olacak diye endişeleniyorum..." vb şeklinde o kadar çok soru alıyorum ki...
Ülkemizin doğusunda cereyan eden olaylar, komşu ülkelerde yaşananlar, bu yaşananlara devlet politikası gereği yaptığımız katkılar, vatandaşımızın ufak ufak sinirlerini bozmaya başladı.
Anneler, çocuklarını okula gönderirken daha az mutlu artık...!
Babalar, evin rızkını temin etmeye çalışırken daha çok tedirgin...!
Endişeli kişilere "Sakin olun, hiç bir şey olmaz!" derken daha gergin iyimser bireyler, "Acaba bir şeyler olur da karşımdaki kişiye yalancı çıkar mıyım?"diye...!
Herkes tedirgin herkes endişeli...
Olumsuz otomatik düşünceler artmaya başladı... (Eyvah! Savaş çıkacak... ortalık çok karışacak... hepimiz öleceğiz... herkes birbirine girecek...)
İşlevsel olmayan sayıklamalarımız arttı... (Hayatta kimseye güvenmeyeceksin... savaşa girmememiz için ABD'nin her dediğini yapmalıyız... Büyük devletler bizi kendi sömürgeleri haline getirecek... Kontrol her zaman büyük devletlerin elinde olmalıdır! Türkiye güçlüdür, savaş çıkarsa herkesi yeneriz...!)
Unutmamalısınız ki bu tip düşünce biçimleri, panik atak nöbetlerini başlatan bilişsel düşünce altyapılarıdır. Gereğinden fazla bu düşüncelere kapılırsanız, panik atak nöbeti kapınıza dikilmeye başlar. Git dersiniz gitmez, kurtulmak istersiniz uzaklaşmaz.
...
Bence sizler kendi bireysel psikolojilerinizi korumaya çalışın sevgili okurlar!
İnsanların hedefleri büyüdüğünde, resmin tamamına bakmaya başladıklarında, detaylardaki sorunlarla ilgilenmemeye başlıyorlar. Yani ABD'nin canı, bir yerleri işgal etmeyi istiyorsa, işgal edeceği topraklardaki vatandaşın ne hissedeceğiyle ilgilenmiyor maalesef.
O zaman siz kendi kendinizle ilgilenin...!
Kendi ruh sağlığınızı, birilerinin merhametine terk etmeyin...!
Her türlü olumsuz politikaların ortasında, beyninizi, ruhunuzu, aklınızı ve düşünme süreçlerinizi diri tutmanın bir yolunu bulun...!
Ve bakın bakalım;
Geçen iki haftalık dönemde iki üç kez panik atak nöbeti geçirdiniz mi?
Yaşadığınız ataklar şiddetli ve sizi çok endişelendirici boyutta mıydı?
Ataklarınız on dakika kadar sürdü mü?
Panik atak olacağınızı düşündüğünüz ortamlardan kaçtınız mı?
Panik atak nöbeti geçirmediğiniz halde, ha geldi ha gelecek diye siniriniz sürekli bozuldu mu?
Korkmaktan bile korkar hale geldiniz mi?
Panik atak kaygınızdan dolayı iş ve arkadaş ortamlarınızdan koptunuz mu?
Geçtiğimiz iki hafta içinde kalp krizi, beyin kanaması, felç geçirme ve ölüm korkuları yaşadınız mı?
Doktora gittiğiniz halde, sizi yeterince tanımadıkları ve bazı bulguları gözden kaçırdıkları için doğru düzgün teşhis koyamadıklarını düşünüp, ataklarınızı daha da artırdınız mı?
Bu soruların yarısından fazlasına "evet" diye cevap verdiyseniz, lütfen Panik atağınızın iyice arttığını düşünüp, psikoterapi desteği alabileceğiniz bir uzmanı gidin.
İlaçlarla geçmiyorsa, korkularınızın, kaygılarınızın konuşulması ve bu durumların tamamıyla barıştırılmanız gerektiğini unutmayın.
...
Memlekette sorun bitmez... politikalar sizin ruh sağlığınızı ya düşünür ya düşünmez...!
Ama siz kendinizi düşünün...
Ataklarınızla başetmenizi sağlayacak yol yöntemleri öğrenin.
Sevgiler...
Mehtap Kayaoğlu (Psikolojik Danışman &Psikoterapist) - Haber 7
www.yuzlesme.tv
mehtap.kayaoglu@yuzlesme.tv
mehtapkayaoglu@gmail.com
http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu
htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu
Yorumlar4