Cinsel duygularla başa çıkma yolları

  • GİRİŞ05.12.2012 09:05
  • GÜNCELLEME05.12.2012 09:05

Aslında insanoğlunun yemek, içmek, nefes almak gibi doğal ihtiyaçlarından olan bazı sistemler raydan çıkmaya başlayınca, önleyici tedbirler için tavsiyelerde bulunmak zorunda kalıyoruz. Ne garip!

Aşırı yemek yiyene, kendini kontrol yöntemleri...

Aşırı uykusuzluk sorunu için, kişiyi uyutacak güzelliklerin hayatına kazandırılması...

Öfkesine hakim olamayanlara öfke kontrol becerileri...vs. gibi. Sıralamakla bitmez!

Gençlerden ve genç evladı olan ailelerden çok soru geliyor bu konuda. Hormonlar harekete geçmiş tabii... hormon bu, insana ne yaptıracağı belli de olmuyor. Dolayısıyla gelen bu soruna üç beş öneri yazayım dedim.

Ergenlik döneminin devreye girmesiyle birlikte, iki cins arasında çekim oluşuyor. Bu çekim zaman içinde fiziksel yakınlaşmak isteme duygusuna da zemin hazırlıyor. Bu fiziksel yakınlık duygusu, gençler arasında uzayıp giden ve ailelerin rahatsız olacağı noktalara kadar ulaşabiliyor. Siz anladınız ne demek istediğimi.

Pek çok gencimiz, romantik ve cinsel dürtüleriyle nasıl başa çıkacağını bilmiyor. Genellikle iletişim halinde olduğu yakın arkadaş çevresinin oluşturduğu davranış biçimlerini taklit ediyor. Neden o şekilde davrandığı sorulduğunda: "İyi de ben yanlış bir şey yapmadım ki... çevremdeki herkes yapıyor bunları. Kötü bir durum yok ortada...!" diyerek sert tepkiler veriyor.

Ebeveyn/çocuk ilişkilerinin özgüven sistemi üzerine kurulduğu, dini ve manevi değerlerlerin doğru biçimde aktarıldığı ailelerde ciddi sorunlar yaşandığını görmüyoruz. Bu tür ailelerde genel geçer kurallar çocuklara düzgünce aktarılır. Emir kumanda sistemiyle değil, doğrunun ve yanlışın (ailenin yaşam prensipleri açısından) ne olduğu evlatlara düşünce yoluyla geçirilir. Genç, ailesinin temel yaşam prensiplerini içine sindirerek, bu düşünce yapısının aktif eylemsel bireyi olarak hayata katılır. İstemediği halde zorla yaptırılarak değil, kazandırılan prensiplerin hayatını kaliteli hale getirdiğine inanarak uygular kendisine geçen inanı sistemini. Böylece zoraki hayat yaşamaz. Ailesinin değer yargılarını, kendi değer yargıları olarak benimser.

Bu tür ilişkileri yazımızın konusu yapmadık, hemen söyleyeyim. 

Yazı konumuz; anne/baba çocuğuna ulaşamıyor. Kendi değer yargılarını evladına aktaramıyor. Genç kafasına göre veya kafasının içini teslim ettiği arkadaş çevresine göre davranıyor. Yani etrafta ne görüyorsa onu yapıyor. Hormonlar da devreye girince, romantik duyguların etkisiyle fiziksel temaslar başlıyor.  

Aileye göre süreç yanlış! Gence göre aile bağnaz! Bana göre aynı evin insanları birbirini anlamıyor!

Şimdi...

Anne babasını dinlemeyen genç arkadaşlar için ben bazı minik öneriler yapayım. Belki işe yarar;

1. Sevgili genç arkadaşlar! Öncelikle bilmelisiniz ki; birisini sevmek demek, onunla fiziksel temasa geçmek zorundasınız demek değildir. Tanışır tanışmaz öpmek, dokunmak, köşe bucak yerlere saklanarak bir takım temaslarda bulunmak zorunda değilsiniz. Bunu neden söylüyorum, çünkü birçok gencimiz, sevdiği kişiyle bu tür temaslarda bulunmanın kaçınılmaz olduğuna inanıyor. Oysa sevmek ayrıdır, temas ayrıdır.

2. Filmlerde, dizilerde gördüğünüz veya çevrenizde normal olduğunu düşündüğünüz arkadaşlık ilişkilerini körü körüne taklit etmeyin! Onlar adı üzerine, film! Kız-erkek arkadaşlığı demek, en yakın tarihte birbirinizin özel bölgelerine el atmanız demek değildir!

3. Sevdiğiniz kişiyle yapmak isteyeceğinizi düşündüğünüz paylaşımlar için uzun yıllar ve doğru zamanlar var önünüzde. İster masum olduğuna inandığınız bir kucaklaşma olsun ister daha ileri gitme, hepsi için doğru zamanlar gelecek. Şimdiden önünüze her gelenle her şeyi yaşamayın.

4. Neredeyse iki üç haftada bir aşık olup, yeni aşklara yelken açtığınız acaip bir süreç yaşıyorsunuz zaten. Sevginizin gerçek bir sevgi olup olmadığını anlayamayacağınız bu yaşlarda, fiziksel temas anlamında ileri gitmeyin. Duyuyorum gençlerden, her sevdiği kişi en büyük aşkı! Birkaç hafta sonra o büyük aşk gidiyor, yerine yeni bir büyük aşk geliyor. Ne hikmetse her yeni gelen aşk, bir öncekini aratmıyor. Demek ki şimdilerde zannettiğiniz kadar büyük bir şey yaşamıyorsunuz. O halde davranışlarınıza dikkat ederek, ileri gitmemeye özen gösterin. 

5. Kız-erkek ilişkilerinde ileri gitmenin sizler arasında popüler olduğunu biliyorum. Oysa gereksiz fiziksel yakınlaşmalar insanları popüler yapmaz! Çevrenizle kurduğunuz insani ilişkiler, başarılarınız, nezaketiniz, insanlara karşı geliştirdiğiniz güzel davranışlar sizi popüler yapar. Önüne gelen her kızı öpen delikanlı, okulunuzun en gözdesiyse...? ve sizi öptüğünde siz de onunla birlikte gözde kişi olacaksanız...? off offf... içinizin ve düşünme kalitenizin ne kadar sıradan olduğunu bilmelisiniz! Karşı cins sizi öptüğü için değil, herkesin elinizi öpmek isteyeceği güzel projeler geliştirerek popüler olmaya çalışın.

6. Sevdiğiniz düşündüğünüz kişinin, sizi istemediğiniz şeylere zorlamasına izin vermeyin. "Beni gerçekten sevseydin, seni öpmeme izin verirdin." veya "Senden hoşlanıyorum... konu sen olunca kontrolümü kaybediyorum..." vb sözlere inanmayın! Sizi gerçekten seven birisi, sizin hassasiyetlerinizi gözeterek davranır. İstemediğiniz durumlar için sizi zorlamaz. Kız veya erkek farketmez, kim kimi zorluyorsa, zorlanan zorlayandan uzak dursun, anlaşıldı mı?

7. Yakın ilişkilerde fiziksel temas, gençlere büyüdükleri mesajını veriyor, bu yanlış! Büyüdüğünüzü anlamanız için, karşı cinsin boynuna atlayıp, dudağına yapışmanız gerekmiyor. Üstelik bu düşünceyi de nereden çıkardınız? Fiziksel temas büyümenin ve olgunlaşmanın bir göstergesi değildir. Tam tersine, fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarının farkına varıp, içinde bulunduğu toplumun ve dininin gelen geçer kuralları doğrultusunda hareket ederek, kendini sakınabilmek gerçek olgunlaşmadır! Unutmayın!

8. Hayat sizin hayatınız, beden sizin bedeniniz, evet! Onunla ne yapacağınıza siz karar vereceksiniz. Ama mümkünse size ait olanı, gelip geçici duygularınızın oyuncağı haline getirmeyin. Herşey ve her tecrübe için doğru zaman ve doğru kişi gelecek, merak etmeyin. Daha önce yaşanmasıyla daha sonra yaşanması arasında birşey farketmeyeceği gibi, bazı şeylerin zamanında yaşanması, ilişki kalitesini çok daha iyi hale getirecektir. Etrafınızda tecrübesi olan kişilerle konuşup, yazdıklarımı onların paylaşımlarıyla da teyit edebilirsiniz.

...

Daha fazla uzatmaya gerek yok!

Gençler...! Sizi seviyoruz.... Siz de kendinizi sevin olur mu?

Hakettiğinizi düşündüğünüz güzellikleri, zamanlamayı da doğru yaparak keyifle ve bilinçli yaşamanız dileğiyle...

Sevgiler...

Mehtap Kayaoğlu - Haber 7 (Psikolojik Danışman &Psikoterapist)

www.yuzlesme.tv

mehtap.kayaoglu@yuzlesme.tv

mehtapkayaoglu@gmail.com

http://www.facebook.com/psk.mehtapkayaoglu

htttp://www.twitter.com/mehtapkayaoglu

Yorumlar17

  • kamil hisarlı 13 yıl önce Şikayet Et
    kuran ve risalei nurun nuruyla konuya bir bakış.... risalei nurda kuran medeniyeti ile haddi aşmış ve yoldan çıkmış medeniyet şöyle karşılaştırılır: medeniyet-i hâzıra... gâyesi hevesât-ı nefsâniyeyi tatmin ve hâcât-ı beşeriyeyi tezyid etmek için bâzı lehviyâttır. hikmet-i kur'âniye ise: ... gâyâtı, hevesât-ı nefsâniyenin nâmeşrû tecavüzâtına sed çekip ruhu maâliyâta teşvik ve hissiyât-ı ulviyesini tatmin etmektir ve insanı kemâlât-ı insaniyeye sevk edip insan etmektir...nefs-i emmâreyi gemlemekle bağlamak, ruhu kemâlâta kamçılamakla serbest bırakmanın şe'ni, saadet-i dâreyndir. bu açıklamalar, isra suresinin 32. ayetindeki, zinaya yaklaşmayın, çünkü o bir fahiş ve kötü bir yoldur. hükmünü tefsir eder. (fahiş: ölçüyü aşan, aşırı, çok fazla demektir.)
    Cevapla Toplam 16 beğeni
  • benazir kandemir muhcu 13 yıl önce Şikayet Et
    ömrüm olursa çocuklarımı erken evlendirmek isterim. bence kariyer şu bu derken farkında olmadan yanlış yollara sapabiliyor gençler..şu an da kkızkardeşim var tıp fakültesinde okuyor...aklın kesiyorsa evlen gitsin diyorum,mezun olacak da yok uzmanlık yok şu bu derken 30 küsür yaşında anne olacak saçma geliyor bana..çocuklarım için de öyle oğlum biraz bekleyebilir ama kızım iş güç sahibi temiz biri ile evlenmek isterse genç yaşlında karşı çıkmam sanırım...sorun da buradan kaynaklanıyor bence evlilik yaşı büyüdüköçe büyüyor,nasıl olsa sevgililerle her türlü halt yeniyor...
    Cevapla Toplam 24 beğeni
  • engin temiz 13 yıl önce Şikayet Et
    evlilik özendirilmeli değil mi mehtap abla?. upuzun yazmışsınız ama kesin ve net helal yoldan çözüm olan evlilik konusuna eğinmemişsiniz. zira islam ülkesiyiz ve evlilik ayaklar altına alındı 30 yaşıma geldim evlenmek istedim işanlandım ailemin yüzünden kızı begenmediler diye evlilik kapısından döndüm zina etmedim elhamdülillah ama nefsim her an kayabilir maazALLAH. siz uzmanlar laf kalabalıgı yapıyorsunuz ama evlilik konusunda özendirme yönlendirme ve aileleri bilinçlendirmeden uzaksınız. kitaplarınız satılsın,programlarınız izlensin yeter..bence bu ülkede 1000 tane evlendirme vakfı kurulsa azdır...vakıf kurunuz,işletiniz,önderlik ediniz...
    Cevapla Toplam 28 beğeni
  • Bildiğim KADARIYLA 13 yıl önce Şikayet Et
    harama bakmak-2. evet, ehl-i islamda, nazar-ı haram ziyadeleştikçe, hevesat-ı nefsaniye heyecana gelip, vücudunda su-i istimalâtla israfa girer. haftada birkaç defa gusle mecbur olur. ondan, tıbben kuvve-i hâfızasına zaaf gelir. evet, bu asırda açık saçıklık yüzünden, hususan bu memalik-i harrede o su-i nazardan su-i istimalât, umumî bir unutkanlık hastalığını netice vermeye başlıyor. herkes, cüz'î, küllî o şekvâdadır. işte, bu umumî hastalığın tezayüdüyle, hadis-i şerifin verdiği müthiş bir haberin tevili ucunda görünüyor. ferman etmiş ki: "Âhir zamanda, hâfızların göğsünden kur'an nez'ediliyor, çıkıyor, unutuluyor.". demek bu hastalık dehşetlenecek, hıfz-ı kur'an'a bu sû-i nazarla bazılarda set çekilecek; o hadisin tevilini gösterecek.
    Cevapla Toplam 22 beğeni
  • Bildiğim KADARIYLA 13 yıl önce Şikayet Et
    harama bakmak-1. risale-i nur talebelerinden bir genç hâfız, pek çok adamların dedikleri gibi dedi: "bende unutkanlık hastalığı tezayüt ediyor, ne yapayım?" ben de dedim: "mümkün oldukça nâmahreme nazar etme. çünkü rivayet var: imam-ı şâfiî'nin (r.a.) dediği gibi, haram-ı nazar, nisyan verir." evet, ehl-i islamda, nazar-ı haram ziyadeleştikçe, hevesat-ı nefsaniye heyecana gelip, vücudunda su-i istimalâtla israfa girer. haftada birkaç defa gusle mecbur olur. ondan, tıbben kuvve-i hâfızasına zaaf gelir. ....
    Cevapla Toplam 23 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat