Yetiş ya AYM yetiş ya Kılıç
- GİRİŞ02.12.2014 10:45
- GÜNCELLEME03.12.2014 09:17
Hatta bu proje doğrultusunda, bazı yazarların işi tehdit boyutuna vardırdığını, “baraj düşmezse seçim sonrası ülke karışır” dediklerini aktarmıştım.
Henüz iki gün geçmeden ilk ciddi girişim geldi. Muharrem Sarıkaya, pazar günü Habertürk’teki köşesinde, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a barajın düşürülmesi yönündeki başvuruyu sordu.
Kılıç bu soruyu “Raportör arkadaşlar çalışmalarını tamamladı, raporda önemli tartışmalar var. Konu hassas olduğu için ‘bireysel’de değil de ‘genel kurul’da görüşüp 2-3 hafta içinde karara bağlayacağız” yanıtını verdi.
Ancak asıl tartışma oluşturan, Sarıkaya’nın Kılıç’a yönelttiği “Anayasa Mahkemesi kararları, Anayasa’nın ‘Seçim Kanunu’nda yapılacak değişiklikler bir yıl içinde yapılacak seçimde uygulanmaz’ hükmüne tabi mi?” sorusuna verdiği cevaptı:
“Hayır tabi değil, anında uygulanır. Hak ihlali kararı hemen ortadan kaldırılması içindir!”
Hadi, bu tür değişiklilerin bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmayacağı herkesçe bilinmesine karşın, Sarıkaya’nın ısrarını gazetecilik acarlığına verelim. Peki Kılıç’ın kesin bir dille “değişiklik 2015 seçimlerinde uygulanır” demesinin anlamı ne olabilirdi?
Öyle ya Kılıç’ın formasyonu iktisadi ve ticari bilimler olabilir ama Ankara’da hakimler var. Ve neredeyse tamamının görüşü değişikliğin 2015 seçimlerini etkilemeyeceği yönünde.
Ergun Özbudun’a kulak verelim: “AYM barajı kaldıramaz. AYM'nin ihlal tespit yetkisi var ama kanun iptal yetkisi yok. Seçim kanunu ortada olduğu sürece ihlal tespiti yapılsa bile bu, uygulamada sonuç doğurmaz. Seçim barajı kendiliğinden ortadan kalkmaz, seçim barajı ile ilgili meseleyi çözmesi gereken, Anayasa Mahkemesi değil, siyaset kurumu, yani Meclis'tir.”
Temsilde adalet değil istikrarda zafiyet
Tartışmanın büyümesi üzerine AYM dün bir açıklama yaptı. Mahkeme, AYM Başkanı Haşim Kılıç'ın açıklamalarının "çarpıtıldığını ve yanlış yorumlandığını” belirterek, “yorumlar gazeteciye aittir” dedi.
Resmî açıklamalarda, yalanlamalarda ve savunmalarda ne söylenirse söylensin kamuoyu olan bitenin farkında.
2014’teki seçimlere ayarlı Gezi ve 17-25 hukuk darbesi girişimlerinden sonuç alınamadı. Beş benzemezle seçim ittifakları da sonuç vermedi. Seçimleri doğrudan etkileyecek Çözüm Süreci’nin akıbetine yönelik 7-8 Ekim provokasyonları da boşa çıkartıldı. Ama muhalefet, 2015 seçimlerine demokratik ve meşru yollarla girilmemesi konusunda kararlı.
Sarılan yılansa yargı kararıyla 12 yıllık istikrarı bozmak. Bakın işte üç beş de olsa sağdan soldan oy kopartabilecek partiler kuruluyor. HDP’nin parti olarak seçime girmesi için yok artık diyeceğimiz kesimler fiili ittifak görüşmeleri yapıyor. Cemaat’e verdiği destekten ötürü gençlik örgütlenmesinin bile kazan kaldırdığı BBP’nin lideri de AYM’ye baraj düşürülsün diye başvuru yapıyor. Akıllarınca “faili belli olmayacak şekilde bir hukuk cinayeti” tasarlıyorlar.
Böylece, 2015 seçimleri sonrası mümkün olan en parçalı Meclis kurulsun isteniyor. Türkiye gibi koalisyonlarla yoksullaştırılmış, anti demokratikleştirilmiş bir ülkede, bu durumun temsilde adalet değil, istikrarda zafiyet doğuracağının bilinmesine rağmen ocağın altı harlanıyor.
Bence de… Hukukun, uluslararası lobilerin ya da sokağın meşruiyetin arkasından dolanmaya harcayacakları enerjiyi rakipleriyle demokratik bir yarışa kanalize etseler kazanmaları belki mümkün. Ama alışmışlar, yapamıyorlar. Zira o bölük pörçük iktidarları hiçbir zaman halk vermedi onlara. Hep yardımlarına, ordu, yargı, medya yetişti.
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol