Taşıma suyla devrim olmaz
- GİRİŞ18.10.2015 10:06
- GÜNCELLEME18.10.2015 10:06
7 Haziran seçimlerinin ardındansa terör aracılığıyla yine çabalıyorlar. Kitlesel sokak hareketleri yaratıp seçilmiş bir iktidarı devirmeye çalışıyorlar.
Eskiden işleri daha kolaydı. Ulaşmaları gereken manipülasyon seviyesi, orduyu harekete geçirecek dozda olsa kafiydi. Ancak şimdi aradıkları o darbeci orduya ulaşılamıyor. Bu yüzden çırpındıkça çırpınıyorlar.
Ne var ki halkın büyük çoğunluğunca iktidara taşınmış bir siyasi harekete karşı sokakta örgütlemeye çalıştıkları kitlenin bu "karşı devrim"den çıkarı yok. Çünkü montajcı eski sermayenin ve medyanın da desteklediği bir avuç elitin çağrı yaptığı kesim, son on yılda ilk kez eşit vatandaşlık koşullarına bu iktidar döneminde kavuşmuş çevredekiler.
Ve devrim, beş çayı sonrası bir drink attıktan sonra ya da ofis çıkışı devam edilecek bir sosyal etkinlik değil. İşte Marx'ın "işçi sınıfının zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyi yoktur" sözlerinin alameti farikası da bu.
Dezavantajlı kesimlere yönelik sosyal ve ekonomik politikaların öncelik olduğu, Çözüm Süreci gibi toplumsal barış projelerinin siyasi riskinin üstenildiği, dindarlara, Kürtlere, gayrimüslimlere gasp edilmiş haklarının iade edildiği bir dönemde merkeze yürüyen çevredekilerin kaybedecek çok şeyi var artık.
Yeni dönem, demokrasiyi ve ekonomiyi daha geniş bir kesime yaydı. 13 yılda yüzde yirmiden yüzde kırka çıkan orta sınıf da sisteme entegrasyonun çimentosu oldu. İşte yeni paradigmanın bu sağlam yapısı nedeniyle, medya, kimi siyasiler ve bazı kanaat önderlerinin katalizörlere ihtiyacı var. Manipülasyon ve tekrarlarla insanları kötü durumda olduklarına inandırmak, devrimden başka yollarının kalmadığına ikna etmeye çabalıyorlar.
İroninin dibi! Öyle ya, bir halk iktidarı sandık dışında göndermeye karar verecek koşullar içinde yaşıyorsa, yalnızca yönlendirilmeye ihtiyacı vardır, ikna edilmeye değil.
Terörün amacı
İktidarı sokakta almaya yetecek kitlesel destek bulunmayınca devreye sokulan son silahsa terör. Devrime çıkarları açısından ikna edilemeyen kesimlerin refleksleri, şiddetin yaratacağı korku ve panik havasıyla manipüle edilmek isteniyor.
Silahla, tehditle, bombayla ve suikastla bıktırılan yığınların ve siyasetin, hak edilmemiş iktidar taleplerine boyun eğmesi amaçlanıyor. Onlarca canımızı alan terör saldırılarının ardından medyada ve siyasette yükseltilen fiili yönetim çağrıların bakın.
Henüz bir yıl önce diğer adaylar karşısında yarışa girip seçmenini ikna ederek yüzde 52 oyla Cumhurbaşkanı seçilen bir siyasiye ya da en yakın rakibine 16 puan atmış partinin kurduğu hükümete "bırak git" demenin başka bir anlamı var mı? Üstelik de bir seçimin arifesinde!
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol