Avrupa'da çanlar açlar için çalıyor

  • GİRİŞ14.12.2015 10:02
  • GÜNCELLEME14.12.2015 10:02

ABD'nin Irak ve Afganistan operasyonları yeni konseptin en belirgin örnekleriydi.

Ne var ki batıdaki terörden sorumlu tutulan coğrafyaların vurulması ve işgali bu büyük sorunla mücadelede çözüm olmadı. Zira ekonomisi, altyapısı ve tüm geleceği çökertilen ülkelerde asgari yaşam koşulları ortadan kaldırılan kitlelerin sistematik hareketliliğinin kısa sürede bu seviyeye varacağı öngörülememişti.

Arap coğrafyasını yeni dönemin koşullarına göre şekillendirme projesinin, bölgede asırlardır "tampon ülke" olarak var olan Suriye'ye etkimesiyle dengeler belirgin şekilde bozuldu. 10 milyona yakın Suriyeli, mülteci konumuna düştü.

Asrın demografik hareketi olarak görülen Suriyeli mülteciler, çevre ülkelerdeki kısa ikametlerinin ardından batıya yöneldiler.

Bu gelişme batının uzak bir kara ütopya olarak tasavvur ettiği, "aç doğuluların yürüyüşü" senaryosunun soluğunu enselerinde hissetmelerine neden oldu. Tehdit beklenenden daha kısa bir sürede kapılarına dayanacaktı!

ABD ve tüm Avrupa ülkeleri göçmen politikalarını revize etmek için hazırlıklara başladılar. Batı medeniyetinin eksenini oluşturan değerlerin bu tedbirlere direnişi ise Paris'te yaşanan saldırıların ardından bertaraf edildi.

Böylece seçimlerde göçmen karşıtı yeni paradigmaya uygun politikalar üretecek yönetimlerin iş başına gelmesinin yolu açıldı. Tıpkı 11 Eylül gibi aranan "bahane" bulunmuş belki de "yaratılmıştı."

Dahası içerdeki "zenciler" yetmiyormuş gibi, zengin kuzeyin ekonomi politikaları sonucu açlıktan kırılan koskoca bir Afrika sessiz sedasız olan biteni izliyordu. Artık sürdürülmez hale gelen bu suni dengenin yakın süreçte kırılması da an meselesiydi.

Terörün ideolojik gerekçelerden kaynaklandığına dayanan soğuk savaş mitinin yerine açlık gibi daha yakıcı ve motive edici gerekçelerden beslendiği tezi ilk kez bu denli ciddi tartışılmaya başlandı.

Danimarka'nın geçtiğimiz günlerde mültecilerle ilgili aldığı akıllara durgunluk veren bir tedbir, ilerleyen günlerde ne gibi gelişmelere şahit olacağımızın da işareti.

Ülkenin Adalet ve Göçmen Bakanı Sören Pind'in sığınmacıların ziynet eşyasına el konulması gerektiğini TV'de savunmasının hemen ardından öneri direnişle karşılaşmadan kanunlaştı. Göçmenlerin nişan yüzüğü, saat ve cep telefonuna el konmayacağı belirtilirken, sığınmacıların üzerinde çıkan 300 eurodan yüksek değerdeki ziynet eşyasına el koyulacağı açıklandı.

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat