'Yaslıada’da bir hüzünlü anma!

  • GİRİŞ31.08.2022 08:13
  • GÜNCELLEME31.08.2022 08:13


Yassıada veya Yaslıada…
Şimdiki adıyla Demokrasi ve Özgürlükler Adası... Geçen yıl Türk Devletleri Teşkilatı Liderler Zirvesi burada yapılmış ve bu zirveyi takip etmek için burayı ilk kez görme fırsatım olmuştum. Önceki gün bu adaya ikinci kez gittim.
 
Şule Yüksel Şenler Vakfı, yazarın 3. vefat yıl dönümünde bir anma programı düzenledi. Merhum yazar adına bir vakfın kurulması akabinde birçok faaliyetin hayata geçirilmesi düşüncesi çok ince bir düşünüş ve büyük bir alkışı hak ediyor.
Aksiyon insanları en çok zor zamanlarda ortaya çıkar. Kimi siyasetçidir, kimi ilim insanıdır, kimi yazardır, kimi düşünürdür kimi de bunların tümüdür. Aksiyon insanları içinde kadın figürlerin azlığı ise ayrı bir konudur.
 
İşte Şule Yüksel Şenler, yaşadığı dönemde insan hak ve özgürlüklerini esas alan ve bu uğurda büyük bedeller ödeyen nadir kadınlarımızdandır. Kadının giyiminden siyasi ve içtimai düşüncelerin prangadan kurtulmasına kadar Türk sosyolojisinin bütün alanlarında görüş bildirmiş, yazmış, konuşmuş ve yetinmeyip şehir şehir, ilçe ilçe ülkeyi gezerek Türk kadınına bütün birikimlerini aktarma yollarını aramıştır. Ve bulmuştur da…
 
Şule Yüksel Şenler Vakfı Onursal Başkanı Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin konuşmasını dinlerken bir şey dikkatimi çekti. Şule Yüksel Şenler gibi kadınlarımızın ne kadar az olduğu ve olanların da çoklukla unutulduğu gerçeğini! Halide Edip, Münevver Ayaşlı, Samiha Ayverdi, Emine Işınsu…
 
Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi konuşmasında, “Şehirli Müslüman kadınları, çetin ikilemlerin tuzağından tutup çıkardı. Onları bu toplumun saygın ve vazgeçilmez bireyleri olarak konumlamayı başardı. O, kitleleri peşinden sürükleyen ender insan hakları savunucularından biridir" dedi.
 
Sayın Emine Erdoğan’ın konuşmasında Şule Yüksel Şenler’in merhum Adnan Menderes’in en zor zamanlarında attığı adımları anlatması karşısında gözyaşlarımı tutamadım.
“Bir aksiyon insanı olan Şule Yüksel Şenler'in, en önemli özelliği cesur olmasıydı. Sizinle bu yürekliliğinin sınırlarını resmedecek bir anekdot paylaşmak istiyorum:
Rahmetli Adnan Menderes idam edilmeden önce onun adını dahi söylemek sakıncalıydı. İşte böyle bir vasatta, Şule Yüksel Hanım, Adalet Partisi'nin gençlik kollarına üye olur. Zeytinburnu'nda bir mitingde konuşma yapacaktır. Şule Yüksel Hanım, dosya kâğıtlarını birbirine ekleyerek, 1 metre 70 santim boyunda bir şiir yazar. Menderes'le ilgili bölümleri okumaması için sıkı sıkı uyarılır. Asker, polis meydanda hazır bekliyordur... Buna rağmen kürsüden;
'Ey Menderes, Menderes! Yanık yanık çağlıyor,/Bir millet de ardından, yanık yanık ağlıyor' mısralarını okur. Koca meydan hüngür hüngür ağlayan insanların sesleriyle çınlar... Sonradan, anılarını naklederken şöyle söyler: 'Millet acıyla dolu ama, dışa vuramıyor. Ben de milletin sesi olmaya çalışıyorum. Ne derlerse desinler, hapse atsınlar. Hiçbir şeyden korkum yok diyorum..."
 
Program bittiğinde Dr. Hayati İnanç Hoca ile karşılaştım.
Hayati Hoca, adaya gelirken vapurda oldukça etkili bir söyleşi yapmıştı bizlere. Hayati İnanç Hoca’nın konuşması her veçhesiyle bizleri düşünceden düşünceye götürdü. Etrafını saran gençlerden bir fırsatını bulup ayaküstü hızlı bir hâl hatır faslı geçiyorum.
 
Bu güzel programı özellikle bu adada yapan Şule Yüksel Şenler Vakfını kutluyorum. Vakıf Başkanı Konya Milletvekili Dr. Leyla Şahin Usta Hanımefendinin vapurdaki bütün misafirlerle tek tek ilgilenmesi, nezaketi, latif konuşması gerçekten de büyük bir alkışı hak ediyor.
 
Türk edebiyat, düşünce ve aksiyon hayatında tam üç yıl önce bir yıldız kaydı…
Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum.
TÜRKİYE GAZETESİ

Yorumlar1

  • Kaan 1 yıl önce Şikayet Et
    Allah rahmet eylesin
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat