Bağımsızlığın değerini kaybedenler bilir.
Türk Cumhuriyetlerinin kahir ekseriyeti “bağımsızlık” kavramının önemini ve değerini çok iyi bilir zira asırlar süren Rus işgali, bu coğrafyalarda hürriyet kavramını en önemli değer hâline getirmiştir.
“Bağımsızlık her şeyden değerlidir” sözü Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’e ait. Kazakistan, bağımsızlık mücadelesi uğruna var olan bütün aydınlarını ve gençlerini defalarca topluca kaybetmiş ve ağır bedeller ödemiş bir ülke. Dolayısıyla “bağımsızlık” bu ülke tarihi için bir fenomen…
Geçtiğimiz aylarda ülkede önemli bir karar alındı. Anaokullarında “Kazakça” dışında başka bir dille öğrenim yapılmayacağına dair alınan karar hiç şüphesiz ulus- devlet inşası yolunda atılmış büyük bir adım.
Tarih boyunca Kazakistan’da medreselerde yapılan eğitim 18. Yüzyılda başlayan işgal hareketleriyle sekteye ve değişikliğe uğradı. Çarlık Rusya’sı, bu ülkede eğitim ve dil politikalarında, ünlü ideolog N. İlminskiy’in görüş ve düşüncelerini tatbik etmiş ve ağır tahribatlara neden olmuştur.
Dolayasıyla anaokullarında öğretim dilinin sadece “Kazakça” olması tam bağımsızlık yolunda atılmış çok önemli bir karar ve bunun gelecekte bütün sınıflarda ve alanlarda da uygulanması en büyük temennimiz. Ünlü bir Kazak ata sözü vardır: “Ülke olmak istiyorsan önce beşiğini düzelt!” Ülkede anaokulları sayısının da hızla artırılması gündemde.
 
Ülkede “erken seçim” rüzgârı esmeye başladı...
 
Son konuşmasında erken seçime gitmeyi düşündüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, ülkede genel af vaadinde de bulundu. Peki Cumhurbaşkanı Tokayev, neden böyle bir karar almış olabilir?
Bunun birçok nedeni olduğunu söyleyebiliriz. Geçtiğimiz ocak olaylarının akabinde yapılan Anayasa referandumundan sonra Tokayev şimdi de hem halkın desteğini arkasına almak hem de ülkede geniş revizyonlarda ve tadilatlarda bulunmak istiyor. Hâlâ devlet kademelerinde bulunan eski yönetime ait unsurların muhtemel tehditlerini de böylelikle bertaraf etmeyi düşündüğü iddia ediliyor.
Tokayev, 2019 yılından beri görevde. Cumhurbaşkanının 7 yıllık süre için seçilmesini istiyor ve bu sürenin bitimiyle de cumhurbaşkanının bir daha seçimlere katılmaması yönünde talebi var. Yani cumhurbaşkanlığını 7 yıl ile kısıtlamak istiyor!
Kimi analizlerde bu çıkışın Nazarbayev ve taraftarlarının önünü kesme politikası olduğu tezi savunulsa da 2019 yılında Nazarbayev’in kendi isteğiyle görevi bıraktığı düşünüldüğünde bunun doğru bir yaklaşım olmadığı açık.
Nazarbayev ve Tokayev’in dostlukları çok uzun yıllara dayanan bir vefalı yürüyüşe dayanıyor dolayısıyla bu saatten sonra kurucu Cumhurbaşkanı Nur Sultan Nazarbayev’in bir daha seçimlere katılması ihtimali çok düşük ve hatta imkânsız.
Tokayev, bu kararla aslında gittikçe zorlaşan dünya gündemine, olası tehlikelere karşı güçlü kararlar almak, radikal reformlara imza atmak için halkın desteğini alıp güven tazelemek istiyor.
Geçmişte Nazarbayev’in uzun süren iktidarını örnek göstererek Tokayev'in de böyle bir yaklaşımı ve niyeti olduğunu iddia eden kimi çevrelerin gözden kaçırdığı şey ise zamanın ruhu. Sovyetlerden henüz kopmuş, varoluş hikâyesini tamamlamamış bir ülkede “demokrasi” ütopik bir gerçekliktir nitekim düne nazaran bugün bütün kurum ve kuruluşlarını tamamlamış, demokratik adımlar atmış, kısa zamanda Orta Asya’nın en güçlü ülkelerinden biri hâline gelmiş Kazakistan, bu yürüyüşü Nazarbayev döneminde gerçekleştirmiştir.
Hasılı, Kazakistan beşiğini de eşiğini de düzeltecek güçtedir artık.
Türkistan’ın parlayan yıldızı Alaş’ın ülkesine selam olsun!..